Felaket, adalet ve merhamet!

Hiç şüphe yok ki bugün hissettiklerimizden daha fazla keder ve karmaşa duygusunu yaşam boyu az hissetmişizdir.

Felaketlerin arkasının kesilmediği, adalete olan inancın büyük ölçüde azaldığı, merhametin ise nadiren görüldüğü garip bir dönem yaşanmakta!

Dünkü yazıma “Eğer bebek Aylan’ın denizdeki cansız bedeni de insanlığı harekete geçirmiyorsa dünya duyguyu yitirmiş demektir” diye başlamıştım, neyse ki dünya henüz duygularını tümüyle yitirmediğini gösterdi.

Dün Batı medyası Suriyeli mültecilerin dramını ve küçük Aylan’ın acı sonunu manşetlerinden verdi ve ülke liderlerine “mülteci sorununa el uzatmaları” için baskı yaptı.

Harita değiştiren ABD…

Başta Macaristan olmak üzere birçok Avrupa ülkesi hala Suriyeli Mültecileri almak istemiyor. Ama Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Katar ve daha birçok Müslüman ülke Suriyeli mültecilere ilk günden kapısını kapatmışken onları suçlamak da zor görünüyor.

Batı ülkelerine çağrı yaparken bu ülkelere “neden” sorusunu neden sormuyoruz?

İngiltere bugüne kadar sadece 216 Suriyeli mülteci almış. Başbakan David Cameron’un aksi yöndeki görüşüne rağmen medya baskıları ve “Aylan’ın fotoğrafı” ona bu kararı değiştirtmiş, İngiltere’nin binlerce mülteciyi kabul edeceği tahmin ediliyor. AB’de en fazla mülteci alan ülke Almanya; 100 binden fazla… Fransa Irak’tan 5 bin, Suriye’den 4500 kişi almış ve “Üzerine düşeni fazlasıyla yaptığını” söylüyor.

Haberin Devamı

Ortadoğu ülkelerinde istediği oyunu oynayıp “haritaların değişeceğini” söyleyerek değiştiren ABD Suriye’deki savaşın ilk gününden bu yana 17 bin başvurudan sadece 1500’ünü kabul etmiş, 2015’in sonuna kadar 300 kişi daha alması bekleniyor.

Güvenlik sorunu

Özellikle son iki gündür ABD medyası “Suriye politikası ve mültecilere karşı tavrı” nedeniyle Beyaz Saray’ı sorguluyor. Gelen cevap ise “Bölgede birçok terörist grup bulunduğu, alınacak kişiler hakkında önemli araştırma süreçlerinin geçtiği” yönünde…

Şimdi AB’de konuyla ilgili toplantı yapılacak, ABD de medya konuyu gündemde tutuyor ama görünen gerçek şu ki ABD ve AB ülkelerine alınan toplam mülteci sayısı yine de sadece Türkiye’nin aldığı 2 milyondan fazla sığınmacıya yetişmeyecek.

Haberin Devamı

Hangi fotoğrafı görürlerse görsünler ülkelerinin güvenliğini, “iyice araştırmadan kimseyi almama” kararını önde tutacaklar.

Bu arada İngiliz Times gazetesinin “Türkiye’nin Suriye’den gelenlere mülteci statüsü vermediği, Türk hükümetinin mülteci statüsü olmayanlara çıkış vizesi vermeyeceği” gibi konuları gündeme getirmesi Türkiye’ye bu yönde baskı uygulanacağı ihtimali yaratıyor.

Bu tür baskılar karşısında “terör örgütlerinin bile geçebileceği şekilde sınırlarımızı uzun süre açık tuttuğumuz ve maddi gücümüzün de üstünde yeterinden fazla mülteciyi aldığımız” unutulmamalıdır. Taşıyabileceğimizden fazla sorumluluk bizi “mevcut mültecileri bile kontrol edememe” durumuyla karşılaştırıyor ki bu tehlike iki tarafa da zarar vermektedir.

Bir seçim süreciyle daha zaman kaybederken Suriye ve mülteci politikasının da “terör” gibi en öncelikli sorunlarımızdan olduğunu aklımızdan çıkarmayalım!

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR