Gazete Vatan Logo

Gıdalarımızdaki görünmez tehlikeler

Kontrolsüz kullanılan tarım ilaçları, endüstrileşme, çevre zehirleri, gıda katkı maddeleri ve GDO’lu gıdalar yediğimiz içtiğimiz her şeyi kuşatmış durumda. Peki ne yemeliyiz? Çocuklarımıza neler yedirmeliyiz?

Gıdalarımızdaki görünmez tehlikeler

Büyük şehirlerde yaşayanların en çok ihtiyaç duyduğu gereksinimlerin başında hiç şüphesiz sağlıklı beslenme ve gıda hijyeni konusu geliyor. Nasıl beslenmemiz gerektiği konusunda her kafadan çıkan farklı sesler ise beraberinde daha fazla zihin karışıklığına yol açıyor. Gıda Hijyenistleri Derneği ve Gıda Güvenliği Platformu’nun da kurucusu olan ve Türkiye’de gıda hijyeni konusunda önde gelen bilim insanlarından Prof. Dr. Özer Ergün, İstanbul Üniversitesi İleri Analizler Laboratuvarı’nda gıda analizleri yapıyor. Ergün’ün yeni çalışması ‘Tam Porsiyon Hijyen Lütfen’de et, süt, yumurta, baklagiller, sebze, meyve, dondurulmuş gıda ve GDO’lu ürünlerin sağlığımız üzerindeki tehditleri içeriyor.

Çilek gerçek bir el bombası

Tarımsal ilaç konusunda esas el bombası çilek. Çileği yıkamadan yemek adeta intihara teşebbüs niteliğinde. İnsan vücuduna bir çok zararları var. Ayrıca kontrolsüz kullanılan hormonlar çileklerin aşırı büyümesine neden oluyor. