Daha güçlüyüz

Haberin Devamı

Belli aralıklarla teröre karşı dayanıklılık testine tabi tutulmak kaderimiz mi?

Terörle bize diz çöktüreceğini sanan odaklar olayları isyan noktasına çıkarmak üstüne oynuyor.

“Tek adam” ağırlıklı iktidarın kibir ağırlıklı yönetim biçimi toplumun tuzaklara sürüklenmesini kolaylaştırıyor.

Ama yine de eski senaryoların bugünün toplumunda tekrar oynanması mümkün olmayacaktır.

Sivil can kayıpları ardından ailelerin gösterdiği tepki, halkın aynı mayınlara basacağını uman odakların yanılacağı ihtimalini güçlendiriyor.

Evet, halk düşmanları Türkiye’yi ayağa kaldırmayı başarmışlardır ama kamuoyunu boyun eğmeye razı edememiştir.

Oradan kanlı bir karmaşa çıkarma hesabı iflâs etmiştir.

Toprağa verdiğimiz fidanların masumiyeti, ülkemizi koruyacak” şehitlerin farklı mezheplere mensup olmasını istismar eden insanlık düşmanları kazdıkları çukurda yok olmaya bir kez daha mahkûm olacaklardır.

Tanrı halkımızı, çocuklarımızı korusun!

Yakışıksız

Teröre karşı toplumsal savunmanın püf noktası halk katında yaratılan beraberliğin büyüklüğüdür.

Yitirdiğimiz fidanlar ardındaki ihtişamlı dayanışma bu ara amaca ulaşıldığını söyletiyor bize.

Ama siyasi yöneticilerin mecburiyetleri vardır. Bu konuda iyi sınav veremedik maalesef.

Berkin Elvan’ın mezarına bilye atılmasını Başbakan’ın bir hınç alma aleti olarak kullanması gereksizdi:

“Annesi diyor ki; evlâdımın katili Başbakan.. O demir bilyeyi niçin atıyorsun evlâdının mezarına?”

Soruyu babası cevapladı:

“Oğlum 14 yaşında. Hiçbir siyasi düşüncesi yoktur. Tam da misket oynayacağı çağdaydı..”

Başbakan dün bir de “gereksiz” denecek boykot çağrısı yaptı .

Birkaç gün önce Cem Boyner, polis şiddetinden saklanmak mecburiyeti hissedenleri Beymen işyerlerine buyur etmişti.

Başbakan yanlış bir değerlendirme yapmış olmalıdır.

Çünkü Boyner teröristlere değil polislerden kaçan vatandaşlara bir kurtuluş kapısı açmıştı.

Başbakan’ın Boyner’e “Bundan sonra karşınızda bizi bulacaksınız” sözü, yakışıksız bir tehdit oldu.

Şerefe inşallah!

AKP’nin İzmir belediye başkanı adayı Binali Yıldırım’ın işi zor.

Hayat tarzına müdahale etmek bir yana “rakısını içme, balığını yeme eğlenceye gitme” konusunda daha iyi kalite vaad eden Yıldırım buna rağmen cesaret kırıcı tepkiler alıyormuş.

“Arsenik de içeriz, AKP’ye oy vermeyiz” diyorlarmış İzmirliler.

Binali bey “Ne olacak bu memleketin hali“ diye başladığına göre... Şerefe inşallah!

DİĞER YENİ YAZILAR