Durmak olmaz!

Haberin Devamı

Masanın öbür tarafına Öcalan oturacak ve PKK silâhtan arınırken Türkiye huzura kavuşacak.

Bu umut ülkeyi öylesine sardı ki düne kadar “eşkıya ile pazarlık olmaz” diyenlerin bile büyük kesimi CHP’nin yaptığını yapıp hükümete kredi açtı:

“Terör bitecekse terör örgütü ile pazarlığa da razı olalım; ne yapalım?”

Böyle şansları kullanmak ateşle oynamaya benziyor.

İmralı Süreci’nin sesi uzaktan güzel geliyor da yakınlaştıkça şüpheci sorular ortaya çıkıyor.

Okurlardan gelen mesajlar, yaratılan aşırı iyimserlikten tedirgindir. Oyun ve tuzak korkusu yansıyor.

“PKK neyin karşılığı olarak silâhları bırakacak?”

“İstediklerini aldıktan sonra sözünü tutmazsa ne olacak?”

“Bütün Kürtleri temsil etme hakkını Öcalan’a ve BDP’ye kim verdi?”

Şu andaki manzara sünnet çocuğunu “acımaz acımaz” diye kandırmaya çalışan büyüklerin inandırıcı olmayan gayretlerini hatırlatıyor.

Şu denilebilir:

Yakın zamana kadar bölünme korkusu yaşanıyordu.

Ahmet Türk’ün İmralı’yı ziyaretinden sonra yüreklere su serpen açıklamalar oldu:

Ahmet Türk devleti rahatsız edecek bir talep bulunmadığını öne sürdü.

Öcalan’ın demokratik özerklik bile istemediğini söyledi.

Halk haklı olarak itiraz ediyor.

“Ne istemediklerini değil ne istediklerini söylesinler.”

Çok iyi yönetilmelidir barış süreci. Halk karanlıkta bırakılmamalıdır. Çünkü gizlilik oldu bittiler doğurur.

Sonra sürecin öncesini mumla ararız.

Türkiye’ye yapılabilecek kötülüğün en kötüsü, siciline “Terörle terbiye edilebilen ülke” kanaat notunun yazılmasına fırsat yaratmaktır.

PKK silâhtan arınana kadar artık durmak olmaz!



Yazık ki yedeği yok

Rolüne sığmayan adamlar vardır hani; Mehmet Ali Birand öyle biriydi.

Bizler, mükemmel bir arkadaş ve meslektaşı yitirmenin acısını uzun zaman yaşayacağız, bu normal; ama genç kuşak gazetecilerin kaybı daha telâfisiz bir kayıp olacak.

Birand yalnız çağdaş yayıncılığın önde gelen temsilcisi değildi.

Bir liderdi ve peşinden gidenlere doğru şeyler öğretti, gösterdi.

İyi gazetecinin tüm şartlarını taşıdı. Ama bilgi ve deneyim birikimini paylaşmak, seçkin bir kimlik gerektirir.

Birand’ın cesaret ve cömertliği, kendisini ustalığın üstünde bir yere koyuyor.

Şu anda Türkiye’nin gazete ve TV’lerinde izlediğimiz yıldızlar, bilgiyi, enerjiyi, yaratıcılığı ondan almış gençlerdir.

Birand’a son yolculuğunda dost ve arkadaşlarının takdir duyguları yanında asıl yetiştirdiği gençlerin sevgi ve minnet duyguları eşlik edecektir.

Nurlar içinde yatsın.

DİĞER YENİ YAZILAR