Kınama ve lanetleme!

Atatürk Havalimanı’nda Salı akşamı yaşanan ve 36 kişinin hayatını kaybettiği, 197 kişinin yaralandığı saldırıyı IŞİD terör örgütünün yapmış olduğu düşünülüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu saldırıdan sonra yaptığı açıklamada; saldırıyı şiddetle kınadı, hayatını kaybedenlere rahmet, yakınlarına ve millete başsağlığı diledi.

“Dünyanın, özellikle de Batı ülkelerinin yönetimleriyle, parlamentolarıyla, medyasıyla, sivil toplum kuruluşlarıyla terör örgütlerinin bu oyununa karşı kararlı bir duruş sergilemesini istiyoruz… Terör örgütleri aynı eylemleri Avrupa, Amerika şehirlerinde de yapabilirler” dedi. Oysa “görünüşe göre” ABD ve AB ülkeleri IŞİD’e karşı bir koalisyon şeklinde mücadele veriyorlar. Koalisyonun başında ABD var.

Buna rağmen Türkiye’de ABD ve Avrupa ülkelerinden çok daha fazla saldırı yaşanıyor. Erdoğan’ın sözleri, hala Batı’ya karşı bu konuda güven duymadığımızın kanıtıdır ki duymamakta hiç de haksız değiliz.

Serbest bırakılıyorlar

Obama Atatürk Havalimanı saldırısından sonra Erdoğan’a taziyelerini iletmiş. Daha sonra Beyaz Saray Sözcüsü “Türkiye’ye soruşturmada destek ve yardım teklifi” yapmış. Aslına bakarsanız 11 Eylül saldırısının bile kim tarafından organize edildiğinin hala tartışıldığı bir ortamda bu saldırılarda kimlerin, hangi ülkelerin parmağı olduğunu bulmak zordur.

Haberin Devamı

Bununla birlikte “Türkiye’de de yakalanan, hatta tutuklanan IŞİD’lilerin serbest bırakıldığı” haberlerini bir kez daha hatırlamak ve vurgulamak zorundayız.

Başbakan Binali Yıldırım olaydan sonra TV’de “Saldırının komşularımızla ilişkiler normalleşme aşamasındayken olması manidardır” dedi. Bu tür ilgisiz bağlantılarla olayın sorumluluğu, istihbarat ve güvenlik tartışmaları geçiştirilemez.

VATAN haber sitesinde havaalanında kendini patlatan canlı bombalardan birinin olay öncesi “Havalimanı içinde yürürken” fotoğrafı yayınlandı. Sosyal medyada binlerce kişi “Biz kemerimize, saatimize, ayakkabımıza kadar kontrol edilirken 3 terörist bombalarla nasıl kolayca içeri giriyor” sorusunu sordu. (Bu soruyu Twit atarak Burhan Kuzu da sordu).

Haberin Devamı

ABD’nin istihbaratı

Toplum bu soruların cevabını isteme ve alma hakkına sahiptir. Valiler ve İçişleri Bakanlığı olaylardan sonra “kaç ölü, kaç yaralı olduğu” bilgisi vermekle değil, o olayların önlemini almakla görevlidir.

ABD yine bu saldırıdan önce de vatandaşlarına uyarı yapmış, nasıl oluyor da her IŞİD veya PKK saldırısını onlar daha önce haber alıp kendi vatandaşlarını uyarıyorlar?

Neden ve nasıl sorulmayacak mı?

Donald Trump saldırıdan sonra “Korkunç terörün Amerika’ya sıçramaması için mümkün olan herşeyi yapmak zorundayız” dedi. Avrupa ülkeleri de bugünden sonra sınır kontrollerini daha da sıklaştıracak, mülteci konusunda daha dikkatli olacaktır.

Terör uzmanları Türkiye’nin açık kapı politikasının, sınırlarının sıkı kontrol edilmemesinin terördeki rolünü vurguluyor. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un dediği gibi “Kınayalım ama kınayarak terörle mücadele edilmez. Somut önlemler almak gerekir.”

DİĞER YENİ YAZILAR