Öyle ölmeyelim böyle soyulmayalım!

Haberin Devamı

Avrupa Birliği yolsuzlukla mücadele ve insan hakları konularındaki başarısızlığımızı yüzümüze vuruyor.

İşkence ve kötü muamele diz boyu..

Cezaevleri ile karakollara oranla hastanelerin yoğun bakım bölümlerinden daha az ölü çıkıyor.

Asayiş “dur-vur” acımasızlığına dayanıyor.

Polisin yere düşen silâhından çıkan mermilerin takip ettiği motosikletli gencin tam da kafasına saplanmasını şanssızlık mı saymalıyız yoksa uğursuzluk mu?

Yeni İlerleme Raporu’nda AKP iktidarının siyasi gücüne rağmen reform sözlerini hayata geçirmediği belirtiliyor.

Dayak ve soygun...

Gerçekten de insan haklarındaki tek ilerleme gardiyan dayağı ile öldürülen genç için Adalet Bakanı’nın “pardon” demesi oldu!

Raporun diğer tespiti şu:

“Hükümet kapsamlı bir yolsuzlukla mücadele stratejisi hazırlayamadı. Yolsuzluk yaygın olmayı sürdürüyor!”

Dokunulmazlık varken yolsuzlukla mücadele edilemeyeceğini herkes biliyor. AKP’nin hırsızları koruyan bu kalkandan vazgeçmeyeceğini de herkes öğrendi.

Bu durumda millet ya AKP’nin inadını kıracak veya partinin odacıları da zengin olana kadar soyulmaya katlanacaktır!

AKP tabanındaki bağlılık duygusu, demokrasiye hatta partiye zarar derecesinde. Radikal misyon partilerinin eleştirilere dayanıklılığı fazladır ama AKP’deki haddinden fazla. Parti yönetimi de bunu kötüye kullanıyor.

Niçin? Niçin?

Cevap alamadığı ciddi iddialarını CHP Konya Milletvekili Atilla Kart dün yeniden gündeme getirdi:

Kart’a göre Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanı olduğu dönemde Vakıfbank’ın Valide Sultan Şubesi belediye iştiraklerine ait tüm gelirlerin toplandığı yerdi.

Atilla Kart burada biriken yolsuzluk kaynaklı paranın 1,5 milyar dolar olduğu iddiasını dün tekrarladı. Ve yolsuzluk havuzunun “örtülü ödenek”ten de beslenmeye başladığı iddiasını yeniden önümüze koydu.

Gösterdiği yeni bir kanıt yok ama Vakıfbank Şubesi’nin üniversite diploması sahte olduğu gerekçesiyle görevinden alınan, 2002’de sahtecilikten mahkûm olan eski müdürünü Başbakan’ın örtülü ödeneğin başına getirdiğini tekrarlarken yenilik olarak suçlamanın dozunu arstırdı:

“Anlaşılıyor ki devletin güvenliği ve devlet sırrı kapsamında kullanılması gereken örtülü ödenek, AKP’nin harcamalarında Başbakan’ın kişisel ve özel harcamalarında kullanılmış” dedi.

Atilla Kart, bu konuda yeni bir basın toplantısı yapmak zorunda kalmamalı.

Sahtecilikten hüküm giymiş birinin örtülü ödeneğin başına niçin getirildiğini sormak onun görevi, cevabını öğrenmek de milletin hakkıdır.

İsteğimiz polisimizin elinde ölmemek, siyasetçilerimiz tarafından soyulmamaktır.

Çok şey mi istiyoruz?

DİĞER YENİ YAZILAR