Kadro faciası

Haberin Devamı

Önceki gün Esenboğa Hava Limanı’nda Başbakan’ın dönüşünü bekleyenler epey heyecanlı idi.

Ne de olsa küresel ekonomiye hükmeden 20 siyasi liderin krize çare aradıkları masaya oturmuş bir “devlet adamı” idi beklenen kişi.

Washington’daki zirveye katılmış kurtuluşun reçetesine katkıda bulunmuş bir şahsiyet olarak Türkiye’nin şu kritik süreçten selâmetle çıkmasını sağlayacak politikaları, hitabet sanatını iyi bilen biri olarak kim bilir ne kadar etkileyici bir yetkinlikle açıklayacaktı...

Son uğradığı yer olan Cenevre’den Ankara’ya uçuşun süresi, halkın ve iş dünyasının kaygılarını gideren, onlara dayanma gücü sağlayan, bilgi ve umut dolu, heyecan veren bir konuşmayı hazırlamaya yeterliydi.

Ve Başbakanımız uçaktan inince beklenen konuşmasını yaptı:

“Hükümet kalkıp da herkesin boşalan kasasını dolduracak böyle bir şey söz konusu değil.. Finans sektöründe geçen yıl kâr 11.7 milyar dolardı. Bu yıl ise 11 milyar dolar. ‘Nasıl olsa bir kriz var, bu krizi nasıl fırsata dönüştürürüm’ diye bir düşünenler olursa orada da bu hükümet, kusura bakmasınlar kimseye krizi fırsata dönüştürme fırsatını kimseye vermez. Bizler kalkıp da kimseye bu ülkede bugüne kadar herhangi bir şeyi peşkeş çektirmedik, bundan sonra da çektirmeyiz!”

Asabi Başbakan

Asabi öğretmenlere öğrencileri soru sormaktan korkarlar Türkiye’nin krizdeki en büyük sorunu da asabi başbakanı olacak görünüyor.

Çünkü ekonomiden biraz anlayanlar dahi hemen farkeder ki Başbakan Erdoğan tablonun vahametini henüz algılayabilmiş değildir.

Dolar bir kaç ayda nereye geldi?

Borsa hangi zirvelerden hangi çukurlara düştü?

Düne kadar iktidarın ekonomik başarılarına delil saydığı göstergeler bu kadar dramatik biçimde terse dönmüşse Başbakan’ın en azından “Ülkemizde şu anda bir kriz söz konusu değildir” diye konuşmaması gerekir.

Kimse hükümete “kasama para koy” demiyor.

Başbakan’dan istenen acil tedbirdir. Birbirini bütünleyen tedbirlerin oluşturacağı harmonidir.

Başbakan’ın konuşmaları, krizi anlamamış olduğunu gösteriyor.

İş dünyasını krizden çok bu durum korkutuyor!

Acıklı fıkralar...

Türkiye’nin bu sarsıntıları aşmakta kullanacağı tecrübe birikimi fazlasıyla mevcuttur aslında.

Ama ekonominin dünyada yükselen dalganın üstünde sörf yaptığı, işlerin tıkırında gittiği dönemde AKP iktidarı kadrolaşmak ihtirasına kapılarak bu insan sermayesini tedbirsizce sorumsuzca harcadı.

Bilgisi kıt, tecrübesi sıfır olan adamlarını doldurdu her yere. Bu da başka türlü bir Deniz Feneri faciasıdır!

Ve şimdi acı bir şekilde bedelini ödüyorlar.

A&G Araştırma Şirketi’nin son bulguları, iktidarın ve Başbakan’ın halkın gözünden hızla düştüğünü ortaya gösteriyor.

Yılın başında Başbakan’a halkın güven oranı yüzde 62.8 düzeyinde imiş. Kasım’da yüzde 29.7’ye inmiş.

Aynı şekilde yıl başında hükümet halkın yüzde 61.2’sinin güvenine sahipken rakam geçen ay yüzde 31’e gerilemiş.

Bugünkü gazetede ilginç bir haber var:

İş dünyasının temsilcileri, yaşadıkları sorunları, Başbakan ile kadrosuna kıssadan hisse üretmeye elverişli fıkralar yoluyla anlatmaya başlamışlar. Bugünkü VATAN’da bir kaç örneğini okuyacaksınız.

Fıkralara isterseniz gülün ama bu fıkraların gülmek için değil, algılama kabiliyeti zayıf siyasetçileri uyandırmak için anlatıldığını bilin!

DİĞER YENİ YAZILAR