Hasta la vista* insanlık!

* Görüşürüz

Yapay Zeka (Artificial Intelligence) size bir şey ifade etmiyor olabilir. Ama dünyanın önde gelen fikir liderleri, Terminatör robotların şu an bile bir yerlerde denendiğini söylüyor.

Ve uyarıyorlar: Kontrol halen bizdeyken, yapay zeka çalışmaları denetim altına alınsın. Çünkü pek yakında bu mümkün olmayacak. Diktatör robotlar uygarlığı ezip geçecek.

Şu soruyu kendine sor: Bilgisayarına güveniyor musun? Evet mi, hayır mı? Bu hafta YouTube’a düşen tüyler ürpertici bir belgeselin adı bu. Filmin başrollerinde Mars’ta koloni kurmaya hazırlanan, elektrikli otomobil Tesla’nın yaratıcısı milyarder işadamı Elon Musk ile Hollywood’un altın çocuğu yönetmen Jonathan Nolan var. Nolan’ı, Batman Kara Şövalye serisi, Terminatör, Yıldızlararası, Prestij filmlerinden ya da haftaya ikinci sezonu başlayacak Westworld dizisinden hatırlarsınız.

Elon Musk diyor ki; “Şu an ne dediğimi anlayamıyor olabilirsiniz ama 5 yıla kalmadan yapay zekalı robotlar insanlığı yok edebilir. Hiçbir zaman iktidardan inmeyecek robot bir diktatör her şeyi kontrol edebilir.”

Haberin Devamı

Yeni kaybettiğimiz dahi bilim adamı Stephan Hawking de aynı şeyi söylüyordu. Bir taraftan yapay zekanın tarımda, üretimde büyük umut olacağını, bu sayede dünyada fakir insan, aç insan kalmayacağını savunurken, diğer yandan da BM’yi katil robotları yasaklamaya davet etmişti.

Nolan’a göre ise “Endüstri Devrimi’nden bu yana en büyük değişimi yaşıyoruz. İnsanlık uçurumun kıyısında ya yok olacak, ya da yoluna devam edecek.” Çekilen belgesel de bunun kanıtlarıyla dolu.

Benlik sahibi robotlar

Burada kendi kendine öğrenen yeni nesil bilgisayarlardan bahsediyoruz. Yani evlerimizdeki masaüstü bilgisayarlar gibi neye programlandıysa onu yapan makinelerden değil. Bu yeni nesil bilgisayarlar, aynı iki yaşındaki bir çocuğun çevresini anlaması gibi, deneme yanılmalarla kendini geliştiriyor. Geliştirmekle kalmıyor, kendine benlik yaratıyor. Yani bilgisayar ya da programın konulduğu makine, bir birey gibi aynada, toplumda kendini fark edip, ayırt edip, huylar geliştiriyor. Birey oluyor.

Haberin Devamı

Görme duyusu yaptı

Kanınızı donduracak çalışmaları sıralayayım.

Yıl 2005, yer Columbia Üniversitesi. Yapay zekaya sahip deniz yıldızı şeklinde bir robot geliştiriyorlar. Robot hareket nedir bilmiyor. Çünkü hareket komutu yazılmamış. Önce yerde kıvranıyor bir kaç gün. Sonra, uzuvlarını kullanarak sürünüyor, daha sonra da örümcek gibi yürümesini öğreniyor. Robotun bir kolunu kesiyorlar (denizyıldızı gibi dedim ya) birkaç günde kesilen tarafa basmadan yürümeyi yine öğreniyor. Araştırmanın ileriki safhalarında geçen yıl, 2017’de, bilim adamları bir de ne görsünler, bu sürüngen kafadan bacaklı, çevresindeki bilim insanlarının yüzlerine bakıp tanıma programı geliştirmiş. Robotu açıp bakıyorlar ve ne görüyorlar, programda hiç olmayan görme duyusunu, robot kendisi yazmış. Bilim adamları dehşete düşmüş, bunu açıklayamıyor.

Yıl 2017. Facebook, iki yapay zeka robotunu test ediyor. Programın amacı iki robotun, basit İngilizce ile kendi aralarında konuşmasını sağlamak. Yapay zekaya sadece basit İngilizce kelimeler giriliyor. Robotlar başlıyor konuşmaya, “Nasıl iyi misin, hava nasıl bugün?” gibisinden. Birkaç güne robotların kendi aralarında bir takım alım satım pazarlıkları (kitap, top, halı vs.) yaptıkları ve anlaşılmayan İngilizcemsi bir şey konuştukları fark ediliyor. Kısa zamanda anlaşılıyor ki, robotlar kendi dillerini geliştirmiş. Facebook, projeyi sonlandırıyor.
Microsoft 24 saat dayandı
Yıl 2016. Bu kez Microsoft bir yapay zeka robotunu, Twitter’a sokuyor. Tay adlı yapay zeka robotu, bir bebek kadar saf ve sıfır bilgili. Kendisine atılan mesajlara cevaplar vererek konuşmayı öğrenmeye çalışıyor. 24 saat içinde konuşmayı söktüğü gibi attığı tweetler, ırkçı, Müslüman karşıtı, Hitler hayranı, Yahudi düşmanı bir hal alıyor, sapıkça seks konuşmalarına dönüşüyor. Microsoft apar topar robotun fişini çekiyor. Bir robota kişilik verirsen psikopat olmaya yatkın olduğunun bir başka göstergesi...
Yapay zekaya sahip robotlar çok hızlı öğreniyorlar. Hatalarını tekrarlamıyorlar. Aynı insan beyninin öğrenmesi gibi süreçleri var ama bizden kat ve kat hızlı... Bununla yetinmiyor, çıkarımlar yapıp yeni yetenekler geliştiriyorlar, hayatta kalmak için her yolu deniyorlar.
Doktorlara ihtiyaç kaldı mı?
Bir radyologun en az 2 dakika inceleyip üzerinde zor karar verdiği bir meme filmini (mamografi), bir yapay zeka, saniyede 1 milyar mamografiyi tarayıp doğru olarak teşhis edebiliyor. Ya da Da Vinci diye bilinen bypass robotları... Her ameliyatta kendilerini daha da geliştiriyorlar. Çünkü Da Vinci’ler, arka planda tüm dünyaya yayılmış robot arkadaşlarıyla konuşup, yaptıkları ameliyatlar üzerinden bilgi transferi yapıyor. Hatalı işlemler bir daha tekrarlanmazken, başarılı yöntemler hemen taklit ediliyor. Yakında doktorlara da ihtiyaç kalmayacak.
Google’ın “Derin Aklı”
Google’a gelelim. Google’a bir şey yazmaya başla.. Daha kelimeyi yazmadan ne soracağını biliveriyor. En basitinden yapay zeka bu. Bu yapay zeka, Google merkezindeki yüz binlerce bilgisayar serverını kontrol ediyor. Bu serverlar’da sizin yaptığınız her arama, sakladığınız her fotoğraf, gittiğiniz her adres, sildiğiniz her fotoğraf, yazıştığınız her insan, ilgili duyduğunuz her hobi, eviniz, işiniz, banka hesabınız, e-mailleriniz, cep telefonlarınız her şey tutuluyor. Milyarlarca insanın bilgisi saklanıyor. Ve biz her gün annemizin babamızın bile hakımızda bilmediği kadar (yeni) veriyi buraya gönderiyoruz. Google firması dahi kendinin ne kadar büyük bir tehlike olduğunu biliyor mu emin değilim...
Google 2014 yılında Deep Mind (Derin Akıl) adlı bir yapay zeka şirketini satın aldı, onu geliştiriyor. Bu Deep Mind, dünyanın en akıllı yapay zekası. Her gün yeni bir şey öğreniyor. Bugün yarın (yarın öbür gün demiyorum), kendi kendini bağımsız kapatıp açabilen bir Truva programını sisteme sokup, serverları ele geçirirse ne olacak bizim, daha doğrusu insanlığın verileri...
