Hey kimse yok mu!

Bizi yönetenlerin demokrasiden haberi yok. Bu rejimin özgürlükler yanında karşılıklı sorumluluklara dayandığını bilmiyorlar

Haberin Devamı

Bizi yönetenlerin demokrasiden haberi yok. Bu rejimin özgürlükler yanında karşılıklı sorumluluklara dayandığını bilmiyorlar.

Meselâ seçim kazanıp iktidar olanlar kendilerine gökten bir taç indiği vehmine kapılıyorlar ve topluma yabancılaşıyorlar.

Medyadan uyan almak ağırlarına gidiyor.

Oysa medya da iktidar gibi, kamu yararına hizmet etmenin aracıdır. Bu işlevin sınırlarını halkın takdiri belirler. Sapmaları okuyucu, yani halk cezalandırır.

"Medya yazdıysa kulak asma" anlayışına tutsak düşmüş iktidarlar, farkında olmadan bindikleri dalı kesiyorlar, haberleri yok.

Günlerden beri kıyamet koparıyoruz:

Sağlık sektöründeki bozuk düzen yüzünden acımasızca soyuluyor, millet olarak aptal yerine konuluyoruz.

Antalya Devlet Hastanesi'nin 88,8 milyon liraya aldığı bir ilâca SSK'nın niçin 230 milyon liraya ödediği sorusu, gelişmiş bir demokraside deprem yaratır, hükümetler devrilir.

Ama bizdeki iktidarlar hormonlu ve dopingli; hiçbir toplumsal depremden etkilenmiyorlar. Cevap bile vermiyorlar.

Oysa bilenler biliyor ki, son ilâç skandali, aysbergin görünen kısmıdır.

Yağma sofrası
Çalışma Bakanı Başesgioğlu, kabinenin en tecrübeli ve saygın üyelerinden biridir. Ama o bile geçiştirdi. Neymiş?

"Kapsamlı çalışma başlattık. SSK'nın son iki yılda yaptığı tüm ilaç alımlarını inceliyoruz. Sadece Roche'la sınırlı kalmıyoruz. Sorumluları tespit edip gereğini yapacağız.."

Ortada yangın gibi bir soygun vardır. Roche bile açıklamasında "Bozuk ihale düzeninin sunduğu balı yiyoruz. Bütün firmalar yapıyor, biz de yapıyoruz" anlamına gelen bir savunma yaptı.

Önce soygunu durduran acil müdahale gerekmez mi? Soygunun durdurulduğu konusunda halka güvence verilmesi lâzım gelmez mi?

Ankara'da kimse yok mu? Bu vurdumduymazlık neyin nesidir?

Soygunun faturasını millet ödüyor. Hastalanan SSK üyeleri ikinci kez soyuluyor. Çünkü SSK'dan aldığı pahalı ilâcın bedelinin yüzde 20'sini SSK'lı cebinden ödüyor.

Ahlâki başkaldırı
Bu olay bize ezberimizi şaşırttı.. Biz Türkiye'yi yolsuzluk batağına gömen kötülüklerin eğitim eksiğinden geldiğine inandırıldık. Oysa sağlık sektörü, toplumun en iyi eğitim almış kesimidir.

Ama doktorların, ilâç üreticilerinin, ithalâtçıların, eczacıların, ecza depolarının ve sağlık bürokratlarının çoğu bu soygunlara seyirci kalmış veya soygunların parçası olmuştur.

Sektördeki dürüst insanların ayağa kalktığını ne zaman göreceğiz?

"Ucuz ilâcı doktor yazmaz, eczacı satmaz, hatta vatandaş da ucuz olduğu için etkisinin olmadığına inanır.."

Bu yanlış inancı ve lânetli tezgâhı sonlandıracak ahlâki başkaldırıyı siyasetçiler, üniversiteler, meslek örgütleri değilse kim üstlenecek?

Bir sağlık kurumunun 88 milyona aldığı ilâca bir başkasının 230 milyon lira ödemesi ihmal veya işbilmezlik sayılamaz. Devletin sağlık kurumlan arasında bu kadar iletişim kopukluğu olabilir mi?

Halkın işbaşına getirdiği iktidar, halkın sesi olan medyaya rakip gözüyle bakıp devleti, milleti soyanlara dolaylı koruma sağlar mı?

Keşke bu hastalığın da bir ilâcı olsa..

Parasını sormadan alırdık. Bilirdik ki bu, ilâçtan yediğimiz son kazıktır. Ama yok.. Yok!..

DİĞER YENİ YAZILAR