Onur meselesi

Haberin Devamı

Cumhuriyetin var olma nedenleri arasında başkalarını zaptetme amacı hiç olmamıştır.

Bölgenin dört ülkesinde Kürtler yaşıyor.

Şimdi “Kürtlerin onuru”na gönderme yapmak pek moda.

Madem öyle şu hakkı da teslim etmeli:

İnsan onuruna saygı gösteren yaşamı Kürtler sadece Türkiye’de buldu ve buluyor.

Devlet geçmişte adil olmayan bazı politikalar izlemiş olabilir.

Ama demokrasiye sahip olmanın avantajı ile yanlışlar düzeltilmiş, haklar teslim edilmiştir. Ve AB’ye uyum zemininde bu iyileştirmeler hız kazanmıştır.

Önümüzde PKK’ya silâh bıraktıracak değerde bir sürecin kapılarını açma fırsatı bulunuyor.

Bölücü teröristleri muhatap alan görüşmelerin “şerefsizlik” diye adlandırıldığı bir yerde, birkaç haftada yaşanan değişime bakar mısınız?

Ayrı devlet yok...

MİT’in İmralı’da Öcalan’la yürüttüğü görüşmeler, anlaşılıyor ki PKK’ya silâh bıraktıracak sürecin takvime bile bağlandığını gösteriyor.

İktidar kanadından iyi haber alan Yeni Şafak Gazetesi’nin yazarı Abdülkadir Selvi dün işe girişmek için cesaret veren bir zeminin oluştuğunu yazıyordu.

Selvi’ye göre MİT Başkanı Hakan Fidan İmralı’da Başbakan’ın merak ettiği bir soruyu Öcalan’a hem de iki kez sormuş ve cevabını almıştır.

- Ayrı devlet talebi var mı?

- Hayır, ayrı devlet yok!

Yazar, Öcalan’a ait Hayır cevabının “demokratik özerklik” hedefinden vazgeçmeyi de kapsadığını belirtiyor.

Yine de kesin bir vazgeçme saymamak lâzım Öcalan’ın garantisini.

AB’nin yerel yönetim şartına Türkiye’nin koyduğu çekinceyi geri alması, Anayasa’da yeni vatandaşlık tarifinin Türk adı geçirilmeden yapılması, hele bir de valilerin seçimle gelmesi tasavvurunun gerçekleşmesi, demokratik özerkliği zaten fiilen getirmiş olacaktır.

Türkiye çözüme hazır

Önümüzdeki yakın tehlike, İmralı süreci dediğimiz bu yeni fırsata Habur macerasında olduğu gibi hazırlıksız yakalanmaktır.

Başbakan dün Afrika’dan iki mesaj yolladı:

1. Terör örgütünün kadroları Türkiye’yi terk etmeli;

2. (PKK’nın) Siyasi uzantısı ile müzakere edebiliriz.

Anlaşılıyor ki iktidar, pazarlık masasında, Öcalan’ın yerinde BDP’yi görmek istiyor.

Eşkıya ile pazarlık edebiyatı hükmünü yitirmiştir. MİT’in eski Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş’in dediği gibi Türkiye Kürt meselesini çözmeye hazırdır artık.

Müzakere, bölünme tehlikesini yaratmanın değil, o tehlikeden kurtulmanın fırsatıdır.

Yeter ki bu süreci siyasi kurnazlıklara heba etmeyelim ve Kürtler kadar Türklerin de onurunu hiç hatırdan çıkarmayalım.

Önümüzde üç seçim var diye iktidar oy kaybetme korkusuna teslim olmamalıdır.

DİĞER YENİ YAZILAR