ABD tipi başkanlık olsaydı…

Toplumun büyük kesimlerinin “Türk usulü bir başkanlık sistemi” getirecek olan yeni anayasaya tepki göstermesinin nedeni ABD örneğiyle tam zamanında ortaya çıktı.

Bu sistem Türkiye’ye tanıtılırken sık sık “ABD gibi en gelişmiş ülkelerde de başkanlık sistemi olduğu” bunun ülkeye zarar vermeyeceği vurguları yapılmıştı.

Bu karşılaştırmalar, yapılan tartışmalarda hala gündeme getirilmektedir.

Oysa “başkanlık sisteminin nispeten zararsız şekilde uygulandığı tek ülke” olarak gösterilen ABD ile Türkiye’nin referandumda oylanacak olan yeni anayasası arasında benzerlik yoktur.

Bu nedenle hala birçok kişi “ABD’deki gibi bir başkanlık olabilse kimse itiraz etmezdi” demektedir.

Yargı durdurdu

ABD halkı ve yargısı daha ilk günden Trump’a “dur” dedi.

Trump’ın ABD Başkanı olmasının ardından imzaladığı ilk başkanlık kararnamelerinden biri “7 Müslüman ülke vatandaşlarının ABD’ye girişini yasaklayan” kararnameydi.

Bunun arkasından hemen aralarında en önemli eyaletlerin bulunduğu “16 eyaletin başsavcıları verilen kararın ABD değerlerine aykırı ve yasadışı olduğu” konusunda ortak kınama bildirisi yayınladılar.

Haberin Devamı

Federal Yargıç Ann Donnely bu başkanlık kararnamesini “askıya aldı”.

ABD’liler ülkenin her yanında, çok sayıda eyalette, havaalanlarında protesto gösterilerini sürdürüyor.

İşte bu olay neden başkanlık sisteminin ancak ABD gibi “demokratik sistemin tam olarak yapılandığı ve demokrasinin içselleştiği” bir ülkede başarılı olabileceğinin canlı bir örneğidir.

Kuvvetler ayrılığı’nın önemi!

ABD’nin başkanlık sisteminin diğer ülkelerde neden uygulanamadığını, orada “demokrasinin bu sistemle de neden yok olmadığını” açıklarken hep;

ABD’de güçlü ve bağımsız bir yargının bulunduğunu… Birleşik Devletler’in “eyaletlerden oluştuğunu ve her eyaletin bağımsız bir devlet gibi olduğunu…

Eyalet valilerinin de ‘mevcut 2 Meclis’ ve yargının yanında başkanı denetlediğini” anlatmıştık.

Bu 2 ayrı Meclis’in üyeleri de halk tarafından seçildikleri için “yargı kadar bağımsız”dır.

Kuvvetler ayrılığının “bir ülkede demokrasinin korunması, bir kişi veya zümrenin tüm kurumların ve sistemin tek hakimi olmaması” açısından ne kadar hayati bir önem taşıdığı ABD örneğiyle o kadar iyi anlaşılıyor ki bu konuda kimsenin seçmeni ikna etmesine gerek kalmıyor.

Haberin Devamı

Kuvvetler ayrılığı budur, Başkan Trump gücü eline geçirdiği için her kararı verebileceğine inanırken yargı, eyaletler ve sivil toplum onu durdurma gücüne sahip olduğunu göstermiştir.

Eğer yeni anayasa kabul edilse ve Trump “ABD yerine Türkiye’de başkan olsaydı” onu hiçbir güç, hiçbir kararında durduramazdı.

Bunun sebebi de “Milletvekillerinin halk tarafından seçilmediği, yüksek yargı üyelerinin bile başkan tarafından belirlendiği, Meclis’in denetim haklarının elinden alındığı, protesto yapacak halka da yaptırımların uygulanacağı” bir sisteme sahip olması olurdu.

“Şahıslar ve partiler için” değil, “tüm toplum yaşamı ve geleceği için yapılan anayasalar”da konu bu kadar basittir aslında!

DİĞER YENİ YAZILAR