Gazete Vatan Logo

Hamileyim, güzelim!

Hamilelikte kilo artışı ve karnın büyümesi dışında en önemli fiziksel değişim ciltte yaşanır. Bebeğinizin doğmasıyla ‘bebek gibi’ cildinize yine kavuşacaksınız, emin olun.

Hormonal ve mekanik nedenlere bağlı olarak gelişen değişimler gerek doğrudan gerekse dolaylı yollardan anne adaylarımızın psikolojisini de etkiler.
Bazıları hamileliğin vücudunda meydana getirdiği değişimlerden büyük bir hoşnutluk duyar. Hamileliğin kendisini güzelleştirdiğini düşünür. Oldukça önemli sayıdaki anne adayı da ne yazık ki çirkinleştiğini düşünür. Hatta kendi vücudundan utanır hale gelir. Siz hangi gruba giriyorsunuz? Nasıl hissederseniz hissedin, biz dışarıdan görüneni söyleyelim: Gayet iyisiniz! Peki, cildinizde neler oluyor? Kadın Doğum Uzmanı Dr. Alper Mumcu hamilelik döneminde ciltte meydana gelen değişimleri anlattı.

ÇATLAKLAR
Nedir?
Hamilelikle birlikte ortaya çıkan cilt değişimlerinden en sık bilineni karın çatlakları. Stria Gravidarum adı verilen bu çatlaklar, tüm hamilelerin %50 ile 90'ında ortaya çıkar. Büyük çoğunluğu karnın alt kısmında görülen lezyonlar, hamileliğin ikinci yarısından itibaren belirmeye başlar. Kalça, meme ve kollarda da görülebilir.
Tipik görüntüsü deride ufak ve fazla derin olmayan çöküntüler şeklinde. Açık tenlilerde pembemsi bir rengi olabilir. Esmer tenlilerde ise etrafındaki cilt bölümlerinden oldukça açık renkte, hatta gümüş rengindedir.
Nedeni?
Ciltte bulunan, kolajen adlı maddenin ayrılmasından dolayı görülür. Genetik olabilir. Ağrılı değil ama hafif bir kaşıntıya yol açabilir. Mekanik gerilmeye bağlı olarak ya da hormonal nedenlerle ortaya çıkabilir.
Nasıl önlenir?
Çatlakların önlenmesi her zaman mümkün olmaz. Piyasada hamilelik çatlaklarını engellemek için satılan pekçok ürün olmasına karşın etkinlikleri her zaman yeterli değil. Annesi ya da kızkardeşinde bu türden çatlaklar olanlarda daha sık görülür. Irkın da etkisi olduğu tahmin ediliyor. Örneğin siyah ırkta daha az rastlanır. Ani ya da olması gerekenden fazla kilo artışı olanlarda çatlaklar daha kötü olur. Önlemek için yapılabilecek en iyi şey bol sıvı almak. Sıvı miktarı yüksek olan sağlıklı bir cilt, gerilmeye daha iyi yanıt verir.
Çatlakların büyük bir kısmı doğumdan sonra kaybolmaz. Rengi biraz daha açılarak gümüş rengi bir hal alır. birçok anne bu durumdan rahatsızlık duymaz ve bunu anne olmanın bir işareti olarak gururla taşır. Ama yine de kurtulmak isteyenler için geliştirimiş birçok cerrahi teknik var ve bu teknikler plastik cerrahlar tarafından uygulanır. Sonuçlar da yüzü güldüren türden.

HAMİLELİK MASKESİ
Nedir?
Cholasma olarak da adlandırılan hamilelik maskesi, hamilelik sırasında yüzde meydana gelen koyulaşmaları ifade eder. Koyulaşmalar sadece yüzde olmaz. Meme başları, koltuk altları, genital bölgede de hamileliğin sonlarına doğru renk değişiklikleri görülebilir. Bu değişiklikler önemli değil, nasılsa doğumdan sonra kayboluyor.
Nedeni?
Hamilelik sırasında melanotropin adı verilen madde, fazla miktarda salgılanır. Bu madde burun, yanak ve alın civarında pigmentasyon artışına yani koyulaşmaya yol açar. Güneş ışınları bu duruma yol açmaz ama olayın şiddetini artırabilir.
Nasıl önlenir?
Anne adaylarımızın yüzde 45 ile 70'inde 4. ve 5. aylardan başlayarak, hamilelik maskesi görülebilir. Hamilelik maskesini önlemenin en kolay yolu, güneşe çıkarken çok yüksek faktörlü koruma kremleri sürmek.
Yine kalıcı olmayan bu durum doğumdan sonra birkaç ayda kendiliğinden geriler ve kaybolur.

LINEA NIGRA
Orta hat üzerinde, kasıktan göbek deliğine kadar uzanan koyu renkli çizgiye denir. İlk hamileliğini yaşayanlarda 3. aydan başlar.
Tecrübeli annelerde ise daha erken dönemde görülebilir. Her anne adayında görülmez. Bizim kültürümüzde, bu çizginin görülmesi bebeğin erkek olduğu şeklinde yorumlanır ama tabii ki bunun gerçekle bir ilgisi yok.

SİVİLCE
Hamilelikte meydana gelen hormonal değişimler, ciltte yağlanma ve sivilceye neden olabilir. Tekrarlayan bu sivilceler hamilelik sırasında bol sıvı alımı ve düzenli yapılan cilt temizliği ile bir ölçüde engellenebilir.

DAMARLANMA
Hamilelik sırasında kanda artan östrojen seviyelerine bağlı olarak özellikle yüz, boyun, göğüs, kol ve bacaklarda değişik şekillerde damarlanmalar ortaya çıkabilir. Bunlar, yıldız şeklinde ve ciltten hafif kabarık yapılar. Üzerine baskı uygulayınca renkleri solmaz. Bu yapılara örümcek ağına benzedikleri için İngilizce'de örümcek anlamına gelen spider kelimesinden esinlenerek ‘spider veins’ deniyor. Ortalama yüzde 60 civarında görülür ama mutlu haber, doğumdan sonra çatlaklar da kendiliğinden kaybolur.


PALMAR ERITEM
Tıbbi adı palmar eritem olan avuç içlerinde kızarıklık ve beneklenmenin nedeni tam olarak bilinmiyor. Bununla birlikte artmış östrojen miktarına bağlı olarak ortaya çıktığı düşünülür. Anne adaylarımızın yüzde 50-55'inde rastlanır. Nadiren ayak tabanlarında da görülebilir. Herhangi bir sıkıntı yaratmaz sadece hafif yanma ve kaşıntı olabilir. Her zaman kullandığınız nemlendiriciler yararlı olabilir.
Karaciğer hastalıklarının önemli bir bulgusu olan palmar eritem varlığında kan tetkikleri ile karaciğer fonksiyon testleri yapılmasında fayda var. Palmar eritem doğumdan sonra östrojen düzeylerinin normale inmesi ile kaybolur. Yine pamuk elli bir anne olacaksınız.

TÜYLENME VE EPİLASYON
Birçok hamile kadın, hormonlarının da etkisi ile artan tüylenmeden rahatsızlık duyar. Doğum sonrası bu tüylerin büyük kısmı kendiliğinden yok olur. Bu nedenle epilasyon yaptırmayı düşünüyorsanız doğumdan sonraya ertelerseniz daha iyi olur. Buna karşın lazer ve elektroliz gibi modern epilasyon yöntemlerinin bebeğinize herhangi bir zararı yok, içiniz rahat olsun.

Lazer epilasyon
Lazer, ışık enerjisi kullanan bir teknik. Ortaya çıkan elektromanyetik ışıma röntgende kullanılan X-ışınlarından farklı ve doku içinde ilerleme özelliği yok. Işın sadece işlemin yapıldığı alana, örneğin sadece yüze etki eder ve etki alanı sadece birkaç milimetre ile sınırlı. Bu nedenle anne karnı içindeki bebeğe ulaşması ya da zarar verebilmesi mümkün deği.
Benzer şekilde radyo dalgaları ile çalışan epilasyon sistemlerinde de bebek ile ilgili bilinen bir risk de söz konusu değil. Bu cihazlar x-ışını ile çalışan röntgen cihazlarına göre daha düşük frekans ve enerjide radyasyon ile çalışır. Bundan daha önemlisi söz edilen radyasyon, iyonize edici özelliği olmayan radyasyon. İşlem bittiğinde ortada radyasyon da kalmaz. Kısacası hamilelikte kullanımıyla ilgili bilinen bir risk söz konusu değildir.

Elektroliz
Epilasyonun bir diğer türü olan elektroliz ise biraz daha farklı. Burada cilt içine yerleştirilen küçük ve ince bir iğne yardımıyla elektrik akımı verilerek kıl kökü tahrip ediliyor. Elektroliz 100 yıldan uzun bir zamandır kullanılan bir yöntem ve bugüne kadar hamilelik üzerinde olumsuz bir etkisi bildirilmemiş.
Bununla beraber meme başı çevresindeki kıllar için hamileliğin son dönemlerinde elektroliz yapılmaması önerilir. Bu öneri özellikle emzirmeyi isteyen anne adayları için geçerli. Benzer şekilde son 3 aya girildikten sonra karın üzerindeki tüyler için de elektroliz önerilmez. Bunun nedeni bebeğin zarar görme riski değil. Bu dönemde cilt özellikle karın cildi çok hassaslaşır. Ayrıca son dönemlerde karın üzerinde yapılan işlem, bebeğinizin fazla hareket etmesine neden olabilir.
Hem bebeğin hareketleri hem de işlem sırasında duyulabilecek hafif ağrı anne adayımızı rahatsız edebilir.
Elektroliz mutlaka uygun hijyen ve steril şartlarına sahip yerlerde yapılmalı. Aksi takdirde enfeksiyon riski çok yüksek.

DİĞER DEĞİŞİKLİKLER
Hamilelik sırasında bazı kadınlarda saç ve tırnaklar normalden daha hızlı uzar. Tırnaklarda incelme ve kolay kırılma görülebilir. Terleme artabilir. Tüm bu değişiklikler yine hormonal artışlara bağlı. Sevindirici dipnotumuzu yine hatırlatalım, bu şikayetler de hamilelik sona erdikten sonra geriler.

Haberin Devamı