Başbakan ve başkanlık

Dün 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik Ve Spor Bayramı halkın büyük coşkusuyla, törenlerle kutlandı.

Milyonların Anıtkabir’e koştuğu günde Nobel Ödüllü Prof. Aziz Sancar’ın “ödülünü Anıtkabir’e teslim töreni” de yapıldı.

Prof. Sancar Nobel ödülünü aldıktan sonra “Bu ödülü Atatürk sayesinde aldığını” söylemişti ve Ata’ya sunmuş oldu.

Aynı gün Ahmet Davutoğlu’ndan sonra kimin genel başkan ve başbakan olacağı açıklandı ve Binali Yıldırım’ın önümüzdeki Pazar yapılacak AK Parti kongresine “tek aday” olarak girmesine “büyük bir mutabakat”la karar verildiği bildirildi.

Binali Yıldırım “tek aday”lığının ilan edilmesinden sonra “liderimizle uyum içinde çalışacağız” dedi.

Demokraside Başbakan…

Demokrasilerde başbakanların normal şartlarda hükümetle ve mümkünse Meclis’teki diğer partilerle, devletin önemli kurumlarıyla uyum içinde çalışması beklenir.

Oysa Binali Yıldırım kongreden bile önce “liderimizle uyum içinde” ifadesini kullandı.

Bu ifade, “başkanlık” talebinden sonra iktidar partisinin kullanılmaya başladığı “partili cumhurbaşkanı” sisteminin şimdiden başladığını ortaya koyuyor.

Haberin Devamı

Bu konuda referanduma gidileceği, hatta “dokunulmazlıkların kalkması Meclis’ten çıkmadığı takdirde” iki sandıkla referanduma gidileceği, birinin “partili cumhurbaşkanı” oylaması olacağı konuşuluyordu.

Demek ki kısa süre sonra başbakanlığı devralacak olan Yıldırım, referandum yapılmadan önce de uygulamaya geçildiğini düşünüyor.

Bir dirhem mesafe

Bu şartlar altında onu eleştirmek anlamsız çünkü dün Ak Parti Sözcüsü Ömer Çelik de şu açıklamayı yaptı:

“Sayın Cumhurbaşkanımızla, liderimizle Ak Parti arasında bir dirhem mesafe yoktur, bundan sonra da olmayacaktır”.

Onların bu sözleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2 Temmuz 2014’te söylediği; “Eğer seçilirsem herkes bilsin ki asla bir kesimin, bir partinin değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin, herkesin cumhurbaşkanı olacağım” açıklamasıyla da…

8 Temmuz 2014’teki “Taraflı cumhurbaşkanı olacağım, milletin tarafında” sözleriyle de çelişiyor.

Bununla birlikte “partili cumhurbaşkanı” referandumundan söz edildiği bir dönemde artık cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde söylenen sözlerin unutulması gerekiyor olmalı. Aksi takdirde zaten Yıldırım da, Çelik de bunları açıkça vurgulamazlardı.

Haberin Devamı

Türkiye’de terörün ve Suriye sınırı ötesiyle ilgili sorunların hızla arttığı, her gün şehitler verdiğimiz, onlarca sivil vatandaşımızı tek terör eyleminde kaybettiğimiz bir dönemde referanduma gitmek mümkün olacak mı, doğru olacak mı, bunu da bekleyerek göreceğiz.

DİĞER YENİ YAZILAR