Çözüm süreci unutuldu mu?

Haberin Devamı

Çözüm sürecini hükümetin verimli biçimde kullandığı söylenebilir mi?

BDP Grup Başkanvekili Buldan’ın şu sözleri bir fikir veriyor:

“Hükümetin süreci ağırdan alan seçime endeksli tutumu nedeniyle yeni sürecin demokratik alanda bir yansıması olmadı.”

Ateşkes, çözüm sürecini ilerletmek amacı için kullanılacak bir imkândır.

Ama BDP milletvekilleri bu imkânı iktidar tarafının kötüye kullandığını düşünüyor.

Çatışmasızlık ortamının demokratikleşme olarak geri döneceği hesaplanmıştı.

Çünkü ateşkeste gerçekleşecek ilerlemeler çatışma üreten sebeplerin birer ikişer çözüme kavuşmasını sağlayacaktır.

BDP iktidarın, çözüm sürecine elverişli havayı teşvik ederek ilerlemek yerine yapay güven havasını seçim ortamında başarı primi gibi sahiplenmek hevesinde olduğunu düşünüyor.

Uzun süreli ateşkes ziyan edilmemesi gereken bir imkândır. İktidar bu ortamı çözüme vereceği olumlu katkılar için kullanmayı bilmelidir.

Ateşkes, aç bırakılmaması gereken köpekbalığına benzer. Yedirilmezse saldırganlaşır.

Güven ortamının kazandırdığı cesaret terör örgütünü olmayacak taleplerde bulunma yanlışına sürükleyebilir.

İktidar ateşkesin getirdiği geçici huzur havasını, sadece seçim propagandası için tüketmeye kalkmamalıdır.

Maalesef çözüm süreci gündemden düşmüş görünüyor. Ateşkesin yarattığı ortamı BDP ustaca kullanıyor.

Parti lideri Demirtaş dün yerel seçimlerden sonra demokratik özerklik konusunda önemli adımlar atacaklarını söyledi.

“Her dilde (Kürtçe, Arapça, Ermenice, Süryanice) ders kitaplarımızı kendimiz basacağız. Her dilde matematik kitabımız da olacak coğrafya kitabımız da..” dedi.

Toplumdan, siyasetten itiraz görmeyen projelerin sessiz kabul gördükleri düşünülür.

Süreçte boşluk bırakıldığı için BDP Genel Başkanı Demirtaş, ana dili öğretilmesine “Evet” fakat ana dilde eğitime “Hayır” deneceğini bile bile “Fırsat bu fırsat” Kürtçe eğitim talebini kayda geçirmiştir.

Çözüm sürecini planlamak ve içini doldurmak “mütareke masası”nın değil “müzakere masası”nın konusudur.

BDP “oldu-bitti”ler yaratmak yolunu seçmemeli, iktidar da süreçte boşluk doğmasına imkân tanımamalıdır.

Terör örgütü de bundan böyle pazarlık kozu olarak asla kullanılmamalıdır!

DİĞER YENİ YAZILAR