Gazete Vatan Logo

Görev süresi bitince ne yapacak?

Babacan'dan özel açıklama

Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası Sonbahar Toplantıları'na katılmak üzere Japonya'nın Başkenti Tokyo'da bulunan Babacan, bir televizyon kanalının sorularını yanıtladı. Babacan, söyleşi sırasında yaptığı açıklamada siyasetle ilgili uzun vadeli planlarının olmadığını ve görev süresinin bitmesinin ardından özel sektöre döneceğini açıkladı.

Babacan, "Siyaset ile ilgili uzun vadeli planlarım yok. Görev süremin bitmesinin ardından özel sektöre döneceğim" dedi.

Euro Krizi ile ilgili değerlendirmelerde de bulunan Babacan, önümüzdeki dönemde Avrupa ile ilgili en önemli konunun uygulama olacağını söyledi.

Avrupa'da bu yılın başından itibaren önemli adımlar atıldığını, söz konusu adımların uygulanmasının önemli olduğunu belirten Babacan, “Güzel hazırlıklar var ama bu hazırlıklar uygulanabilecek mi, uygulanamayacak mı? Mali anlaşma... Ülkeler bunları kendi meclislerinden bir anayasal değişiklik olarak ya da anayasal güçte bir kanuni düzenleme olarak geçirebilecekler mi, geçiremeyecekler mi? Diyelim ki geçirdiler. Oldukça iddialı bütçe hedeflerine ulaşacaklar mı, ulaşamayacaklar mı? Şu anda Avrupa için en önemli tartışma alanı bu” dedi.

ABD ekonomisi içinse en önemli tartışmanın bu yıl sonunda otomatik olarak devreye girecek mali düzenlemeler olduğuna işaret eden Babacan, bu düzenlemelerin ağırlıklı olarak veri artışı ve harcamaları azaltıcı adımlar olduğunu söyledi.

Babacan, ABD yönetiminin orta vadeli bir plan ortaya koyamamasının bu ülke ile ilgili sıkıntıların da büyüyebileceğini gösterdiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:

“Gelişmiş ülkelerin güvenilir orta vadeli programlar açıklamaları gerekiyor. Özellikle büyük ekonomilerin öngörülemez olma gibi lüksleri yok. 'Her haftanın kararını ben ayrı vereyim. Bir ay geçsin ondan sonra ne yapacağımı söyleyeyim' gibi bir yaklaşım dünya ekonomisinin öngörülebilirliğini ciddi şekilde engelliyor. Dolayısıyla bizim ümidimiz bir an önce Amerika'nın da ne yapacağını açık bir şekilde ortaya koyması.”

“Büyümenin kaynağı güven”

Japonya'da kamu borcunun milli gelire oranının yüzde 200'ü geçtiğini, aynı oranın Amerika için yüzde 110, Avro Bölgesi'nde de yüzde 100'e yaklaştığını dile getiren Babacan, “Hiçbir şey yapılmadığı zaman bu sorunlar kendiliğinden ortadan kalkmayacak” dedi.

Babacan, büyümenin en önemli kaynağının güven olduğunu, güven olmadığı takdirde ne yapılırsa yapılsın büyüme sağlanamayacağına işaret ederek, “Son 5 yıldır şunu herkes gördü ki sadece maliye politikası, ile sadece para politikası ile büyüme olmuyor. Belli iç tutarlılığı olan ekonomik programlar ortaya koymak lazım. Bu programları da samimi bir şekilde uygulamak lazım. Bunlar yapılmadığı zaman güveni oluşturmak mümkün değil” diye konuştu.

Güven için yapılacakların çok zor şeyler olmadığına dikkati çeken Babacan, ilgili ülkenin ne yapmak istediğini açık bir şekilde ortaya koyup, 3-5 yıllık programlar hazırlamaları gerektiğini ifade etti.

Başbakan Yardımcısı Babacan, söz konusu programın uygulanması ile ilgili somut adımları da herkesin görmesi gerektiğini belirterek, uygulamada da taviz verilmemesinin önemine dikkat çekti.

Açıklanan program ile bir süre sonra uygulamaların farklı olması halinde güven zeminin erozyona uğradığına vurgu yapan Babacan, benzer bir problemin Avrupa ülkeleri arasında yaşandığına, ABD'de de seçim dolayısıyla şu an hiçbir şey yapılmadığına dikkati çekti.

“Ameliyatı hükümetler yapar”

ABD Merkez Bankası'nın (Fed) elindeki hemen hemen tek enstrümanın para basmak olduğunu ifade eden Babacan, şunları kaydetti:

“Fed karşılıksız para basacak. Mortgage kağıtlarını piyasadan toplayacak. O mortgage kağıtları için talep oluşturacak. O taleple de insanların ev almasını bekleyecek. Ama insanlar bu karışık resmi gördükten sonra faizler kaça düşerse düşsün, mortgage ne kadar kolaylaşırsa kolaylaşsın eğer geleceğine güvenemiyorsa, bir sonraki hafta, bir sonraki ay işini kaybedeceğinden korkuyorsa ev falan almazlar. Ancak geleceğe güven olacak ki konut piyasaları canlansın. Fed'in yapacağı başka bir şey yok. Çaresizlikten yapılanlar. Merkez bankalarının yaptıkları hiçbir zaman hükümetin yapmadıklarını ikame edecek şeyler değil. Merkez bankalarının çok sınırlı enstrümanları var. Bu enstrümanları da belli bir yönde kullanabiliyorlar. Bir bakıma kısa vadeli ağrı kesici ama asıl ameliyatı yapması gereken hükümetlerin kendisi.”

Haberin Devamı