Temiz toplum temiz siyaset!

Yüzde 60 oy bloku içindeki partilerin üçü de “yolsuzluk” konusu üzerinde duruyorlar.

Seçim öncesi söylemlerinde de bu vardı, sonrasında da var. Haklı olarak 17-25 Aralık yolsuzluk iddialarının Meclis’te tek partinin oy çoğunluğuyla aklanmış olmasını kabul etmiyorlar. Bugüne kadar siyasi yolsuzluklar olmuştur ama duyulduğu zaman hangi partiyle ilgiliyse o parti bunun hesabını vermek zorunda kalmıştır.

Ak Parti “17 Aralık” konusunu adeta kendine hakaret gibi algılıyor ve hiç değinmiyor, oysa temiz toplum, temiz siyaset ancak bu olayların yargıda açığa çıkmasıyla mümkün olabilir. Tarihte rastlanabilecek en büyük yolsuzlukları yargıya göndermeyerek aklayan bir ülkenin geleceği olmadığı gibi dünyanın gözünde de “kötü örnek”lerle birlikte anılması kaçınılmazdır.

150 TL için 3.5 yıl

Birkaç gün önce çıkan bir haber şöyle diyordu;

GSM sektöründe satış şirketi sahibi Yeşim Kaya’ya, üzerine kayıtlı bir hatta “başkasına ait kredi kartından 150 TL’lik kontör yüklediği için” dava açıldı ve 3 yıl 4 ay hapse çarptırılarak cezaevine kondu.

Haberin Devamı

Eğer 150 TL’nin söz konusu olduğu bir davada bu ceza veriliyorsa, milyonlarca doların söz konusu olduğu yolsuzluklara da hak ettiği ceza verilmelidir.

Diğer tarafta ekonomi “koalisyon kararının beklendiği” bir duraklama dönemine girdi, hayat pahalılığı arttı ama çözüm yolunda adım atılamıyor. İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince’nin “Burjuva denen kesimdeyim ama benim bile satın alma gücüm azaldı” sözleri herhalde burjuva olmayan kesimin ne durumda olduğunu yeterince açıklıyordur.

Akp-chp ve mhp

Erdoğan’la yaptığı görüşme nedeniyle Kılıçdaroğlu’nu kızdırdığı bilinen Baykal’ın “Meclis başkanlığına aday” gösterilmesi koalisyon çözümünün başlangıcı olabilir. Çünkü bir yandan “Erdoğan’ın AKP-CHP koalisyonuna sıcak bakmaya başladığı” söylenirken diğer tarafta Deniz Baykal iki parti arasında bir uzlaşmayı “bu görüşme nedeniyle” daha kolay sağlayabilir.

Bu konudaki soruya MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural dün “AKP ve CHP arasında başlayan diyalogun devam ettiği görülüyor. Biz de bunun olmasını zaten ifade etmiştik” cevabını verdi.

Haberin Devamı

Devlet Bahçeli de baştan beri bu koalisyon modelini tercih ettiğini söylüyor. CHP ile MHP’nin yapacağı bir koalisyonu ise HDP’nin desteğini kabul etmediği için istemiyor.

Aynı eksen mi?

Oktay Vural aynı konuşmada; AKP-CHP koalisyonuna HDP’nin destek verecek olmasını “CHP’nin kendini HDP ile aynı eksende bütünleştirmesi”olarak tanımladı. Oysa bu tür yorumlara başlandığında maalesef olası tüm koalisyon ihtimalleri kolayca ortadan kalkıyor.

Aslına bakarsanız, CHP’nin veya MHP’nin AKP ile koalisyon kurması “yolsuzluk, çözüm süreci ve diğer sorunlar”ın masaya yatırılıp hukukun sağlanmasına engel değildir.

Ufukta bir koalisyonun umudu bile halkın moraline ve piyasalara olumlu etki yapacaktır, umalım da gerçekleşsin!

DİĞER YENİ YAZILAR