Gazete Vatan Logo

Halka dünyanın en pahalı gazını biz satıyoruz

Geçtiğimiz hafta Meclis Yolsuzluk Komisyonu'na verdiği ifadede terleyen eski Başbakan, Türkiye'nin doğalgazı zaman darlığı nedeniyle bilerek pahalı aldığını savundu

* Türkiye'nin bir elektrik fazlası olduğu doğrudur, yani enerji fazlası olduğu doğrudur; ama bunu teşhis ederken meseleye doğru bakmak lazım. 1990'larda yapılan projeksiyonlarda hep Türkiye'nin yıllık enerji talebinin yüzde 8 ile yüzde 10 artacağı varsayılmıştır ve bu gerçektir. Ama maalesef bildiğiniz gibi iki tane deprem felaketi ve iki tane ekonomik kriz Türkiye'de büyük ekonomik küçülmeyi beraberinde getirmiştir. Bu yüzde 8'lik rakamlar yüzde 2'lere 3'lere düşmüştür.

* Bizim sonuçlandırdığımız yap-işlet modeline göre yapılanlarda ise, maliyet doğalgaz alım fiyatı tarafından 1.3 cent'tir. Şu anki maliyetleri zannediyorum 6 centtir. Bu da devletin onlara doğalgazı 4 küsur cent'e vermesinden kaynaklanmaktadır. Eğer doğalgazı devlet 4.5 cent yerine 2 cent'e verirse, onlar bunu 3.5 cent'e satarlar.

* Hidroelektrik santrallerde maliyet eşit kapasitede enerji üretimi için doğalgaz santrallerinin 6 mislidir. Yatırım maliyeti ve bunların devreye girmesi doğalgaz santrallerine nazaran, asgari 3 misli zamana baliğ olmaktadır. 1997 ortasında biz iktidara geldiğimiz zaman maalesef Türkiye'de enerji kısıtlaması uygulamak zorundaydık. Çünkü Türkiye'nin ürettiği enerji Türkiye'ye yetmiyordu. Böyle bir durumda hükümetler, siz de hükümet olsanız, kim hükümet olursa olsun biran önce devreye girecek olan projelere öncelik vermek durumundadır. Yoksa hidroelektrik santrali yapıp, ona 6 misli kaynak ayırıp, gerçekleşmesi için de 7-8 sene beklemeye ülkenin ekonomisinin tahammülü yoktur. Dolayısıyla o günkü şartlar içinde hareket edilmiştir...

* Bizde önceki hükümetler döneminde de bu eğilim ağırlık kazanmıştır. Bursa santrali verilmiştir, Marmara Ereğlisi'ndeki santral verilmiştir. Bana sorarsanız devlet açısından elverişli olmayan anlaşmalar yapılmıştır. 12 cent'lik alımlarla anlaşmalar yapılmıştır... Benim dönemimde 12 cent'lik anlaşmalar yerine 6 cent'e malolan anlaşmalar sözkonusudur.


Doğalgazda biz Ruslar'a değil Ruslar bize bağımlı
Mahmut Yıldız: Sayın Başbakan, DPT ve Dünya Enerji Forumu Türkiye'nin 2010 ve 2020 yılı enerji ihtiyacım 17 ila 25 milyar metreküp olarak belirlediği halde, siz de yetkili bakanlarınız da 2010 yılında doğalgaz ihtiyacımızın 50 milyar metreküp olduğunu iddia ediyorsunuz. Kamuoyunda bu iddia, Mavi akım Projesinin gerçekleştirilmesine zemin hazırlığı anlamında değerlendiriliyor.

Yılmaz: Bu anlaşmanın Meclis'teki görüşülmesi sırasında, bütün parti sözcüleri, ihtilafsız hepsi, bunun lehinde konuşmuşlardır. O tarihtegaz bakımından Rusya'ya bağımlı hale getirileceği, Rusya'nın Türk doğalgaz pazarındaki payını artıracağı filan biliniyor. Burada bilinmeyen bir tek husus vardı, o da fiyat mekanizmasıydı. Fiyattan bu anlaşma yapılacaktır. Daha sonra Meclis, bu konuda sizin de ifade ettiğiniz gibi, gazete haberleri üzerine bir kapalı oturum yaptı. O kapalı oturumda da bu konulara açıklık getirildi.

