Dış güçler olmadan!

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi, geçen hafta 4.90’lara çıkan doların düşüşe geçmesinin devam edeceğini açıkladı.

Merkez Bankası’nın attığı adımlarla düşen doların alınan yapısal tedbirlerle, mali disiplinle kombine edilerek bu yönde devam edeceğini söyledi.

Ondan sonra “enflasyonla mücadelenin” başlayacağını belirtti.

Aslında ekonomistler uzun süredir bunların yapılmasının, Merkez Bankası müdahalesiyle doların düşürülerek istikrarlı bir seviyede tutulmasının önemini anlatmaktaydılar.

Devlet tasarrufu

Köprülerde ve otoyollarda bile fiyatların dolara endeksli olduğu bir ülkede dolar yükseldikçe bunlara da, ithal edilen gıdalar ve yakıta da zam gelmesi önlenemez.

Bu durumda, ekonominin düzelmesi için tasarruf önce devletten başlamalı iken hala mega projelerin devam edeceğini bildirmek ne derece doğrudur, düşünmek gerekir.

Sıkça vurguladığım gibi, ekonominin düzelmesi için sadece döviz kurunun düşmesi yeterli değildir.

İşsizlik ve yoksulluğun arttığı bir dönemde, devletin en kısa zamanda tasarruf politikasına geçmesi gerekir.

Haberin Devamı

Bakanlıklardaki, TRT ve diğer devlet kurumlarındaki aşırı harcamalardan başlayarak kısıntıya gitmeyi düşünmenin zamanı gelmiştir. Sıkıştığımız her konuda sorumluluğu hep “dış güçlere” bağlamamız Batı ülkelerinde espri konusu oluyor.

Siyasi konuşmalarda Türkiye’nin “zora girme konusunda Batı’ya ihtiyacı olmadığını, bunu kendimizin başardığını” söylüyorlar.

Seçimi beklemeden!

Ekonomi Bakanı Zeybekçi 24 Haziran seçiminden sonra daha köklü reformlarla enflasyonun düşürüleceğini belirtti.

Oysa ekonomide alınacak tüm tedbirler de, bağımsız yargı ve adalet konusunda verilen sözler de seçimi beklemeden, hemen başlatılmalıdır.

Türkiye’de yatırımların duraklaması siyasi istikrar ve yargı ile yakından ilişkili ve bu seçim süreçleri o duraklamanın temel nedenlerinden biri oluyor.

Yasama, yürütme ve yargı güçlerinin ayrılığı, istikrarlı bir demokrasi için olmazsa olmazdır. Hangi yönetim sistemi gelirse gelsin güçler ayrılığı, özellikle yargının bağımsız ve güvenilir karar vermesi, denetim yapabilmesi sağlanmadan başarılamaz. O nedenle, “seçim sonrasını bekliyoruz” sözüne başvurmadan gereken düzenlemelere hemen başlanmalıdır.

Haberin Devamı

Huzur ve güven!

Bütün partiler seçim bildirgelerini gösterişli şekilde sunuyor.

Seçmenin beklentisi ise “bu sözlerin nasıl tutulacağını” görmek…

Huzursuz, endişeli, terörden darbeye kadar üzücü her olayı yaşadığımız yıllar geçirdik, Suriye’de, Güneydoğu’da şehitler verdik.

FETÖ darbe girişiminde emir erlerine, askeri okul öğrencilerine müebbet hapis cezası verilirken FETÖ ile ilişkisi belgelenmiş isimlerin serbest olması ve hala görevlendirilmesi de çelişki yaratmıştır. Yargı, endişelere yer vermeyecek şekilde çalışmalıdır. Adalet ve güvenin seçimden önce sağlanması, sağlayanın yararına olacaktır.

DİĞER YENİ YAZILAR