Oyun bitti!

Haberin Devamı

Ergenekon davasına atfedilen tarihi önemi, yargılamanın adaleti inşa edecektir. Başka bir şey değil...

O nedenle davanın Silivri Cezaevi’nin de yer aldığı komplekse alınmasında özel bir neden, mesela Yassıada mahkemeleri ile benzerlik aranmamalıdır.

Konuştuğum ceza hukuku uzmanlarından bazıları, cezaevinde kurulacak mahkemenin anayasanın şart koştuğu “aleniyet” yani açıklık ilkesini zedeleyeceğini, ilk duruşmanın 20 Ekim’e konulmasının da adaleti geciktireceğini söylüyorlar.

Ama uzmanların ağırlıklı çoğunluğu Silivri’yi, davanın hızlı ve güvenlik risklerine meydan vermeden sonuçlandırılması yolunda isabetli bir seçim olarak görüyorlar.

Bu hukukçular Silivri’deki imkânların çok daha fazla sayıda kişiye duruşmaları izleme fırsatı tanıyacağını, dolayısıyla açıklık ilkesinin zarar görmeyeceğini düşünüyor.

Peki bu uzmanlar iddianame için ne diyorlar?

Görsem inanmam örneği

Çoğunluk suçlamaları abartılı fakat delilleri yetersiz buluyor. Tabii bu görüş şu gerekçe ile çürütülebilir:

Mahkeme gösterilen delilleri yeterli bulmasaydı iddianameyi geri gönderirdi.

Bu da doğru ama davayı kabul etmesi, mahkemenin delilleri savcının talep ettiği cezalara hükmetmek için yeterli bulduğu anlamına gelmiyor. “Bu delillerle davanın ele alınabilir” olduğunu belli ediyor.

Önümüzde bir darbe değil terör iddianamesi var. Örgüt, askeri müdahale ortamı yaratmak amacıyla terör uygulamakla suçlanıyor esas olarak.

Ama toplumun böyle bir suçu yakıştıramayacağı birçok şahsiyet de itham ediliyor, hatta haklarında iki kere müebbet hapis cezası isteniyor. Eskiden olsa idam istenecek!

İlhan Selçuk terör örgütü kurup gazetesini bombalatacak, Prof. Alemdaroğlu silâhlı örgüt kurup halkı silâhlı isyana teşvik edecek insanlar mıdır?

Bu iddialar nasıl kanıtlanacak, herkes merakla bekleyecek!

Aynı şekilde örgütün suikast hedefi olarak seçtiği önemli kişiler.. Cumhurbaşkanlığı seçimi ardından infazlar planlandığı öne sürülüyor.

Çok şükür gerçekleşmemiş bu suçlar ama neden durmuşlar?

Darbe yapmak kolay mı?

İddianamede sanki “Bu örgüt bu suçları işleyebilir” dedirtebilmek için yargılaması sonuçlanmış ve Ergenekon’la ilişkisi belirlenememiş Danıştay davası sanıkları bu davaya dahil edilmiştir.

Bu zorlamalar şüphe doğuruyor. Ama öte yanda suikast için kullanılan uzun menzilli tüfek de dahil birçok silâh ve bomba var ortada. Bunlar neyin nesi?

Suç işlemek için yeter ama hükümet darbesi yapmak için komik derecede yetersiz bu deliller.

İşte bu yüzden kafalar karışıyor ve büyük bir soru işareti doğuyor:

Gerçekten hükümeti demokrasi dışı yöntemlerle indirmek amacıyla oluşturulmuş ahtapot gibi bir örgüt mü var karşımızda, yoksa toplumsal muhalefeti korkutup caydırmak amaçlı bir suçlama furyası ile mi karşı karşıyayız?

Yargılama sürecinde konulacak deliller bu soruların cevaplarını verecektir.

Soruşturmanın uzun sürmesi, toplumun insafsız bir yalan rüzgârı ile kışkırtılması, hukuku politik kırbaç gibi kullananlara fırsat tanımıştır.

Ama artık hayalet taşlama oyunu bitti. Bundan böyle deliller konuşacak.

Kararı elbette mahkeme verecektir ama kamu vicdanında yargılama çoktan başlamıştır bile!

DİĞER YENİ YAZILAR