Başkanın gölgesi...

Yeni Türkiye’nin inşası yolunda önemli aşamalardan birini dün yaşadık.

İktidar partisi, Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra AKP Genel Başkanı ve Başbakan olacak kişiyi belirledi.

Partinin gerçek lideri değişmeyecek.

Daha yukardan, Çankaya’dan yönetecek ülkeyi.

Etraftan “Olmaz.. Olmadı..” diyen itirazları da yasal bir zeminde çürütmek mümkün olmayacağına göre Nasrettin Hoca hazır cevaplığı ile “Ben yaptım oldu” diyerek karşılayacak.

Gerçekten de Tayyip Erdoğan’ın halefi MYK toplantısında seçilmiş değildir.

Öyle olsa Cumhurbaşkanı Gül Davutoğlu’nun seçildiğini, Köşk’teki resepsiyonda medyaya açıklayamazdı.

Kaldı ki Davutoğlu’nun parti içindeki eğilim yoklamaları yardımıyla belirlendiği bilgisini doğru kabul etmenin de zorluğu ortadadır. Neden?.

Önceden seçilmişti

Çünkü son seçimi en yüksek isabetle tahmin eden Andy-Ar şirketinin yaptığı araştırma, AKP seçmeninin “genel başkan ve başbakan” mevkilerinde yüzde 70 gibi yüksek bir yoğunlukla Abdullah Gül’ü görmek istediğini ortaya koymuştur.

Bu listede Ahmet Davutoğlu’nun puanı yüzde 2 bile değildir.

Haberin Devamı

AKP üst yönetimini rahatsız eden “tek adam” kompleksi, liderin verdiği kararları demokratik bir ambalaja sarma ihtiyacı doğuruyor.

MYK’nın Ahmet Davutoğlu’nu seçtiğini söylemek yerinde bir ifade sayılamaz; çünkü bu haberi Abdullah Gül iki gün önce medyaya açıklamıştır.

Yani MYK’da yapılan, seçim değil bir onay işlemidir!

Yanlış bir iş mi yapılmıştır?

Hayır. Partinin iradesi bu yönde tecelli etmiştir.

Mutlaka başarı...

Tayyip Erdoğan hak ve yetkilerini sonuna kadar kullanacağını açıklayarak yarı başkanlık sistemi çerçevesinde işe başlayacağını ilân ettiğine göre partiyi ve hükümeti emanet edeceği şahsiyeti belirlemekte seçici davranması yanlış değildir.

27 Ağustos’ta yapılacak kongreye belli ki Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun tek adaylığında gidilecek, ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahmet Davutoğlu’nu yeni hükümeti kurmakla görevlendirecektir.

Temsili bir görev makamında icracı bir iddia taşımak riskli bir denemedir.

Çünkü sadakat özelliği nedeniyle seçilen kişi, kişiliğini ispat iddiasına kapılabilir.

Haberin Devamı

Turgut Özal’ın Çankaya dönemi bu sürprizi yaşatmıştı.

Erdoğan herhalde bu tecrübenin ışığında seçimini yapmıştır.

Davutoğlu, dileriz kendisine güvenenleri mahcup etmeyen bir genel başkan ve başbakan olur.

Yaşadığımız şartlar başarısızlığı kabul etmiyor çünkü.

DİĞER YENİ YAZILAR