Gücümüzü kaybettik

Gazze’ye kara harekâtının emrini verdikten sonra İsrail Başbakanı Netanyahu, kanayan vicdanlara kor ateş döktü:

“Amacımıza ulaşana kadar harekât sürecek” dedi.

Gazze’de katliama tabi tutulan Filistinlilerin yaş sınırı 10-11’e indiğine göre hedef dediği bu mu?

İngiliz Independent gazetesinin muhabiri, plaja yönelik ölümcül saldırıdan yaralı kurtulan 11 yaşındaki bir çocuğu Filistin yönetiminden bir bakanla ziyaret etmiş;

Saldırıda kardeşi ile kuzenini kaybeden yaralı çocuk İsrail’i hiç affetmeyeceğini söylemiş.

Bakan şöyle diyor: “İsrail küçük çocuklara saldırıyor. Ama bu çocuk bir gün büyüyecek ve İsrail’e saldırmak isteyecek. İşte İsrail’in yarattığı şey bu..”

Yani tahrip gücü sürekli büyüyecek olan düşmanlık ve intikam zehiri..

Nefret izin vermez

Böyle bir kısır döngü içinde yaşamak, o arada sebeplerini çözmek mümkün değildir.

O topraklarda iki halkın barış içinde yaşama şansı olsa bile bu şansı değerlendirmek imkânlarından o iki toplum her krizde biraz daha uzaklaşıyor.

Yaşama amaçları birbirlerini yok etmekte sabitlenmiş insanlarla toplumlarla barış kurulabilir mi?

Haberin Devamı

Bugünün tablosu “kurulamaz”ın utanç verici kanıtıdır.

Dış etkiler de aynı zehirli kaynaktan besleniyor.

Başbakan Erdoğan dün “İsrail dünya barışını tehdit eden bir ülkedir” dedi.

Çözümün akıl ve iyi niyete muhtaç olduğunu herkes biliyor.

Bu şartın dünya barışının sigortası diye bildiğimiz Birleşmiş Milletler’de hayata geçmesi mümkün müdür?

Yaşadığımız tecrübe ümit ve cesaret vermiyor.

Kaybedilen her gün, intikam zehirinin çocukları bile tutsak almasına sebep oluyor.

Dağınıklık güçsüzlük

Başbakan Erdoğan dünyanın ilgisizliğini kınamak gerektiğini söylüyor her fırsatta.

Doğru ama bunun için her şeyden önce bizim kendi saflarımızda birlik yaratma ihtiyacımız yok mu?

Gazze’de İsrail bombardımanı bebekleri öldürüyor. Keskin nişancıları top oynayan çocukları öldürüyor.

Buna rağmen Müslüman toplumlardan bu canavarca saldırılara karşı ortak bir itiraz yükselmiyor.

AKP hükümetinin yanlış politikaları, Türkiye’yi savaş riski taşıyan bu ihtilâfta sözü dinlenen bir bölgesel güç olma konumundan uzağa düşürmüştür.

Haberin Devamı

Türkiye daha önce bölgemizde doğan krizlerin tüm tarafları ile masaya oturma, barışçı çözümler arama yeteneğine sahipti.

Şimdi bir çok Müslüman ülkeyle selâmlaşmıyor bile!

Hakkımız yoktu bunu yapmaya!

DİĞER YENİ YAZILAR