Nasıl bir anayasa?

Başbakan ve AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun aniden görevi bırakması, toplumda ve Türk medyasında olduğu kadar yabancı medyada da devam eden yorumlara neden oldu.

Bu yorumların çoğu, özellikle de karar Erdoğan-Davutoğlu görüşmesinden sonra çıktığı için iktidar partili siyasetçilerin “Davutoğlu’nun kendi kararı” açıklamalarının aksine “Davutoğlu’nun iktidar mücadelesinin kurbanı olduğu, hatta bu kadar süre dayanmasının bile sürpriz olduğu, yazın erken seçime gidileceği” yönünde.

Tabii bu tür hiç beklenmedik gelişmelerde olduğu gibi spekülasyonlar bitmiyor.

Davutoğlu’nun “sakin ve hiç tepki vermeden kabullenmiş” veda konuşmasından sonra toplum içinde yayılan bir başka söylem ise onun başlangıçta bu görevi kabul ederken belli bir süre sonra bu gelişmenin olacağını bilerek başladığı…

Onun görevden ayrılmasından önce ve hemen sonra partisinden bazı isimlerin yaptığı “Gördüğünüz gibi birbirini iyi tanıyan bir başbakan ile cumhurbaşkanı bile anlaşmazlığa düşüyor. Başkanlık bunun için gerekli” şeklindeki konuşmalar da bu düşünceye yol açmış olabilir.

Haberin Devamı

En kısa zamanda…

Yani Cumhurbaşkanı ile Başbakan “parlamenter sistem”de çekişme yaşayabilir, çift başlılık karmaşa yaratır ama “başkanlık sistemi”nde bu olmaz algısının yaratılması…

Burhan Kuzu bu algıyı uzun süredir konuşmalarıyla yarattı, Davutoğlu’nun ayrılmasından hemen sonra AK Parti Milletvekili Aydın Ünal’ın yaptığı konuşma da aynı noktayı vurguluyordu.

Bu yorumların hangisi gerçeğe uygundur, hangisi tahmindir bilemeyiz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan dün “Yeni anayasa ve başkanlık sistemini hayata geçireceğiz. Farklı önerisi olan varsa onu da tartışırız” dedi.

Yeni anayasa ve başkanlık sisteminin “kendi şahsi meselesi olmadığını, Türkiye’nin yaşadığı tecrübelerin bunları acil ihtiyaç olarak ortaya çıkardığını, önlerinde 2023 hedefleri gibi kapsamlı ve heyecan verici bir yol haritası olduğunu” söyledi.

Ak Parti bu konularda yapılan konuşmalarda halkın bilmediği, anlamadığı çok nokta olduğunu kabul etmelidir.

Rejim ve sistem

Mesela Davutoğlu ile hangi sorun çıktı ki böyle bir aciliyet olduğuna karar verildi?

Haberin Devamı

Parlamenter sistemle yönetilen diğer ülkelerde “daha önce Türkiye’de yaşandı” denilen cumhurbaşkanı-başbakan çekişmelerinin benzeri hiç mi yaşanmamıştır?

Devamlı dile getirilen “2023 hedefleri” nedir? Dün Enerji Bakanı Berat Albayrak “Türkiye’de rejim sorunu yoktur, sistem-yönetim sorunu vardır” dedi.

Kararların hemen hepsinin Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından alındığı bilinirken acaba Berat Albayrak “hangi yönetim sorunu”ndan söz etti?

“Parlamenter sistemin” kaldırılıp yerine “başkanlık sistemi”nin getirilmesi rejim değişikliğinin ta kendisi olduğuna göre acaba ne demek istedi?

Eski Başbakan Davutoğlu “yeni anayasayı hazırlayan akademisyenlerin ‘bazı manevi değerlerin anayasada yer almasını’ istediklerini” söylemişti. Bu konu açıklığa kavuşacak mı?

Laiklik “devletin dinlere karşı tarafsız” olması demek olduğuna göre laiklik tarifi nasıl değişecek? Bunlar ve daha birçok soru şimdiden tartışılmaya başlanmalıdır!

DİĞER YENİ YAZILAR