Adalet ve özgürlük

Her haksızlığın eninde sonunda adil bir mahkeme bulacağı inancı çağdaş toplumun güvencesidir.

Montesquieu’nün iki yüzyıl önce savunduğu bu gerçeğin son ispatı Türkiye’de gerçekleşti.

Evet, adalet trenine son istasyonda yetişmek göze alınmaması gereken bir risktir ama yetişmek şanstır ve buna da şükretmek lâzım..

Balyoz Davası’nda hüküm giyen askerlerin bireysel başvuru haklarını kullanarak yaptıkları itirazları haklı gören Anayasa Mahkemesi kararı bir devrim değerindedir.

Mahkeme eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ve Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın tanık olarak dinlenmesi taleplerinin ret edilmesini ve dijital delillerin sahteliğine ilişkin şikâyetlerin giderilmemiş olmasını hak ihlâli saymıştır.

Yargının utancı

Yüksek mahkeme adil yargılanma hakkının ihlâl edildiği kararını oybirliği ile hükme bağlamıştır.

Bu kararın iki sonucu olacaktır:

1. Adil yargılanma hakkı ihlâlinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılacak;

2. Balyoz hükümlülerine özgürlükleri geri verilecektir!

Haberin Devamı

Balyoz davası yüzyılın yargı faciasıdır.

Başbakan dün Balyoz adaletsizliğine karşı elde edilen zaferin onurunun bireysel başvuru hakkını hayata geçiren AKP iktidarına ait olduğunu hatırlattı.

Doğru ama bu “iyilik”, iki yüzü aşkın masumu lekeleyerek zındanlara tıkan “kötülük” yanında hiç kalır!

İlerde Silivri mahkemeleri, Türk yargısının utancı olarak anılacaktır.

Başbakan’ın “Ben de bu davaların savcısıyım“ dediği kolay kolay unutulmayacaktır.

Oybirliği ile gerçek

Anayasa Mahkemesi’nin, adil yargılanma yapılmadığına dair oybirliği kararı o kadar açık, seçik ve o kadar kasıtlı kötü niyet yansıtıyor ki, insan yaşanan adalet faciasına inanmakta zorluk çekiyor.

Taraftarlarına “kininizin davacısı olun” öğütü veren muhteris bir liderle yapılan yolculuk daha ağır bedeller ödetebilirdi bize.

Tabii savunmasını bile yapamadan özgürlükleri 4 yıl, 5 yıl gasp edilen ve ailelerinden koparılan askerler neler çekti, ne bedeller ödedi; bunları ancak yaşayanlar bilir.

Seçmen tabanının askere yönelik intikam duygularını tatmin uğruna yaratılan oyunun gerçekte onur kırıcı bir oyun, bir “kumpas” olduğu itiraf edildiğine göre Balyoz, insaf sahibi kafalarda çok önceden vicdanlara toslayıp dağılmıştır.

Haberin Devamı

Dileğimiz, kin ve intikam döneminin bir daha geri gelmemek üzere kapanmasıdır.

DİĞER YENİ YAZILAR