Gazete Vatan Logo

Giden geleni arattı

Yurt dışına giden yatırım tutarı, gelen yatırımdan daha hızlı arttı. Her 100 dolarlık gelen yatırıma karşı giden yatırım tutarı da 31.3 dolar oldu

Giden geleni arattı

Cari açık sorunu ile boğuşan Türkiye’nin doğrudan yatırıma ihtiyacı açıkken, veriler tam tersi bir durum yaşandığını ortaya koyuyor. Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) raporuna göre, yurt dışına giden yatırım, yurt dışından gelen yatırımdan daha hızlı artış gösterdi. Yurt dışına giden (ODI) ve yurt içine gelen (FDI) doğrudan yatırımların (ODI/FDI) oranı Mayıs’ta yüzde 31.3 oldu. Bu oran Nisan’da yüzde 27.8 idi.

Mayıs itibarıyla, yabancıların yurt içine yönelik doğrudan yatırımı 9.5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Türkiye’den giden doğrudan yatırımlar daha yeni bir olgu olarak, 2002 yılından itibaren hızla yükseldi ve Mayıs 2018 itibarıyla 3 milyar dolara ulaştı. ODI/FDI oranındaki yükseliş, yerleşiklerin yurt dışına yönelişinin yabancıların yurt içine yönelişinden hızlı arttığını ortaya koyuyor.

Önemli bir gösterge

TEPAV tarafından yapılan açıklamada, “Yurt dışına giden (ODI) ve yurt içine gelen (FDI) doğrudan yatırımların nasıl seyrettiğini, ODI/FDI oranı üzerinden izlemek mümkün. Bu oran basit bir bölme işlemi ile elde edilse de, aslında Türkiye’nin yatırım ortamına ilişkin bir gösterge olarak alınmalıdır. Yatırımcıların kararları, iç pazarın cazibesi, hukuki düzenlemeler, işgücü maliyetleri, vergi yükleri, işgücünün sahip olduğu beceri seti ve siyasi ekonomik istikrar gibi pek çok unsurdan etkilenmekte” denildi.

Haberin Devamı

NOTÇULAR DA YATIRIM KARARINI ETKİLİYOR

TEPAV, kredi derecelendirme kuruluşlarından gelen uyarılara da dikkat çekti ve bu uyarıların yabancı yatırım kararlarında çok etkili olduğuna işaret etti. TEPAV açıklamasında “Derecelendirme kuruluşlarının ülkelere ve o ülkedeki finansal kuruluşlara verdiği notlar da yurt dışındaki yatırımcıların bir ülkeye yapacakları yatırımlara ilişkin kararlarını etkileyen önemli göstergeler olarak ele alınmalıdır. Bu çerçevede, Haziran 2018 başında Fitch’in 25 Türk bankasını negatif izlemeye alması, Moody’s’in de Türkiye’nin Ba2 olan kredi notunu önümüzdeki dönemin makroekonomik politikalara ilişkin belirsizlik barındırması gerekçesiyle izlemeye alması dikkate alınmalıdır. Söz konusu derecelendirme kuruluşları, gelecek dönemlerde ekonomide olumlu gelişmeler yaşanmaması halinde Türkiye’ye yönelik not indirimleri açıklayacağından, bu izleme kararları Türkiye’nin yabancı yatırımcılar için cazibesini olumsuz yönde etkileyebilecek gelişmeler olarak değerlendirilmelidir” ifadeleri kullanıldı.

Haberin Devamı