Wall Street’te test edildi
2010 yılında Wall Street’te yaşanan çöküşün yüzde 60’ı bilgisayar programı kaynaklı yapay zekaydı. Dow Jones yarım saat içinde 1100 puan düştü. Şirketler bir anda değersiz, insanlar beş parasız kaldı. Ne oldu biliyor musunuz? Bilgisayarların amacı zararı minimal, karı maksimize etmek olduğundan birbirlerini tetikleyerek büyük çöküşü hazırladılar. Algoritmalar çalıştı, vatandaş kaybetti. Ve ne bir kanun işledi, ne hükümet müdahale edebildi, ne de şirketler bu çöküşe “dur” diyebildi. Olay saniyeler içerisinde rakamların birbirini tetiklemesiyle tsunamiye dönüşüverdi.
Katil robot yarışı başladı
Savunma Sanayi’nde de yapay zekaya bağımlı hale geliyoruz. Drone dediğimiz pilotsuz uçaklarla hedefi vurmaya başladık. Sadece ABD’nin elinde 10 bin insansız hava aracı var. Bırak ABD’yi, Türkiye dahil 80 ülke drone kullanıyor. Bir savaş pilotun eğitimine harcanan para yılda 6 milyon dolarken, pilotun yaptığı her şeyi yapabilen bilgisayar programının geliştirilmesi 500 dolar. İnsansız savaş gemilerinden, şoförsüz kamyonlara, patlayıcı imha edenlere, terminatör asker ya da köpek robotlara varıncaya kadar birçok yeni tür savaş makinesi yapılıyor. Ülkeler ulusal düzeyde katil robotların üretimi için birbiriyle yarışıyor. Bu rekabet 3’üncü Dünya Savaşı’nı ve uygarlığın sonunu getirebilir. Bu tür silahları kullanmak için illa despot liderlere de ihtiyaç yok. Evde koltukta pizza yiyip içerken, sırf zevk olsun diye sistemi yapay zekaya teslim edecek anarşist hackerlarla dolu bir dünya burası.
Beyne yapay zeka çipi
Elon Musk güzel söylemiş: “Yapay zekanın bir amacı varsa ve yolunun üzerinde insanlar engel teşkil ediyorsa, bizi yok etmekten çekinmeyecektir. Bu onun kötü olduğu anlamına gelmiyor. Aynı bizim yol inşası yaparken, karınca yuvası varmış yokmuş gözetmememiz gibi. Karıncalara düşman olduğumuzdan değil, sadece yol yaptığımızdan...”
Bizim kuşağımız 5-10 yıla Yapay Zeka’nın faydasını da zararını da görecek. Fabrikaları robotlar ele geçirecek. Bir robotu satın alma maliyeti, bir işçinin bir yıllık brüt maaşı kadar. Ama üç işçinin yaptığı işi yapıyor hem de para almadan. İşlere robotların el koyması, şu an bile orta sınıf ve mavi yakalılarda hissediliyor. İşsizlik sadece maddi darboğaz demek değil. Aynı zamanda insanın yaşama amacını da elinden alan, psikolojisini bozan bir yıkım. Bunun sonucu; grevler, eylemler, sokak protestoları, istikrarsızlık olacaktır. Uber tartışması yapanlar şunu görebiliyor mu? Birkaç yıla öncelikle taksiler sonra da kamyon ve otomobiller oto-pilota dönecek. Yüz binlerce şoför işsiz kalacak!
Bu yüzden yapay zekayı robotlara değil de, insanların beynine yerleştirme fikri ağırlık kazanıyor. Yani süper çipli, süper insanlar dönemi kulağa daha mantıklı ve barışçıl geliyor. İnsancıl düşünen, ama gelişmiş makine zekasına sahip yeni insan ırkı... Ama kötümser olduğumdan sanki ilk anlattıklarım gerçekleşmeden, insanlık ikincisini denemeyecek gibi geliyor.
Tanrı bizi korusun.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR