Milletin hakkı için konuşmak!

Başbakan Binali Yıldırım’ın televizyon konuşmalarını izlerken derin düşüncelere dalmamak mümkün değil.

Mesela hafta içinde bir konuşmasında yine “Bu anayasa değişikliği ile Türkiye’de bir daha koalisyon hükümeti olmayacağını, dolayısıyla istikrarsızlık yaşanmayacağını” söylüyordu.

Oysa Türkiye’de koalisyon hükümetleri uzun ömürlü olmasa da onlar döneminde yararlı işler de yapıldı.

Örneğin Ecevit’in kurduğu CHP-MSP koalisyonu döneminde yapılan ve mutlak bir başarıyla sonuçlanan 1974 Kıbrıs Harekatı.

Veya 3.5 yıl süren DSP-MHP-ANAP koalisyonu sırasında Meclis’teki tüm partilerin uzlaşarak 1982 darbe Anayasası’nda 33 maddeyi birden değiştirmesi…

Bunlar, temel hak ve özgürlükler ve AB’ye uyum açısından çok olumlu, özgürleştirici değişikliklerdi.

Neden istikrarsızlık?

Başbakan Binali Yıldırım AB ülkelerini örnek göstererek şöyle diyordu:

Almanya’da 1950’den bu yana (67 yılda) sadece 24 hükümet kurulmuş, Türkiye’de 67 yılda 48 hükümet… Yazık değil mi, millet devamlı seçime gidecek, para harcanacak.”

Haberin Devamı

7 Haziran seçimini örnek verdi; “Ne oldu, tek parti çıkmayınca hükümet kurulamadı, işler yarım kaldı, terör başladı.”

Türkiye’de siyasi partiler, hatta seçmenleri, özellikle seçim zamanlarında birbirine düşman gibi kutuplaştırıldığı için AB ülkeleri gibi bir uzlaşma kültürü maalesef oluşamıyor.

Oysa Binali Yıldırım’ın “67 yılda 24 hükümet” diyerek örnek gösterdiği Almanya Hitler’den sonra sadece koalisyon hükümetleriyle ve “istikrarla” yönetilmiş.

Merkel 12 yıldır koalisyon hükümetlerine başbakanlık yapıyor. Avrupa’da 22 devlet koalisyonla yönetiliyor.

Demek ki sık seçime gitmekle koalisyonlar arasında doğru orantı kurmak mümkün değil.

Onlara bakınca, istikrar ile koalisyon arasında ilgi kurmak da hiç mümkün değil.

(7 Haziran sonrası AKP-MHP bugünkü gibi anlaşsa ve kısa sürede koalisyon kurulsaydı tekrar seçime gidilmeyecekti. Teröre gelince, tek parti hükümeti sırasında Türkiye’de terör olmadığı söylenebilir mi?)

En önemli mesele!

Geçen Cumartesi akşamı Kanal D’deki röportajda Başbakan’a, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “ekranda karşılıklı tartışalım” teklifi soruldu.

Haberin Devamı

Binali Yıldırım bu soruya “Şimdi neyi konuşacağız, her şey Anayasa değişikliği maddelerinde yazıyor. Referandumdan sonra konuşalım… Memleket meselelerini konuşalım ama dürüst konuşalım” cevabını verdi ve oradan “3’üncü havalimanı”ndan söz etmeye geçti.

Doğru, herşey değişiklik maddelerinde yazıyor ancak…

Slogan gibi kalıplaşmış konuşmaların yapıldığı ve bu kadar hayati önem taşıyan bir süreçte; “Ailem için, evlatlarım için, gelecek için” diye konuşan seçmenlere “gel açıkla” dendiğinde çoğu hala Anayasa değişikliğinin hangi düzelmeye veya olumsuzluklara yol açabileceğini bilmiyor.

Bu gerçek ortada dururken “Ana muhalefet lideriyle referandumdan sonra memleket meselelerini konuşalım” demek anlaşılır bir yaklaşım değildir.

En önemli memleket meselesi 16 Nisan referandumudur!

DİĞER YENİ YAZILAR