Rolünü severse

Haberin Devamı

Siyasetin dört yıldır kapalı duran diyalog köprüsü dün yeniden hizmete açıldı.

CHP’nin yeni genel merkez binasını kutlamak için Erdoğan’ın 2006 Temmuzu’nda yaptığı ziyaretten bu yana hükümet ve ana muhalefet liderleri “resmi” nitelikli bir görüşme için bir araya gelmiyorlardı.

Teröre karşı işbirliği olanaklarının ele alındığı toplantıda iki lider diyalog kapısının ileriye dönük olarak açık tutulması amacında anlaştılar.

CHP lideri beş öneri sundu.

İlk öneri, seçim barajını indirme talebi idi. CHP bunun için kanun teklifi verdi; acaba AKP destek olur mu?

Başbakan “oluruz” demedi. İstikrarsızlık sebebi gördüğü koalisyonlara karşı olduğunu tekrarladı.

İş, aş ve toprak...

Kılıçdaroğlu kamu vicdanını rahatsız eden özel yetkili mahkemelerin kaldırılması yanında terörle mücadeleye katkı sağlayacak ekonomik tedbirler de önerdi: “İşsizlik var. Devlet terör bölgesine fabrika kursun. Tarım ve hayvancılık teşvik edilsin. Mayından temizlenen araziler topraksız köylüye verilsin” dedi.

Başbakan bazı özelleştirmeleri durdurduklarını söyledi. Sınırda ve operasyonlarda görev yapacak “özel güvenlik güçleri“ hakkında bilgi verdi.

Peki bu güç ordu içinde mi, yoksa dışında mı oluşacak?

Başbakan henüz bir karar oluşturamadıklarını söyledi.

Bu toplantı, sağladığı sonuçlardan daha değerlidir. Kör topal yürüyen sistem, kurulan diyalogun sağlığına özen gösterilirse geniş katılımlı kararların oluşmasına, dolayısiyle etkin çözümlere yardımcı olacaktır.

Muhalefetin teröre karşı çare arayışlarına katılması, terörle mücadelenin ihtiyaç duyduğu toplumsal desteği de yükseltecektir.

Daha önemlisi mücadele stratejisini bütünleyecektir.

Çünkü bir taraf askeri operasyonlara ağırlık verirken öbür taraf sadece ekonomik ve sosyal tedbirler öneriyor.

Halbuki çözüm bu tedbirlerin birlikte hayata geçirilmesini gerektiriyor.

Dağda, ovada gezme cüreti kazandığı zaman eşkıyanın hiçbir kamu veya özel yatırımına izin vermediğini, tesisleri makineleri yaktığını, öğretmenleri bile öldürdüğünü unutmayalım...

Son noktayı koymadan önce bir endişemi ifade etmek zorundayım.

Dilerim ki Başbakan’ın diyalog ve uzlaşmaya açık bu farklı tutumu kamuoyunda puanını arttırmaya dönük bir taktik hamle olmasın.

Çünkü Erdoğan, halkla ilişkiler uzmanlarının tavsiyelerini dinleyen bir siyasetçidir. Son zamanlarda asabi ve kavgacı kişiliği ve “tek adam” tavrı yüzünden halk katında irtifa kaybettiğini kendisi de hissetmiş olmalıdır ki, bir haftalık sessizlikten sonra sabırlı ve uzlaşmacı bir kimlikle dönüş yapmıştır.

Dileriz sever bu rolünü!

***


Umudumuz askerlikse vah gençlere!

Açıklanan rakamlara göre işsizlik oranı bir ayda yüzde 13.7’den yüzde 12’ye gerilemiş..

Siz farkında olmadan işsiz kardeşiniz iş bulmuş olabilir yani!

Yönetenlere güveninizi kaybettiğiniz zaman hiçbir rakam yol gösterici olamıyor.

Siyaset halkı ekmekle değil yalanla doyurmaya çalışmaktan vazgeçmeli.

Uzmanlara göre 2009’da ortalama yüzde 14 olan işsizlik oranı 2010’un sonunda yüzde 13 cıvarında gerçekleşecekmiş.

Çünkü ortada istihdama yönelik doğru dürüst bir proje yok.

Görünen tek umut, tasarı halindeki profesyonel ordu. 500 bine yakın genç bu sayede iş bulacak.

Başarı sağlanır terör biterse işler açılacak, gençler başka yerlerde de iş bulacak, başarı olmaz da terör sürerse bu defa kayıpların yeri hemen doldurulacağı için işsizlik iktidarın başını bugünkü kadar ağrıtmayacak.

Ayıptır.. Umudunu savaşa bağlamış bir istihdam projesi gençlere günahtır!

DİĞER YENİ YAZILAR