Seçimden sonra...

Haberin Devamı

Önce seçim sonuçları hakkında kamuoyu araştırma kuruluşlarının tahmin ortalamalarını sıralayalım: AK Parti yüzde 45-50 arası, CHP yüzde 25-30 arası, MHP yüzde 10-13 arası, BDP yüzde 5-7 arası.

Bu sonuçlara göre, AK Parti 330 civarında milletvekili çıkararak tek başına iktidara gelmektedir. CHP, milletvekili sayısını artırmakta; MHP barajı geçmekte ancak oy oranı ve milletvekili sayısı azalmakta; BDP ise, eskisine göre birkaç milletvekili daha fazla alabilmektedir.
Bu durumda, Türkiye’yi, siyasi bakımdan istikrarlı bir dönemin beklediği söylenebilecektir.

***

Seçimden sonra AK Parti, üçüncü genel seçim zaferini kazanmış bir parti sıfatıyla, karizmatik lideri Erdoğan’ın öncülüğünde yoluna güçlenerek devam edecektir.

CHP yüzde 30’u geçemediği takdirde, Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı tartışılmaya başlanacak ve onun yerine CHP tabanına daha uygun bir ulusalcının, büyük ihtimalle Süheyl Batum’un getirilmesi istenecektir. CHP’de iç tartışmalar devam edecektir.

MHP’de hesaplaşma seçim öncesinde başlamıştır. Seçimden sonra MHP’yi gürültülü bir tartışma ortamı ve değişim rüzgârları beklemektedir. Yeni MHP’nin oluşturulabilmesi için güçlü ve karizmatik bir lider adayının çıkması, mevcut kadronun tamamının değiştirilmesi sonucunu doğuracak ve MHP’yi güçlendirecektir.

Apo ve PKK’nın emrindeki BDP, bu defa eskisine göre biraz daha kalabalık bir grup kurabilecektir. Buna karşılık, sözcülerinin iddia ettikleri gibi, bir ‘iç savaş’ ya da ‘isyan’ başlatabilmeleri mümkün olamaz. Zira, önce toplum yapısı buna müsait değildir; sonra bunu yapabilecek güçleri de yoktur. Bunun yerine, toplumun tepkisine yol açacak aykırı eylemlere tevessül edeceklerdir.

***

Seçimden sonra Türkiye’nin gündemindeki iki önemli konu, terörle mücadele ve yeni anayasa olacaktır. PKK/BDP, yeni anayasa çalışmalarını etkileyerek yeni tâvizler koparabilmek için terörü bir silah olarak kullanmaya devam edecektir. PKK/BDP’nin istediği gibi bir anayasa yapılması mümkün olmadığına göre, terör eylemlerinin tırmandırılmak isteneceği söylenebilir. Bu durumda güvenlik güçlerinin terörle mücadelesi hız kazanacak ve PKK/KCK’nın eylemlerinin tesiri azaltılacaktır.

Diğer taraftan, ‘demokratik açılım’ projeleri yürürlüğe konulacak, Güneydoğu’nun ekonomik ve sosyal kalkınması hızlandırılacaktır. Buna paralel olarak terörle mücadelede etkinliğin artması neticesinde PKK’nın çözülmesi ve düze inmesi sağlanacaktır.

Yeni anayasada, bu konuda kitleleri rahatlatacak bazı terminolojik düzenlemeler yapılabilecektir. Lâkin aslâ Türkiye’nin birliğini bozucu tâvizler verilmeyecektir.

***

‘Yeni anayasa’nın hazırlanması, müzakeresi ve kabulü kolay olmayacaktır. Bazı üstünlüklerine ve faydalarına rağmen, ‘başkanlık sistemi’nin kısa sürede hazırlanması ve taraflara kabul ettirilmesi mümkün gözükmemektedir. Mevcut parlamenter sistemin ıslahı ve değiştirilerek kabulü daha pratik olacaktır.

Yeni anayasanın temel ilkeleri, Başbakan Erdoğan’ın ‘Tek millet, tek devlet, tek vatan, tek bayrak’ sloganına uygun olmalıdır. Anayasada hiçbir tabu ve yasak kabul edilemez. Ancak, temel hak ve hürriyetlerin en geniş şekilde yer alacağı bu anayasada, Türkiye’ye ve milletimize mahsus birleştirici ilkeler de ihmal edilmemelidir.

Yeni anayasa, açık, kısa, öz ve temel bir metin olmalıdır. Sert bir anayasa olmamalı; gerektiğinde millet iradesi tarafından değiştirilebilmelidir.

***

Seçimden sonra, Türkiye’de yeni bir reform dönemi başlatılmalı ve 2023’teki Büyük Türkiye’nin temelleri atılmalıdır.

Seçimden sonra inşallah Türkiye’de ‘çok iyi şeyler olacak’ diyoruz.

DİĞER YENİ YAZILAR