Atatürk, laiklik ve TSK!

Tarihimizdeki en acı tecrübelerden biri olan 15 Temmuz olayı görülüyor ki Türkiye’de Atatürk’ü ve onun kurduğu “laik-demokratik” Cumhuriyet’in önemini bugüne kadar anlayamayanların da anlamasını sağladı.

Bir ülkede “din ve devlet işlerinin ayrılması”, “siyasete ve devlet kurumlarına dinsel konuların, amaçların, grupların karıştırılmaması” devletin devamı açısından hayati önem taşır.

O nedenle, 15 Temmuz’a kadar TSK’da gelişen olaylar ve bu girişimden bir ders çıkarmalı ve bundan sonra da başka dini grupların devlet kurumlarına alınması (hatta onlara öncelik tanınması) önlenmelidir. Bu kapsamda örneğin; Milli Eğitim Bakanlığı’nın “okullardaki başarılı öğrencileri imam hatip liselerine yönlendirme” çalışması yapması da tartışma gerektirir.

Sorumluluk kimin?

15 Temmuz’da MİT darbe girişimi bilgisini saatler önce Genelkurmay’la paylaştığı, Genelkurmay Başkanı Akar ve 2’inci Başkan ile toplantılar yapıldığı halde (7’inci Kolordu Komutanı İbrahim Yılmaz dahil) en kritik makamlarda olanların çoğunun darbe girişimini saatler sonra yakınlarından öğrenmesi anlaşılır gibi değil.

Haberin Devamı

Yüksek Askeri Şura kararlarına göre “TSK’nın üst komuta kademesi olduğu gibi görevde” kaldı.

İçişleri Bakanı Efkan Ala şöyle diyor:

“Normal liselerden mezun olanları alıp asker yetiştireceğiz. Şunu söylemek istiyorum; 2002’de girenler şu anda üsteğmen. Baştaki tümgeneral, ana yapı olarak da tuğgenerallerin çoğu bunlardan. Demek ki 80’lerden itibaren girmeye başlamış ve devam etmişler.”

Kitaplar, uyarılar…

Eğer bugün “tuğgenerallerin çoğunun FETÖ’cü olduğu” biliniyorsa, TSK yönetim kademesinin darbe girişimi öncesi bilmemesi nasıl açıklanabilir?

TSK içinde böyle bir ihanet şebekesi yıllar öncesinden ve binlerce askeri içine alarak yerleşmişse yönetimler nasıl olur da hiç hissetmez ve anlamaz?

Darbe girişiminden bu yana televizyonlarda “çoğu Balyoz kumpasıyla yıllarca haksız yere hapis yatmış” olan dürüst, başarılı askerlerin açıklamalarını dinliyoruz.

Bu askerler arasında Emekli Kurmay Albay Mustafa Önsel ve birçokları gibi yıllarca Güneydoğu’da terörle mücadele etmiş veya Emekli Deniz Kurmay Albay Ali Türkşen gibi “Kardak Operasyonu’nu yönetmiş” kahramanlar var.

Haberin Devamı

Ortak yanları hemen hepsinin Balyoz davasından yıllarca haksız yere hapsedilmiş olması. Hepsi FETÖ’nün harpokulu sınavlarında soruları nasıl istediği kişilere verip onları hızla terfi ettirdiğini…

Daha başarılı ama Atatürkçü olan gençlere ne işkenceler yapılarak diğerlerinin önünün açıldığını…

Yönetim kademesinde olanların Balyoz kumpası döneminde ve sonrasında nasıl davrandığını yıllar öncesinden biliyor.

Mustafa Önsel’in Nisan 2016’da basılan “Ağacın Kurdu” isimli kitabını aylar önce burada önermiştim. Kitapta olaylar ve şahıslar tarihlerle, isimlerle net şekilde anlatılıyor. Diyelim ki komuta kademesi ve siyasetçilerin TSK içindeki örgütlenmeden haberi yoktu, bunu detaylarıyla açıklayan kitapları da mı görmediler? Bu konuda Genelkurmay’ın açıklama yapması gerçekten gereklidir.

DİĞER YENİ YAZILAR