...Ben, Rusya'ya bağımlılığın Türkiye açısından çok büyük bir handikap olduğuna inanmıyorum. Bugün Almanya'nın Rus gazına bağımlılığı bizden çok daha fazla...

...Netice itibariyle, Rusların bize getirdikleri teklif, bizim açımızdan son derece cazip bir tekliftir. Bu teklif bize yapılmamıştır, bizden önceki hükümete yapılmıştır. Bizden önceki hükümet bu teklifi kabul etmiştir. Kabul etmekle de doğru yapmıştır. Sayın Kutan, bu konuda Gazprom'la bir anlaşma yaptı, bir protokol yaptı. Biz hükümete geldikten bir hafta, onbeş gün sonra, Ruslar, bize gelip, fizibilite anlaşmaları yapıldı, biz bunu yapmaya hazırız, siz, gazı Samsun'da alacaksınız dediler. Bu, benim için cazip bir teklifti. Türkmen gazı, zannedildiği gibi veya Türkmenbaşı'nın söylediği gibi, benim, bugünden yarına başvurabileceğim bir alternatif değil. Türkmen gazının Türkiye'ye gelebilmesi için, 4 milyar
dolar yatırım yapılması lazım, ama bu parayı bulsanız dahi mesele hallolmuyor. Hazar geçişi konusunda siyasi ihtilaf var. Ruslarla, Azeriler ve Türkmenler arasında ihtilaf var. Bu ihtilaf giderilmeden, zaten proje gerçekleşmiyor. Dolayısıyla Türkmenbaşı'nın ben size gazı Türkmenistan sınırında 40 dolara veririm ifadesi hiçbir şey ifade etmiyor...

...Burada benim, hep mantık olarak hareket ettiğim nokta şu olmuştur; Adam 3 milyar dolar yatırım yapıyor, Karadeniz'in altından dönüşüyor bunu. İtalyanlara döşetiyor, 3 milyar dolar yatırım yapıyor. Karadeniz'in altından döşüyor bunu. İtalyanlara döşetiyor, 3 milyar dolar yatırım yapıyor. Burada bağımlı benden ziyade odur. 3 milyar doları yatırıyor, bunu tek müşteri için yapıyor, Türkiye için yapıyor.


Vatandaşımıza dünyanın en pahalı doğalgazını satıyoruz
... Recai Kutan da o anlaşmayı yapıp fazladan para verirken bunu biliyordu, adamın başka çaresi yoktu. Türkiye ya gazsız kalacaktı ya da Rusya'nın o şartına boyun eğecekti ve boyun eğdi. 12 dolar fazla veriyoruz 1000 metreküpte. Turusgaz'dan aldığımıza 12 dolar fazla veriyoruz. Ama o şartlarda hükümetin önce düşüneceği ülkeye gazı sağlamaktır.
Dünyada en pahalı doğalgazını biz satıyoruz vatandaşımıza ama, maalesef teknik nedenlerle benim dönemimde dahi istediğim hızla yürümedi bu yatırımlar. Çeşitli nedenlerle gecikti. Ama bundan sonra en fazla öncelik verilmesi gereken Türkiye'nin doğalgaz boru hatlarıdır. Avrupa'nın hiçbir ülkesinde, bizdeki piknik tüp satılmaz. Hepsi doğalgazı borudan alırlar, evlerine direkt gelir. Ama Türkiye'nin en büyük şirketlerine zarar vereceğiz bu da kaçınılmazdır. Bu siyasetin cilvesidir. Bunu göze alacaksınız. Türkiye'nin bugün en büyük şirketleri Aygaz'ı, Milangaz'ı, İpragaz'ı yok olacak. Elbetteki bu işi engelleyecekler, lobiler kuracaklar. Onların tüpe doldurup 10 misli fiyatla sattıkları gazı vatandaşın ayağına götürüyorsunuz. Elbetteki bundan zarar görecekler ama siz bundan dolayı vazgeçebilir misiniz? Biz her zaman Türkiye'nin menfaati neyse onu yaptık. Bunu da tek başımıza yapmadık, Meclisle ortaklaşa yaptık.

Haberin Devamı