Bize mi bu Majeste?

Haberin Devamı

Hükümetin izlediği dış siyaset, seçimlerin kaderini belki de ilk kez bu kadar etkileyecektir.

AKP’li siyaset adamları İslâm dünyasında bir yalpalama görür görmez heyecana kapılıyor.

Heyecan karar vericilere, hiç gereği yokken bir tarafa angaje olma yanlışı yaptırıyor.

Türkiye’nin kabul edilmiş tarafsızlık siyasetinden saparak komşuları ile savaşın eşiğine kadar geleceğine kim ihtimal verirdi?

Birkaç yıl önce bölgenin sözü dinlenen, hakemliği tartışmasız kabul edilen T.C. Hükümeti bugün bütün kavgalı alanlarda, mezhebe dayalı saflaşmaların tarafı durumuna gelmiştir.

Komşuların kimi doğrudan doğruya, kimi de üstü örtülü ihtarda bulunuyor. Ve bu uyarılar hiçbir yere çarpmadan gelip bizi buluyor.

Suudi Arabistan Kralı dün Mısır’ın terörizmle savaşına sonuna kadar destek verdiğini ilân etti.

Orada durmadı, suçlamada da bulundu:

Dışardan Mısır’ın içişlerine karışanların fitne çıkarmayı amaçladıklarını öne sürdü.

Ardından Ürdün Kralı ile Kuveyt, Bahreyn, BAE ve Filistin yönetimleri, Müslüman Kardeşler’e karşı açılan cephede yerlerini aldılar.

Mısır’daki darbe hükümeti, Müslüman Kardeşler örgütünü yasaklama amaçlı bir çalışma başlattıklarını açıkladı.

Müslüman Kardeşler’in yer altında yaşadığı Mübarek’li yıllar geri gelebilir. Böyle bir risk bizi mutlu etmiyor. Çünkü Kahire’de kendi halkının kanı ellerine bulaşmış cunta özentileri egemendir.

Tezcanlı tepkiler ilerde bizi mahcup edebilir.

Nitekim oldu; Suriye ve Irak’tan sonra Suudi krallığı, ardından Körfez ülkeleri, Mısır’ın içişlerine karışanların fitne çıkarma peşinde oldukları iddiasını paylaşırken Türkiye’nin tepkisinden nedense çekinmemişlerdir.

Çünkü Ankara son yıllarda üst üste hatalar yapmış, dışarıdaki itibarını zayıflatmıştır.

Suriye’de ikinci Beşar dönemine, Mısır’da yeni bir Mübarek devrine hazırlıklı olmak gerekiyor!

Taktik mi, pişmanlık mı?

Başbakan Türkmenistan dönüşü uçakta siyasi gündemin gölgeli kısımlarını aydınlattı.

“Sonbaharın sıcak geçeceği iddiası”nı tahlil ederken yine baskın bir rolde ve tehditkâr bir havada idi. “Huzursuzluk çıkaranlar bedelini hukuk içinde ağır öderler” dedi.

Anayasa konusu.. Anadilde eğitimin önüne açacaklar mı?

Cevap net: “ Hayır.. O konu bizim için şu anda ele alınacak durumda değil. Biz ülkemizi bölecek konular üstünde AKP olarak adım atamayız. Zamanlamayı iyi yapmazsanız güzelim ülkemize yazık edersiniz!”

Pazarlık masasını karıştıran bu

üslup bir taktik mi, yoksa samimi bir pişmanlık mı?

DİĞER YENİ YAZILAR