Gazete Vatan Logo

Gürsel’in sansürlenen mektubu gün ışığında

Yassıada’nın 46 yıllık sır belgeleri kamuoyuna sunuldu. En dikkat çekici belge ise dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Cemal Gürsel’in Menderes’e yazdığı mektup: Sayın Menderes cumhurbaşkanı olmalı

Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nün araştırmacıların hizmetine açtığı Yassıada mahkeme tutanak ve belgeleri, çifte sansürle saklanan bir gerçeğin 46 yıl sonra gün yüzüne çıkmasını sağladı. Zaman Gazetesi’nde yer alan habere göre, açıklanan belgelenden en dikkat çekicisi, 27 Mayıs ihtilalinden önce Kara Kuvvetleri Komutanlığı görevinden ayrılan ancak 27 Mayıs 1960 ihtilalini gerçekleştirilen subaylarca ihtilal liderliğine çağrılıp, bu çağrıyı kabul ederek Milli Birlik Komitesi’nin başına geçen Cemal Gürsel’in, ihtilalden 24 gün önce, dönemin Başbakanı Adnan Menderes’e yazdığı mektup. Yassıada Mahkemesi’nde birinci maddesi sansürlenen mektubun orijinalinde şöyle deniyor: Millletin sevdiği Menderes cumhurbaşkanı olmalı.

ÇİFTE SANSÜR
Hem mahkemeye ilişkin gizlilik kararı hem de söz konusu ifadenin mahkemede de okunmaması nedeniyle çifte “sansürle” saklanan gerçek, Devlet Arşivleri’nin belgeleri kullanıma açmasıyla belgesiyle günyüzüne çıkmış oldu. Bu iddia yıllar önce başta merhum MHP eski Genel Başkanı Alparslan Türkeş olmak üzerE pek çok kişi tarafından gündeme getirildi. Ancak, belgeler üzerindeki gizlilik kaydı nedeniyle bugüne kadar ispatlanamamıştı.

ISRARCI OLUNMADI
Başbakan ve bakanların sahip oldukları belgelere ihtilal yönetimi tarafından el konulması nedeniyle orijinal mektup Menderes’in elinde kalmadı. Elinde belge olmadığı için de Menderes, mektuplar gündeme geldiğinde avukatının “orijinali okunsun” talebine rağmen, “Hayır gerek yok” diyerek, bu konuda ısrarcı olmadı.

Aydın Menderes: Her şey farklı olabilirdi
46 yıl sonra ortaya çıkan ve 27 Mayıs ihtilali dönemi Türkiye’sinin koşullarına da ışık tutan tarihi belgeyle ilgili VATAN’ın sorularını yanıtlayan Adnan Menderes’in oğlu eski DYP Milletvekili Aydın Menderes, “Eğer bu mektup o dönem orijinal haliyle açıklanmış olsaydı, her şey çok farklı olabilirdi” dedi. Menderes, babasının mahkeme sırasında orijinal mektubun okunması konusunda neden ısrarcı olmadığı yönündeki soruya da şu yanıtı verdi: “Bu konuda ısrar etmenin bir anlamı yoktu. Çünkü ne kadar ısrar edilirse edilsin, zaten orijinal metin okunmayacaktı. Yassıada Mahkemesi’nin adı mahkemeydi çünkü. Ayrıca babam, iyi veya kötü Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Başkanı’nın yalancı duruma düşmemek için böyle bir tavır sergiledi. Bu mektup açıklanmaydı, 27 Mayıs kendi kendini yalanlamış ve inkar etmiş olacaktı. Eğer orijinal haliyle kamuoyunun bilgisine sunulsaydı, Türk kamuoyundaki hava büyük ölçüde değişir, bu değişime bağlı olarak da 27 Mayıs’ın gidişatını ve mahkemelerin sonucunu bir şekilde etkilerdi.”

Mahkeme 30 yıl gizlilik kararı almıştı
27 Mayıs 1960 darbesinin ardından dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakanı Adnan Menderes, bakanlar Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan bata olmak üzere Demokrat Parti Hükümeti yöneticilerini yargılamak için kurulan Yassıada Mahkemesi, tutanakların 30 yıl boyunca açıklanmaması kararı almıştı. 30 yıllık gizlilik süresi 1990’da dolan tutanaklar bu tarihte Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’ne gönderildi ancak beklemeye alındı. 2005 yılında sözkonusu tutanaklar ile Anayasa Mahkemesi’nden alınan mahkemeye ilişkin gizli belge ve yazışmaların kamuoyuna açıklanması kararlaştırıldı.

Cumhurbaşkanlığı’na Sayın Menderes getirilmelidir
(...) Sayın vekilim, bu ahvâl küçümsenecek, cebir ve şiddetle geçiştirilecek şeylerden değildir. Memleket, hükümet ve partinin düştüğü bu müşkül vaziyeti kurtarmak için sükunetli fakat ciddi ve zecri tedbirler almak lazımdır. Bu tedbirler şunlar olmalıdır:

* Cumhurbaşkanı istifa etmelidir. Cumhurbaşkanlığına Sayın Adnan Menderes getirilmelidir. Bu muhterem zatı her şeye rağmen milletin çoğunluğunun sevmekte olduğuna kaniim. Bu sevgiden istifade edilerek kırılanların gönülleri alınmalı ve millete yeniden güven.

* İstanbul, Ankara valileri ve Emniyet müdürleri süratle değiştirilmelidir.

* Ankara Örfi İdare kumandanı değiştirilmelidir.

* Partilerin ocak, bucak teşkilatı kaldırılmalı, sadece vilayet merkezlerinde mümessiller bulundurmalıdır.

* Parti faaliyetleri azami senede iki defa vilayet merkezlerinde ve mehdut partililerle yapılmalıdır.

* Mevkuf gazeteciler bir af kanunu ile kısa zamanda tahliye edilmelidir.

* Son hadiseden tevkif edilen talebeler tedricen serbest bırakılmalıdır, ilim müesseseleri yeniden faaileyete geçirilmelidir.

* Şimdiye kadar çıkarılan bütün antidemokratik kanunlar tedricen kaldırılmalıdır.

* Vatandaş, hürriyet ve eşit muamele hakkına mutlak surette riayet edilmelidir.

* Ordunun mes’eleleri süratle hal edilmelidir.

* Din istirmacılığından vazgeçilmelidir.

* Suiistimaller oluyor mu, bilmiyorum; fakat olduğu hakkında umumi bir kanaat mevcuttur ve milletin hükümete karşı itimatsızlığına sebep olmaktadır. Bu gibi kötülüklerin şiddetle bertaraf edilmesi lazımdır.

Çok muhterem vekilim;

Bu yazdıklarım asla bir parti ve politika mülahaza ve tesiriyle değildir. Memleketin durumunun bu tedbirlerin alınmasını zaruri kıldığına inandığım için arz ediyorum. (...)

Derin ve sonsuz hörmetlerimi sunarım.

Kara Kuvvetleri Komutanı

Orgeneral Cemal GÜRSEL

Haberin Devamı