Gazete Vatan Logo

Haberal yeniden Silivri'ye!

İstanbul Sağlık Müdürlüğü’nden Ergenekon tutuklusu Mehmet Haberal’ın sağlık durumu ve bu süreçte yapılan işlemlerle ilgili açıklama yapıldı.

"İstanbul Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yatmakta olan Sayın Mehmet Haberal’la ilgili olarak son günlerde bazı basın yayın organlarında yer alan haberler nedeniyle, hastanın durumu ve klinik seyri hakkında bilgi kirliliği oluşmuştur. Bilgi kirliliğinin önlenmesi ve kamuoyunu bazı noktalarda yanlış yönlendiren demeçler verilmesi nedeniyle aşağıdaki açıklamaya gerek duyulmuştur" denilen yazılı açıklama şöyle devam etti.

"Çarpıntı ve hipertansiyon tanıları ile daha önce Mehmet Akif Ersoy Hastanesi’ne yatırılarak gerekli tetkik ve tedavisi yapılan Mehmet Haberal’da yatışı esnasındaki mükerrer holter tetkiklerinde izole ventriküler ekstra sistol (VES) diye tanımlanan iyi seyirli ritim bozukluğu dışında herhangi bir ritim problemine rastlanmamıştı. Mehmet Haberal, bunun üzerine Adli Tıp Kurulu kararı ve Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatı ile 11.03.2011 tarihinde Silivri Cezaevi’ne nakledilmişti.
31.07.2011 tarihinde çarpıntı şikayetiyle tekrar Mehmet Akif Ersoy Kalp Hastanesi’ne sevk edilen Mehmet Haberal, ‘event recorder’ yani ritim kayıt edici cihaz takibine alındı. Hastanın event recorder kayıtlarında supra ventriküler taşikardi (SVT) diye tanımlanan bir ritim bozukluğu saptandı. Genellikle iyi seyirli ve ani ölüm riski son derece düşük olan SVT ön bulgusunun diğer ritim problemlerinden ayırt edilmesi yani ayırıcı tanı yapılması için ilgili hastanenin Kardiyoloji Konseyi toplandı ve kateter-anjiyo laboratuarında elektro fizyolojik çalışma (EPS) yapılmasına karar verildi. Basında yer alan ve hastalık olarak bahsedilen ‘SVT’ bir aritmi çeşidi olup hastalık değildir, irdelenmesi gereken bir ön bulgudur.
Hastanın Mehmet Akif Ersoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne ilk yatışından itibaren tetkikleri eksiksiz olarak ve en kötü olasılıklar dikkate alınarak güncel klavuzların önerileri ışığında titizlikle yapıldı. Hastane bünyesinde bulunan elekrofizyoloji laboratuvarında hastaya yapılacak EPS girişiminden daha kompleks işlemler, dünya standartlarında rutin olarak yapılabilmektedir. Ancak hastane bünyesinde mevcut elektrofizyoloji sorumlu kardiyoloji klinik şefi ile hasta arasında hala devam eden ve hasta tarafından açılmış bir dava olduğundan, Kardiyoloji Konsey toplantısında bu işlemin başka bir hastanede ve başka bir doktor ekibi tarafından yapılmasının daha uygun olacağına karar verildi. Bu bağlamda medyaya yansıyan ve Mehmet Akif Ersoy hastanesi bünyesinde EPS laboratuvarı olmadığı haberleri gerçek dışıdır.

22.08.2011 tarihinde İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Kardiyoloji EPS laboratuarında gerçekleştirilen EPS işlemi sonrasında, hastada SVT ön bulgusu doğrulandı ve bu ritim probleminin kaynağı tespit edilerek odak ablasyon denilen işlemle yakılarak tedavi edildi. Mevcut ritim problemi tedavi edildiği ve hayati bir tehdit oluşturmadığı için aynı seansta ICD (Implantable Cardioverter Defibrillator) yani kalbi tekrar çalıştırmak için şok veren cihaz dahi yerleştirilmesine gerek duyulmayarak hasta yapılan işlemi takiben aynı gün Mehmet Akif Ersoy Hastanesi’ne geri gönderildi. Hastanın işlem sonrası genel durumu iyi olup, hayati fonksiyonları normal seyretmiş ve bugün ( 24.8.2011 ) itibariyle salah ile taburcu edilerek Silivri Cezaevi’ne ambulansla nakli planlanmıştır.
Aciliyet gerektirmeyen ve elektif şartlarda yani uygun bir zaman dilimi içerisinde yapılabilen EPS işlemi basında belirtildiği gibi bir ameliyat veya operasyon değil, kateter anjiyo salonunda yapılan ve ritim problemlerini irdeleyen tanısal bir girişimdir.

Adli Tıp raporlarına göre, hastaya İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü’nde yatışı sürecinde ritim problemleri için en az 2 kez EPS tetkiki yaptırılması önerilmiş fakat hasta kabul etmemiştir. Tıp bilimi ve onun icrasındaki sağlık çalışanları, herkesin bildiği üzere kanıta dayalı işlem yapmak zorundadır, nitekim SVT ön bulgusunun, Mehmet Akif Ersoy Hastanesi’nde ritim kaydedici cihazlarda saptanması üzerine mevcut ritim probleminin hayati tehdit oluşturup oluşturmadığının ayırıcı tanısı için EPS işlemi yapılması gerekliliği hastayla paylaşılmış ve hastanın kendi rızası ile işlem yapılmıştır. Mehmet Akif Ersoy Hastanesi basında yer aldığı gibi başka merkezlerin yaptığı testleri doğrulamamış, kendi bulguları ile hareket ederek bir sonraki basamak olan EPS girişimini yaptırmıştır.
Bazı haberlerde yer verilen Mehmet Akif Ersoy Hastanesi tarafından daha önce Mehmet Haberal’ın rahatsızlığına dair verilen raporun gerçekleri yansıtmadığı haberi de gerçek dışıdır. Çünkü Mehmet Akif Ersoy Hastanesi ve ilgili klinik şefleri böyle bir rapor tanzim etmemiştir. Mehmet Haberal Adli Tıp kararları çerçevesinde hayati risk oluşturmayan ritim problemleri olduğu için ilaç tedavisi düzenlenerek Mart 2011’de Silivri Cezaevi’ne nakledilmiştir."

Haberin Devamı