İdam ve hukuk devleti!

Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın imzalaması istenen bildiriyi “zor kullanılmasına rağmen imzalamaması” takdir edilecek bir cesaret ve demokrasiye bağlılık örneğidir.

Onun ve siyasetçilerin en yakınlarında, kendi seçtikleri ve güvendikleri görevlilerin de girişimin içinde olma ihtimali ise akıl almayacak kadar şaşırtıcı…

Meydanlara çağrılan ve Ankara, İstanbul, İzmir gibi illerde gece boyunca toplanarak darbe girişimini protesto eden halk arasında, cenaze törenlerine katılanlar arasında “darbecilere idam” ve “Gülen’in iadesi” için slogan atanlar vardı.

Topluluk halinde ve tepki içinde olan ya da yakınlarını kaybetmiş insanların “suçlular idam edilsin” demesi Türkiye’de ilk değildir.

On binlerce kişinin ölümünden sorumlu Öcalan’ın, yüzlerce masum insanımızı bombalarla katleden teröristlerin, kadınlara çocuklara tecavüz eden ve hunharca öldüren canilerin de idam edilmesi bu ülkede birçok kez gündeme geldi.

Halk kesimleri tarafından talep edildi ama uygulanmadı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan darbe yapanlar için atılan bu sloganlar konusunda “Demokrasilerde halkın talebi bir kenara konamaz. Bu sizin hakkınız” derken Başbakan Yıldırım “Gereken yapılacak” diyor.

Haberin Devamı

AB ilişkisi kopacak mı?

Avrupa Birliği bunun üzerine “Türkiye’nin Avrupa Konseyi üyesi olduğunu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin altında imzası olduğunu” hatırlattı ve…

“Darbe teşebbüsü Türkiye’nin hukukun üstünlüğü ilkesinden sapmasına bahane olamaz. İdam cezası uygulayan hiçbir ülke AB üyesi olamaz” dedi.

Abdullah Gül’ün “Ben Türkiye’yi Müslüman nüfuslu Avrupa tipi bir ülke olarak görüyorum. Böyle bir ülkede bunların yaşanmasını kabullenemiyorum” dedikten sonra “ceza” konusunda söyledikleri hukuk devletini yeterince hatırlatıyor.

“Bunu yapanlar şüphesiz ki Anayasa’nın, kanunların emrettiği şekilde, yine açık ve şeffaf, hukuk nizamı içinde cezalarını görmelidir… Demokrasi ve hukuk dediğimde ‘evrensel anlamda, gelişmiş ülkelerdeki demokratik standartlar’dan bahsediyorum”.

Türkiye “hukuk devleti sınırları” içinde kalmaya dikkat etmelidir.

Haberin Devamı

İdam cezası kararını alan bir cunta da olsa, karar bir parlamentoda da alınsa sonuç değişmez.

Orduya mal edilemez!

Başbakan Binali Yıldırım “Olay ordumuza mal edilemez. Silahlı kuvvetler güvencemiz. Zarar verecek bir davranış içinde olmayalım” sözlerinde çok haklıdır.

Generaller, amiraller düzeyinde bir girişimde “komutanlarının emirlerini, üstelik bir tatbikat yapıldığına inandırılarak yerine getiren askerleri” diğer darbecilerle bir tutmak yanlıştır.

Aynı nedenle; yakalanıp yargıya gönderilmeleri gereken askerlere yapılan linç eylemleri de mutlaka cezalandırılmalıdır.

“Asker darbe yaptı, asker halka ateş etti” benzeri ifadeler Güneydoğu’da ve diğer illerde terörle mücadele için canını veren askerlere haksızlık olduğu gibi, en zor şartlar altında vatan savunmasında olanların moraline ciddi olumsuz etki yapabilir.

Son olarak, Türkiye’de terör tehlikesi sürerken halkın günlerce toplu şekilde sokaklara çağrılmasının yaratacağı riskini de göz ardı etmemek gerekiyor.

DİĞER YENİ YAZILAR