Demokraside mırıldanma hakkı!

Başbakan Binali Yıldırım “şort giydiği için otobüste Ayşegül Terzi isimli hemşireyi tekmeleyen” şahıs için televizyonda özetle şöyle demiş; “Eğer bu durum erkeğin hoşuna gitmediyse mırıldanırsın… Adalet sisteminde sıkıntı var. Kitaba bakılıyor, işin toplumda karşılığı nedir düşünülmüyor.”

Öncelikle yine “demokrasi” tarifine dönmek gerekiyor. Demokrasilerde diğer vatandaşların kişisel özgürlüklerine, insan haklarına hiç kimsenin müdahale yetkisi de, “mırıldanma” hakkı da yoktur.

Eğer Başbakan’ın söylediği gibi bir hak olsaydı, toplum yaşamı ne hale gelir, nasıl bir ortam yaratılırdı bir düşünelim.

Müzik dinliyor diye…

Mırıldandığınız kişinin kendisi ve yanındakilerin tepkileri ortaya çıkar, çatışmalar önlenemezdi. Perşembe günü Bursa Metrosu’nda bir adam “kulaklıkla müzik dinleyen” gence ağza alınmayacak küfürler savurmuş. Bu olaya haklı olarak itiraz eden kadın yolcuyu “Şortlu kadının başına geleni biliyorsun” diyerek tehdit etmiş. Bir başka erkek yolcu “Bu durumla ne ilgisi var” deyince ona da ağır şekilde küfretmiş.

Haberin Devamı

Türkiye’de “insan haklarını, özgürlüklerini saldırılarla yok etmeye çalışanlar” ceza almak yerine “hoşuna gitmeyen durumda mırıldanması” önerilirse mırıldanmaların şiddet ve kaos boyutuna varması an meselesidir. “Adalet sisteminde sıkıntı” vurgusuna gelince… “Şort giyen kadına tekme” gibi gerçek bir suç hangi ülkede olursa olsun “kitaptaki karşılığına bakılarak” cezalandırılır.

Seçim ertelenecek mi?

Dün Başbakan Yıldırım ve CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun “Milletvekili seçimlerinin 2019 yılı yerine 2020’ye alınması, sürenin 4 yıldan 5 yıla çıkarılması” konusunda anlaştıkları haberi çıktı. Ülkenin bu kadar sorunu arasında Ana Muhalefet Lideri’nin tek sorunu “seçim erteletmek” midir diye merak ediyor insan… Tabii bunun nedeni de merak konusudur. Kılıçdaroğlu bir yandan “erken seçim için hazırlığa başladıklarını” açıklarken diğer yanda bu gayrete neden gerek görmüştür?

Eğer bir parti ve lider oy oranını arttırma kapasitesine sahipse seçimi normal zamanından da ileri tarihe erteletmeyi neden istesin? Tekrarlayalım, muhalefet partileri değişime zorunludur, bu gayretler veya kurultay engellemeler de çözüm değildir.

Haberin Devamı

Türkiye’nin büyük kaybı

Ülkemizin önde gelen başarılı sanatçılarının kaybı hepimize derin bir üzüntü veriyor. Türk Operası’nın yaşarken “efsane” haline gelmiş 41 yıllık baş solisti, bizim en sevdiğimiz dostlarımızdan, kızım Nazlı’nın da uzun yıllardır şan hocası olan, bir anne gibi yakın olduğu değerli sanatçımız Leyla Demiriş’i maalesef 23 Eylül sabahı kaybettik.

New York Metropolitan Operası’nda NY Senfoni Orkestrası eşliğinde konser veren ilk Türk Opera sanatçısı olan Leyla Demiriş, Turandot operasından başlayarak en önemli eserlerde başrol sanatçısı olarak yer almış, başarısını diğer ülkelerde de kanıtlamış ve çok sayıda öğrenci yetiştirmişti.

Aynı zamanda tanıdığım en zarif, en altın kalpli insanlardan biri olan sanatçımıza Allah’tan rahmet, ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum.

DİĞER YENİ YAZILAR