Gazete Vatan Logo

Kayıp mezhep burada!

Uşak'ı ikinci Efes yapacak antik kent

Kayıp mezhep burada!

UŞAK’ın Karahallı İlçesi’nin Belediye Başkanı CHP’li Nihat Süzek, Karayakuplu Köyü’nde Hristiyanlığın kayıp mezheplerinden Montanizm’e ait kilise ve M.S. 2’nci yüzyıla ait Tymion Antik Kenti’nin gün yüzüne çıkarılması çağrısında bulundu.

Bölgede 2 bin 500 yıllık tarihi Clandras Köprüsü’nün de bulunduğunu hatırlatan Süzek, kilise ve antik kentin gün yüzüne çıkarılmasıyla, ilçeye turist akınının başlayabileceğini söyledi.



Karahallı Belediye Başkanı Nihat Süzek, Hristiyanlığın kayıp mezhebi Montanizm’in, Alman Prof. Dr. Peter Lampe ve ABD’li Prof. Dr. William Tabbernee tarafından, yaklaşık 10 yıl önce Karayakuplu Köyü’nde yüzey çalışması yaparken, Pepuza Antik Kenti’nin saptanmasıyla ortaya çıktığını belirtti. Daha sonra Prof. Dr. Lampe ve Prof. Dr. Tabbernee’ye kazı yapmaları için izin verilmediğini anlatan Nihat Süzek, "Pepuza, Hristiyanlar tarafından bilinmeyen bir kent. Adı bu bilim adamlarının çalışmalarından sonra duyuldu. Burada kazı çalışmalarının başlaması bile bölgede ekonomik olarak bir canlanma sağlayacak. İnanç turizmi için bölgeye birçok Hristiyan gelecek ve para bırakacak. Tarihin gün yüzüne çıkarılması halinde, Uşak ikinci bir Efes olur" dedi. Bölgede 2 bin 500 yıllık tarihi Clandras Köprüsü’nün de bulunduğunu hatırlatan Süzek, kilise ve antik kentin gün yüzüne çıkarılmasıyla, ilçeye turist akınının başlayabileceğini söyledi.



MONTANİZM

Montanizm İ.S. 165 yılında Frigya’da ortaya çıkan ve ilk dönem Hristiyanları tarafından kurulan bir mezhep olarak biliniyor. Kadınlara özel bir önem veren mezhep, kadınların rahip kurulunda yer almasını kabul eden tek Hristiyan mezhebi. Kuruluşundan sonra hızla yayılan, Roma ve Konstantinapol’e kadar uzanan mezhebin Frigya uygarlığındaki ana tanrıça Kybele kültüründen etkilendiği, kadınlara toplumda ve kilise yönetiminde erkeklerle eşit rol verdiği belirtiliyor. Montanus’un Hristiyan olmadan önce Frigya bölgesinde Anadolu ana tanrıçası Kibele kültünün rahibi olduğuna inanılmaktadır. Bu nedenle mezhep kadın liderlerin aktif çalışma alanına girmiştir.



Hareketin Montanus’dan sonra en önemli iki ismi Priscilla/Prisca ve Maximilla isimli zengin ve dul iki kadındır. Rivayetlere göre, bu iki kadın Montanus’la tanıştıktan sonra eşlerinden boşanmış, peygamber olarak adlandırılmış ve harekete oldukça önemli katkılarda bulunmuş. Montanus kendini peygamber ilan etmiş, Pepuza’yı merkez olarak seçmiş. Anadolu’da doğmuş olmasına rağmen İtalya ve Kuzey Afrika’ya kadar yayılmış. Pepuza zaman içinde bölgenin dışında yaşayanlar için bir hac merkezi haline dönüşmüş.

METROPOLİS KAZILARINDA TARİH GÜN YÜZÜNE ÇIKARILDI

KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı ile Trakya Üniversitesi’nin işbirliği, Sabancı Vakfı, Metropolis Sevenler Derneği ve Torbalı Belediyesi’nin desteğiyle 22 yıldır sürdürülen Metropolis Antik Kenti’ndeki 2012 yılı kazı çalışmaları tamamlandı. Kazılarda, Roma hamamına ait mozaikli salonlar ve galeriler, 2 bin 500 yıllık kadın heykeli ve çok sayıda eser gün yüzüne çıkarıldı.

Trakya Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serdar Aybek başkanlığında yürütülen kazılarda, Türkiye, Almanya ve Avusturya üniversitelerinden de akademisyen ve öğrencilerin katılımıyla geniş kapsamlı çalışmalar gerçekleştirildi. Bu doğrultuda, Metropolis eski yazılı buluntuları ve diğer arkeolojik kalıntılar üzerinde yeni tespitler yapıldı. Kazı Başkanı, Trakya Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serdar Aybek, 22 yıldır süren kazılarda, bu yıl önemli gelişmeler kaydettiklerini ve Metropolis Antik Kenti’nin ören yeri olması konusunda önemli adımlar attıklarını belirtti.

Doç. Dr. Aybek, "Ören yeri projesi kapsamında, kentteki belirli noktalara bilgi panoları ve yönlendirici levhalar yerleştirilerek, Metropolis’in çevresinin çitle çevrilmesi uygulaması başlattık. Öte yandan, İşkur’un Toplum Yararına Çalışma Projesi’ne (TYÇP) destek vererek, bölgedeki kadınları kazı alanında istihdam ettik. Bu yıl bizim için en büyük sürpriz, yaklaşık 1000 yıl önce inşa edilen kale duvarlarında yapı taşı olarak kullanılan mantolu kadın heykeli oldu. 2 bin 500 yıllık kadın heykeli, Metropolis’in zenginliğini ve görkemini gözler önüne seren nitelikte. Heykeli ve bu yılki kazılarda ortaya çıkardığımız 72 adet envanterlik ve 175 adet etütlük eseri İzmir Arkeoloji Müzesi’ne teslim ettik" dedi.

Metropolis Antik Kenti’nin sırlarını gün yüzüne çıkarmaya devam edeceklerini belirten Doç. Dr. Aybek, antik kentin ören yeri çalışmalarının 2013 yılında tamamlanacağını söyledi.

DESTEK DEVAM EDECEK

Sabancı Vakfı Genel Müdürü Zerrin Koyunsağan da vakfın Metropolis Antik Kenti kazılarına 2013 yılında da destek vermeye devam edeceklerini belirtti. Koyunsağan, "Sabancı Vakfı olarak, kültür varlıklarının gün ışığına çıkması ve ülkemizin tarihsel mirasları arasına katılması bizim için çok önemli. 2013 kazı döneminde Metropolis’in bizlere hangi sürprizleri sunacağını merakla ve heyecanla bekliyoruz" diye konuştu.

KAZILARDA BU YIL

Metropolis Antik Kenti kazıları bu yıl, Palaestra kuzey galeri ve mozaiği ile Roma hamam yapısının kuzeyindeki mozaikli salon ve havuzlarda gerçekleştirildi. Kazılarda bulunan sikke, pişmiş toprak, cam, maden ve kemik gibi tüm küçük eserlerin temizlenme ve restore edilme süreci tamamlandı. Gün yüzüne çıkan tüm eserlerin sağlıklı bir şekilde korunması için bir sistem oluşturuldu ve tüm eserlerin kayıtları düzenli bir hale getirildi.

Haberin Devamı