Mültecileri unutmayalım

AKP’deki lider ve hükümet değişikliği “Hızır gibi” yetişen bir kurtarma vakası olabilir.

Ahmet Davutoğlu, Dışişleri Bakanı olarak elde ettiği büyük başarıların karşılığı olarak yükselmedi Başbakan koltuğuna.

Belki Başbakan Erdoğan’ın yönlendirdiği Suriye siyasetinin günahında payı olmadığı halde bedelini ödeyerek mağdur duruma düştüğü için kısmet kapısı açıldı.

Ve Başbakan tarafından korumaya alındı.

Yoksa Dışişleri Bakanlığı koltuğundan düşer, biterdi.

Hatırlamak lâzım Suriye macerasını.

Güney komşumuzla, birleşik bakanlar kurulu toplantısı yapacak kadar yakınlaşmıştık. Suriye’nin güçlü arka planını görerek yanlış adımlar Davutoğlu tarafından önlenmeliydi. Olmadı.

Bu durum Başbakan’la Dışişleri Bakanı’nı sorumlulukta birleştirdi.

Stratejik körlük

Din ve mezhep boğuşmasının vahşi terör örgütlerini Suriye’ye çekeceğini, oluşacak kanlı bataklığın pek çok açıdan Türkiye’ye bedel ödeteceğini görmemek mümkün değildi.

Dış politikamız o imkânsızı da başardı!

Dünyanın en vahşi terör örgütü ile komşuyuz şu anda.

Haberin Devamı

Bir buçuk milyon Suriye vatandaşı, insanoğlunun başına gelebilecek en elim sorun olan mülteci durumuna düşmüştür.

Bu çaresiz insanlar parklarda yaşıyor, trafik lâmbasının durdurduğu kavşaklarda dileniyor, gençleri suç işliyor..

İki üç ay sonra yağmur mevsimi geldiğinde ne olacak?

Can ve mal güvenliğine, asayişe yeni bir tehdit oluştuğunu internetteki trafiğe bakılırsa vatandaşlar görüyor ve uyarmaya çalışıyor; ülkeyi yönetenler ne zaman fark edip harekete geçecekler?

Sınıra kamplar...

Mülteci faciası kendini ihbar etmişti. Sayılar 500 bini bulduğunda Türkiye BM’e başvurarak, bu insani yardımın yükünü paylaşacak ülkeler bulunmasını isteyebilirdi.

Olmadı, sayı 1,5 milyonun üstüne çıktı.

Kış geldiğinde mülteciler büyük kentlerimize girememeli, ama onları doyacakları ve güven içinde yaşayacakları kamplar beklemelidir.

Bu kamplar Türkiye’ye komşu Suriye topraklarına kurulmalı, güvenlikleri de BM şemsiyesinde oluşturulacak askeri ortaklıklar eliyle garanti edilmelidir.

Yeni Cumhurbaşkanımız ile yeni Başbakanımız için vicdani bir borçtur bu aynı zamanda.

Haberin Devamı

Bu borç ödenmezse milli güvenlik ve huzur tehlike altında olacaktır.

DİĞER YENİ YAZILAR