Kasvetli bir gün...

Haberin Devamı

Demokrasi dışı rejimlerin gelişi öncesinde görülen kasvetli bir hava yaşadık dün.

Yargıtay C. Başsavcısı “Şeriat düzeni kurmak” istediğini iddia ettiği AKP’nin kapatılması talebini Anayasa Mahkemesi önünde tekrarlarken polisin Terörle Mücadele ekipleri kuvvet komutanlığı ve ordu komutanlığı yapmış emekli orgenerallerin, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi ile Ankara Ticaret Odası Başkanı’nın da aralarında bulunduğu 24 kişiyi, darbe girişimiyle ilgili soruşturma çerçevesinde gözaltına aldı.

Başbakan’ın operasyon sürerken yaptığı açıklama gözaltıların Ergenekon soruşturması kapsamında yürütüldüğünü anlatıyordu. Başbakan gözaltıları “Ergenekon iddianamesinin bir an önce hazırlanmasına yönelik adım” olarak gördüğünü savundu.

Kılıçlar çekildi

CHP lideri Baykal da Başbakan’ın operasyona dönük aşırı ilgisini “Ergenekon soruşturması adli değil siyasi davadır” tezlerini doğrulayan bir işaret olarak değerlendirdi.

Bazı gelişmeler Baykal’ın iddiasının yabana atılır olmadığını gösteriyor.

Mesela gözaltı kararları pazar günü alınmıştır ama pazartesi uygulanabilecekken Başsavcı’nın kapatma davasında sözlü açıklama yapacağı salı gününe denk getirilmiştir.

Gözaltıların İstanbul C. Başsavcısı’nın bilgisi dışında yapıldığı iddiası da, iktidarın operasyona görülmedik biçimde müdahil olduğu eleştirilerine haklılık kazandırıyor.

Ülkede “kılıçlar çekildi” duygusu uyandıran bir hava esiyor.

Bir sabah ansızın

AKP için açılan kapatma davası siyasetin kimyasını bozmuş, doğurduğu ayrışmalar, laikle ilgili çatışmalarda tarafları, ellerindeki tüm güç ve olanakları birbirlerine karşı kullanma çizgisine getirmiştir.

Sabah karanlığında evlerinden alınıp götürülen tanınmış insanlar, toplumun her kesiminde aynı şeyin kendi başlarına haydi haydi gelebileceği güvensizliğini vermektedir.

Eğer bu, kasten yaratılan bir duygu değilse, sebebi Ergenekon iddianamesinin hâlâ açıklanmamış olmasındandır.

Bu sebeple 49 kişi cezaevlerinde tutukludur ve çoğu bir yıldır mahkemeye çıkmayı beklemektedir.

Nazi suçlularını yargılayan Nürnberg ve DP iktidarını yargılayan Yassıada mahkemeleri bile bu kadar gecikmemişti.

Darbe için suç örgütü kuranlar varsa tabii ki yargılansın. Ama iddia, laik cumhuriyeti savunanlara gözdağı vermek amacıyla şantaj silâhı olarak kullanılmasın.

İddianamenin gecikmesi bu şüpheyi doğuruyor.

Yeterli delil vardı ki onca kişi tutuklandı. O deliller dava açmak için niye yeterli olmuyor?

Davayı en kısa zamanda açar, yeni deliller bulundukça ek iddianame ile yargılamayı genişletirsiniz.

Muhaliflerini korkuyla terbiye etmeye çalışan AKP adaleti kullanmaktan vazgeçmelidir!

DİĞER YENİ YAZILAR