Çözümde başa dönüş!

Çözüm sürecinde neler olduğu anlaşılmıyor.

Genelkurmay Başkanlığı Atak helikopterlerinin terörle mücadele harekat bölgelerinde görev almaya başladığını açıkladı. Helikopterler Siirt, Şırnak, Hakkari, Van bölgelerinde gece gündüz görev yapacakmış.

Hükümet ve HDP taraflarının yaptığı son açıklamalar ve Genelkurmay’daki bu gelişme çözüm sürecinin ortadan kalktığını mı anlatıyor?

Bölmek, parçalamak..

Yıllardır sürdürülen görüşmeler, İmralı ziyaretleri, HDP heyetleriyle Hükümet’e ve Kandil’e gönderilen mektuplar, yapılan açıklamalar umut vermişti.

Dolmabahçe’de resmen tarafların müzakereye oturacağı ve PKK’nın silah bırakma kongresi yapacağı yönünde Başbakan Yardımcısı Akdoğan ve HDP’li Sırrı Süreyya Önder’in mütabakat bildirmeleri sonucun yakın olduğunu anlatıyordu.

Gelinen noktada Cumhurbaşkanı Erdoğan en baştaki söylemlere dönmüş; vatanı, milleti bölmeye çalışanlara izin verilmeyeceğini, Kürt sorunu olmadığını bildirmiştir.

Çözüm süreci “Kürt açılımı” olarak başlamamış mıydı?

Devletin çöküşü mü?

Haberin Devamı

Bugüne kadar hükümet devlet birimlerinin, yani başta MİT olmak üzere seçilmiş grupların Öcalan’la görüşmesini sağladı, “devletin” görüştüğünü kendileri açıkladılar.

Şimdi “ortada masa yok, olması devletin çöküşü demektir”açıklaması, HDP’nin “Çözüm süreci bitmiştir” benzeri cevabı, PKK’nın silah bırakma kongresinden bu sözler üzerine vazgeçmesi başa döndüğümüzü gösteriyor.

Cumhurbaşkanı iş adamlarının Güneydoğu’ya yatırım yapamadıklarından, yakıp yıkmalardan söz etmektedir. Güneydoğu’da bu tablo yeni oluşmuş bir durum değil, hep süregelen bir durumdur.

Hükümet’in yapması gereken bu terör eylemlerine şiddet içermeyen çözümü getirmekti.

Bugüne kadar yapılamadı.

Çözüm süreci diyerek bu noktaya kadar gelip seçim öncesi başa dönmek aynı olayları yeniden yaşamak demektir. Taraflar “masa tartışması”nı bir yana bırakıp hangi sonuç üzerinde anlaşarak bugüne gelindiğini gerçekleri gizlemeden kamuoyuna açıklamak zorundadır!

Büyük tehlike!

Nato Bilim Ödülü sahibi jeolog Prof. Dr. Naci Görür Türkiye’yi özellikle İstanbul’u bekleyen büyük deprem tehlikesi konusunda uyarı yapıyor.

Haberin Devamı

Marmara Denizi’nde 15 yıl yürütülen araştırmaların başındaki isim olan Naci Görür daha önce de yapılan bu uyarıların Nepal’de meydana gelen 7.8 büyüklüğündeki depremden sonra artık çok ciddiye alınması gerektiğini söylüyor.

İstanbul’daki yapıların büyük kısmının mühendislik hizmeti görmediğinden, buna rağmen hızla yeni binalar yapıldığından, söz ediyor. “Türkiye’dedeprem araştırması yapılmıyor, toplanma sahaları, acil yollar, kurtarma ekipleri belli değil” diyor.

En az 7.2 büyüklüğünde olacağı bildirilen deprem Soma gibi arkadan ağlamaya bile imkan bırakmayacaktır.

Seçime verilen önemin çok daha fazlası deprem tehlikesine verilmelidir!

DİĞER YENİ YAZILAR