ABD, Rusya oyunu mu?

Londra’da “Suriye Donörler Toplantısı” için bulunan ve AB’nin önemli liderleriyle ikili görüşmeler yapan Davutoğlu ilk kez “ABD-Rusya ilişkisi”nin şüpheli olduğunu vurguladı.

Benim de bu köşede haftalardır dile getirdiğim “Ortadoğu’da tuzak benzeri gizli ilişki ve eylemler” hakkında konuşan Başbakan “ABD ile Rusya’nın her görüşmesinden sonra Ruslar daha fazla saldırıyor. Bunun açıklamasını beklemek hakkımız” dedi.

Aslında çok önce açıklama istenmesi gereken bir durum bu. ABD ve AB ülkeleri “PYD’ye dolayısıyla Esad rejimi ve Rusya’ya açık destek” veriyorlar.

ABD aynen Rusya’nın yaptığı gibi “PYD’nin Türkiye sınırındaki ilerleyişine” sağladığı silahlar ve hava saldırılarıyla yardım ediyor.

Nasıl müttefik?

ABD’nin ve AB’nin PYD’ye verdiği destekle hem bu örgüt sınır boyumuzca büyük alan kazandı, hem de aynı destek dolaylı olarak PKK’ya verilmiş olduğu için Türkiye’deki PKK saldırıları güç kazandı.

Bu ülkeler “teröre ve terör örgütlerine karşıyız” derken sadece IŞİD varmış gibi davranıyorlar. Çelişkiye bakın ki Avrupa Parlamentosu da yine “PKK’nın terör örgütleri listesinde kalması gerektiğini” açıklamış.

Haberin Devamı

ABD bir yandan bize “müttefikimiz” derken aynı anda PYD için de bunu söylüyor. Onlara verdikleri silahların PKK’ya gittiği uyarılarına kulak tıkıyor.

Kuzey Irak’taki “Bağımsız Kürdistan” referandumuna şimdilik destek vermeyeceğini söylerken aynı zamanda “Kürdistan”ı devlet olarak tanıdığını belirten açıklamalar yapıyor.

Sık sık buluşup görüştükleri Barzani ise sadece Irak’ta değil, Suriye’de sınırımızda bir Kürdistan kurulduğunu özel sözleşmelerle ortaya koydu.

Rusya’ya susuyor!

Ortadoğu’nun istedikleri gibi şekillenmesi için “Türkiye’nin aleyhinde olacak” adımları birlikte atan bu ülkeler bir yandan da Türkiye’yi milyonlarca mülteci ile sıkıntıya sokma planlarını yürütüyorlar.

ABD’nin neden “Rusya’nın Suriye’de yaptıklarına, Esad güçleriyle birlikte istediği gibi saldırmasına, Türkmen Dağı’nı birlikte işgal etmelerine” sessiz kaldığı sorusu bu durumu açıklamaktadır.

Onların ortak savaşı sonunda birkaç gün içinde Türkiye’ye binlerce Türkmen ve Arap sığınmacı geldi.

Haberin Devamı

Davutoğlu’nun dün açıkladığı gibi; Rusya’nın desteğiyle rejim güçlerinin Halep’e yaptığı büyük saldırı yüzünden 70 bin kişi daha Halep’ten Türkiye’ye gelmekte...

Görüldüğü gibi Türkiye’deki mülteciler 2.5-3 milyonda kalmayacak. Türkmenler dışında yeni gelenlerin mutlaka Türkiye dışında açılacak bir alana, orada kamplara yerleştirilmesi, ülkeye girmemesi doğru karar olacaktır.

Afet değil bu!

Bu insanlar depremden veya başka bir afetten kaçıyor ve bitince geri dönecek değiller. Yaratacakları maddi, manevi sorunlar, hatta taşıyacakları hastalıklar için süre belirsizdir. Suriye’deki savaş artık iç savaş olmaktan da çıkmış, uluslar arası bir Ortadoğu planı olduğu anlaşılmıştır.

Diğer ülkeler sığınmacıların arasına karışacak teröristlerden de korunmak için mülteci almıyorlar.

Bu konuda verdiğimiz “sınırsız vaatler” gelecek için ciddi sorundur, övünme konusu değildir, vazgeçelim!

DİĞER YENİ YAZILAR