Harçlıklar düştü, maaşları kesildi

Üniversitelerde türban yasağına karşı çıktığı için kendi deyişiyle “Ne alçaklığı ne de gayliği kalan”; sahibi olduğu Aziz Nesin Vakfı’na yapılan bağışların üçte ikisi ise kesilen oğul Ali Nesin zor durumda. Babası Aziz Nesin’in kitaplarından elde edilen gelir, Matematik Köyü ve bağışlarla ayakta duran vakıftaki durumu yakından görebilmek için dün Çatalca’daydık. Çocuklar bahçede Ali Nesin ile oyun oynuyordu. Ali Nesin’e sorduk:


Bağışlarını kesenlere ne diyeceksiniz?

Kimseye bağışı neden kestin diye soramam. Türkiye’de her yerde cami yapılıyor. Laf ediyorlar para toplayıp cami yapıyorlar diye. Ama kendileri 3-5 kuruş vermez. Ben 13 yıldan beri halk için çalışıyorum. Her şeyimle kendimi bu topluma vakfettim. Yaptığım iş aydınlanmanın A’sıdır. Kimseyi dışlamadan, herkesi kucaklıyoruz. Bana kara çarşaflı getirsinler aydınlatayım. Aydınlanmışlar zaten aydın. Eğer bazı aydınlar kendilerine halkı aydınlatmak gibi bir görev biçmişlerse, aydınlatılma konusunda öncelik zaten aydınlatılmış olanlar değil, hiç aydınlatılmamışlar olmalıdır.

O yüzden kimseyi “Sen üniversiteye layık değilsin”, “Senin asıl niyetin başka” filan gibi gerekçelerle sınıfımdan atamam.

Vakıfta yiyecek, giyecek sıkıntısı var mı?

Yiyeceğimizi zaten büyük ölçüde biz kendimiz üretiyoruz. 36 dönümlük bir çiftliğimiz var. 20 dönümlük bir arazi daha aldık. Biz üreten bir vakıf olmak istiyoruz. 15’ten fazla ineğimiz var. Koyunlarımız, tavuklarımız, sebze bahçelerimiz, meyva ağaçlarımız var.

Maaşlar eksik ödeniyor mu?

Bağışların kesilmesinin ilk etkisi çalışanların maaşlarına ve çocukların okul harçlıklarına oldu. Vakıfta 4 bakıcı anne, biri gönüllü 2 öğretmen, bahçıvan, aşçı, 2 usta çalışıyor. 3 aydır maaşlarında kesinti olan çalışanlar yine de hallerinden şikayetçi değiller. Özveriyle çalışan bakıcı anneler yine aynı hevesle çocuklarla ilgileniyor, yüzlerinden tebessümü eksit etmiyor. Sanki 3 aydır maaşlarını kesintili bir şekilde alan onlar değilmiş gibi; “3 aydır maaşlarımızı parça parça alabiliyoruz. Ama olsun bu günler geçecek, sıkıntıları hep beraber aşacağız” diyorlar. Çocukların 15 YTL olan haftalık harçlıkları da 11 YTL’ye düşürüldü.

Harçlığım kesilince üzüldüm

Bir tek çalışanlar değil çocuklar da türbana tepkinin faturasını ödüyor. 12 yaşındaki Mersinli İrem Teker, ailesinden uzakta burada eğitimi sürdürüyor. Vakıf sayesinde bilgisayar, özel matematik dersi aldığını, müzelere, tiyatroya gittiğini belirten İrem harçlıklarının kesilmesi için şöyle diyor: “Harçlığımız kesilince önce üzüldüm. Ama 11 YTL de yetiyor bize. Aileme söyledim. Böyle daha iyi, paranı abur cubura harcamazsın dediler.”

‘Çocuklara yazık etmesinler’

VakIf’takİ sıkıntı şimdilik okulda eğitim gören çocukların yüzlerine yansımamış. Ali Nesin’le bahçede güle oynaya şakalaşıyorlar. Berlin Üniversitesi‘nde öğretim üyeliği yapan ve iki yıl önce emekli olup Aziz Nesin Vakfı’nda koordinatörlük yapan Klaus Libe Harkort ise “Ali Nesin’e kızıp çocukları cezalandırmak istediler. Ama böyle yaparak Türkiye’nin geleceği olan çocuklara yazık ediyorlar” diyor.

‘Bu VakIf sayesİnde meslek sahibi olduk’

Süleyman Cihangiroğlu (30): Şırnak’ta 10 çocuklu bir ailede büyüdüm. 12 yaşımda vakfa geldim. Orada üniversiteye gitme imkanı bulamadığımız için kardeşimle buraya geldik. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü mezunuyum. Nesin yayıncılıkta çalışıyorum aynı zamanda vakfın yönetim kurulu üyesiyim. Aziz Dede, bize hayata eleştirel bakmayı ve sorumluluk almayı öğretti. Ali Nesin’in kişisel tavrından ötürü çocukları cezalandırıyorlar. O kişiler bizden uzak olsunlar.