Adalet zamanı

Haberin Devamı

Kamuoyu araştırmaları zamanın iktidar partisi zararına işlediğini gösteriyor.

Metropoll şirketinin son araştırmasına göre halkın yüzde 63.5’i AKP’nin kapatılmasına olumsuz bakmaktadır. “Kapatılsın” diyen yüzde 25’e göre hâlâ çok önemli bir orandır bu.

Ama AKP’nin kapatılmamasını düşünenlerin sayısında düzenli bir gerileme yaşandığını yine de belirtmeliyiz.

Bunun bir nedeni laiklikle ilgili kaygılar olabilir. Çünkü laikliğin tehdit altında olduğunu düşünenler yüzde 38.2 iken bu görüşe katılmayanların oranı yüzde 53.4’tür.

Fakat tehdit algısının burada da artmakta olduğu gözleniyor. Türban için iktidarın özel olarak anayasa değişikliği yapacak kadar gözünü karartması ve Ergenekon soruşturması zemininde iktidarın İslâmcı medya ile oynadığı takım oyununun uyandırdığı tedirginlik etkili olabilir.

Hükümet ekonomi alanında da puan kaybetmiş görünüyor.

Halkın yüzde 25.8’i hükümeti başarılı, 38.2’si orta başarılı, 33.8’i ise başarısız buluyor.

Boşa giden paralar

Geçen gün Prof. Şükrü Kızılot hesabını çıkarmıştı:

Tüpraş, Petkim, Telekom, Erdemir, Tekel, çimento fabrikaları, limanlar, arsalar ve daha pek çok kamu malını iktidar “borçlarımızı ödeyelim, dış ticaret açığımızı kapayalım, işsizlere iş yaratalım” diye sattı, savdı.

Sonuç ne oldu? Tam bir hüsran...

2002’de 222 milyar dolar olan iç ve dış borç stoku 490 milyar dolara, dış ticaret açığı çeyrek yüzyılın zirvesi olan 65 milyar dolara, cari işlemler açığı 2002’de 1 milyar dolar bile değilken şimdi 51 milyar dolara yükseldi.

Peki işsizlik? İşsizler azalmadı, çoğaldı. Enflasyon da düşmeye başlamışken tekrar yükselişe geçti.

Araştırmada yaşanan siyasi gerginliğin en önemli sorumlusu olarak da hükümet ve Başbakan Erdoğan çıkıyor.

Bütün bunlara rağmen seçmen tercihleri, bu dramatik başarısızlık göstergelerinden beklendiği kadar etkilenmiyor.

Mesela AKP kapatılır ve Başbakan’a da yasak gelirse, ilk seçimde Tayyip Erdoğan’ın işaret ettiği partiye oyunu vereceğini söyleyenlerin oranı yüzde 44.6 çıkmış.

Elbette son derece yüksek bir destektir bu. Ama yine kaydedelim ki bu kalemde de son bir ayda yüzde 4 oranında bir kayıp yaşanmıştır.

Acelenin sebebi ne?

Kutuplardaki buzullarda görülene benzer bir erime süreci yaşıyor AKP. Kapatma davasında kararını erken vermesi için Anayasa Mahkemesi’ne yöneltilen telkin ve baskıların önemli bir sebebi de budur.

Halkın yüzde 66’sının “Türkiye iyiye gitmiyor” dediği bir ortamda AKP, seçmen zeminindeki avantajını gıda paketleri ve kömür yardımlarıyla uzun bir süre koruyamayacağını görüyor. Anayasa Mahkemesi’ne yöneltilen “çabuk olun” baskılarının sebebi budur!

Siyasetin kanatları, güç yarışında yargıyı kullanarak birbirlerine üstünlük kurmaya çalışıyorlar.

Kapatma davasına karşı Ergenekon kısası neredeyse genel kabul gören bir senaryodur. Yani kapatma davası açılmasa, büyük ihtimalle Ergenekon’un üstüne de gidilmeyecekti.

Kapatma davasının yerindeliğini, cumhuriyete bağlı herkes kabul ediyor. O kesimin görüşlerine itibar ettiği eski Yargıtay Başsavcısı Kanadoğlu “Elinizde yetki olsaydı Ergenekon soruşturmasını açar mıydınız?” sorusuna “Tabii ki açardım. Örgütlü suçlarla örgütlü bir şekilde savaşılmalı” diyor.

Yargıya bir davada güvenip öbüründe güvenmemezlik olmaz.

Anayasa Mahkemesi zaman baskısına boyun eğmeden adaleti aramalı ve laikliğin hukuktan başka bir güvenceye muhtaç olmadığını ispatlamalı, öbür mahkeme de darbeleri sonsuza kadar tarihe gömecek ibreti, adaleti ile yaratmalıdır.

DİĞER YENİ YAZILAR