Starbucks’a Türk kahvesi keyfi geliyor

Starbucks Türkiye, Türk kahvesini standartlaşmak ve yaygınlaştırmak için kolları sıvadı. Türk Kahve Kültürü ve Araştırmaları Derneği (TKKAD) ve 50’nci yılını dolduran küçük ev aletleri üreticisi Arzum ile birlikte önemli bir işbirliğini hayata geçiriyor.

Starbucks Türkiye, 17 Ekim’den itibaren Türk kahvesini, TKKAD tarafından onaylanan içimi yumuşak az kavrulmuş Latin Amerika çekirdek harmanı Veranda ile hazırlayacak ve yeni özel sunumuyla misafirleriyle buluşturacak. Arzum ise bu işbirliğinde her fincanda ideal kıvam sunan kahve makinesi Arzum OKKA ile yer alacak. Starbucks’un misafirlerine servis edeceği üzerinde “3 vakte kadar” yazılı özel fincanlar ünlü tasarımcı Gamze Güven imzasını taşıyor.

Starbucks, Türk kahvesini yaymayı misyon edindi

Starbucks Türkiye Başkan Yardımcısı Tunç Tunaveli, “İlk kez misyonu ve yapısı farklı; ancak Türk kahvesine gönül vermiş üç kurumun Türk kahvesi için işbirliği yaptığını söyleyerek sözlerine başladı. Tunaveli; “Türkiye’de 400 şubemiz var, her gün 200 bin misafir ağırlıyoruz. Bunu da Türk kahvesinin gelişmesi adına kullanacağız, sorumluluğumuzu kabul ediyoruz. Türk kahvesi standartlarını yeniden keşfediyoruz. Ve en uygun kahve çekirdeklerini bulmak için Türk baristalarıyla çalışıyor, harmanlarımızı sürekli geliştiriyoruz. Sunum ritüelini değiştirip yeniden Starbucks mağazalarımıza uyarladık” dedi.

Haberin Devamı

Türk kahvesini standart hale getirme çabaları

TKKAD Yönetim Kurulu Üyesi Osman Serim de, kahve kültürüyle ilgili keyifli bilgiler vererek söze başladı. Anadolu insanının kahve ile ilk kez Kanuni döneminde tanıştığını, kahvenin 1700’lerden itibaren Türkler sayesinde bir dünya içeceği haline geldiğini belirten Serim; “Ne yazık ki, Türk kahvesinin kavrulması, çekimi ocak başında yapılış biçimi emek, zaman ve personel aldığından ve biz de Türkiye olarak hala kahve lezzetini standartlaştıramadığımızdan bu özel tat global pazarda yaygınlaşmadı. Ve 2000’li yılların başından itibaren giderek gözden düştü” ifadesini kullandı.

UNESCO’nun dünya mirası listesine girdi

Haberin Devamı

Çok ilginçtir ki, ne Fransız şarabı, ne İskoç viskisi, ne de İtalyan espressosu ama bizim Türk kahvesi, UNESCO’nun koruma listesine alınan dünyadaki ilk “kültür sıvısı” oldu. 2013 yılında Kültür Bakanlığı’nın ve TKKAD’ın çabaları sonucu, UNESCO, Türk kahvesini tabiri yerindeyse korumaya aldı. Yani özetle kimse Türk kahvesine artık “yok Grek (Yunan) kahve yok Makedon kahvesi” diyemeyecek.

Osman Serim işte tam bu noktada “Türk kahvesini Türk kahve makineleri kurtardı diyebiliriz” diyerek topu bir anlamda Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı’na attı.

Kahve makineleri sayesinde tüketim arttı

Arzum’un en tepedeki ismi Murat Kolbaşı ise, Türk kahvesi makinelerinin piyasaya çıkışıyla, gerek bizde gerekse dünyada Türk kahvesine olan ilginin bir anda arttığını ifade etti. “Biz ürettiğimiz teknoloji ile Türk kahvesini günlük yaşam alanı içerisine soktuk. Bu sayede artık gençler de Türk kahvesini sevmeye ve içmeye başladı. Anadolu’da da Türk kahvesi makinesi kullanımı artıyor. Dünyada yılda 30 milyondan fazla ev tipi kahve makinesi satılıyor. Bunların 2 milyonu Türk kahvesi” diyerek gelinen noktayı özetledi.

Haberin Devamı

Türk kahvesi rakamı espressonun 40’ta 1’i

Kolbaşı “Dünyada her gün 2.2 milyon fincan kahve içiliyor. Bunun içinde Türk kahvesinin payı espressonun 40’ta 1’i. Biz bile az kahve içilen bir ülkeyiz. Türkiye’de kişi başına yılda 1 kilo kahve tüketiliyor. Bunun yüzde 60’ı Türk kahvesi. Oysa Balkan ülkelerinde 6 kilo” diyerek “Gidilecek daha uzun bir yolumuz var” şeklinde konuştu.

Üçlü işbirliğiyle Türk kahvesi atağa kalkıyor

Bu açıklamaları değerli buluyorum ve bu işbirliğini çok önemsiyorum. Zira bir dünya markası olan dev bir perakende firması, innovasyon ve geleneksel bilgiyi biraraya getirerek değerli bir ürünü hak ettiği şekilde piyasaya sunuyor. Bu ürünün standartlaşması için çabalıyor. Bu açıdan bakıldığında Starbucks’ın, Arzum ve Türk Kahve Kültürü Derneği’ni de arkasına alarak başlattığı “Türk kahvesi” hamlesinin sınırlarımızı da aşarak kısa sürede bölgeye ve hatta New York, Londra, Paris gibi dünya kentlerine de yayılacağından hiç kuşkum yok.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR