Adalete dönelim

Haberin Devamı

Eski TBMM başkanlarından Cindoruk dün Silivri’deki mahkemede duruşma izledi.

Sonra da önemli açıklamalar yaptı.

Hüsamettin Cindoruk, devlet adamı nitelikleri siyasetçi kimliğinin üstüne çıkmış ender şahsiyetlerden biridir.

Elli yıla ulaşan hukukçu birikimi vardır.

Orada Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’ın da aralarında bulunduğu bazı tutuklularla konuşan, ardından İkinci Ergenekon Davası’nın duruşmasını izleyen Cindoruk giderken “Buradan üzüntü ile ayrılıyorum. Acıyla ayrılıyorum” dedi.

Onu acıya garkeden sebep Silivri’deki özel yetkili mahkemeyi elli yıl önce avukatlık yaptığı Yassıada mahkemesine benzetmesidir.

Yassıada mahkemesinin adalet iddiası bulunmuyordu. Mahkemenin başkanı bir duruşma sırasında “Sizi buraya tıkan irade böyle istiyor” diyerek mahkemenin adalet sağlama kaygısı bulunmadığını itiraf etmişti.

Benzer bir itirafı Silivri mahkemelerinde duymadık. Ama böyle bir baskının varlığını içinde yaşayarak hissedenlerin şikâyetlerine saygı göstermek gerekiyor.

Hapishane mahkeme

Çünkü adil yargılanma hakkının ihlâli sayılacak aykırılıklar ısrarla görmezlikten gelinmiştir. Cindoruk’a göre burada adil yargılama yapılamaz.

Çünkü doğal mahkeme değildir.

Çünkü 27 Mayıs’tan sonra Türkiye, ara dönemlerde bile cezaevi içine kurulu mahkemeler görmedi.

Hüsamettin Cindoruk, cezaevinde eski DGM benzeri bir mahkemenin kurulmuş olmasını büyük bir adli hata olarak görüyor ve hâkim ve savcılar için de haksızlık sayıyor.

“Hâkimler ve savcıların bir cezaevinde yargılama yapmayı içlerine sindirmeleri zordur” diyor.

Daha işin en başında, Silivri’den çıkacak kararların, adil yargılanma hakkından nasibini almadığı gerekçesiyle AİHM’den geri döneceğini söyleyen pek çok saygın hukukçuya kulak asılmadığını hatırlamakta yarar vardır.

Peki çok geç kalmış olsak da bir telâfi çabası harcamak boşa zahmet mi olur?

Neyleyim sarayı?

Cindoruk AKP iktidarının güzel adalet sarayları yaptığını hatırlatarak şunu öneriyor:

“Bu mahkemenin, o adalet saraylarından birinin içinde faaliyet göstermesi sağlanmalıdır!”

Eski Meclis Başkanı’na göre Silivri’deki mahkeme kapatılmadıkça Türkiye’de yeni anayasa yapmanın bile hiçbir yararı, hiçbir etkisi olmayacaktır.

Cindoruk’un önerisini gerçekleştirmek şüphe yok ki yeni adalet saraylarına ruh ve anlam kazandıracaktır.

Evet, o sarayların içine adalet koymak lâzım. Bunun yolu da DGM’leri hortlatan uygulamadan vazgeçmek, özel yetkili mahkemeden doğal mahkemeye dönmektir.

Silivri’yi yaratan sebep intikam almak mı, muhalifleri izole etmek mi; her neyse artık yetmeli, burada bitmeli, salt adalete dönmelidir.

İktidar partisinin adı “Adalet”le başlıyor.

AKP, adalet alanındaki anlayış ve uygulaması ile kendine hak etmediği bir kötü şöhret inşa ettiğini görmüyor mu?

Birçok alandaki başarısını gölgeleyerek kendine de zarar verdiğini fark etmiyor mu?

DİĞER YENİ YAZILAR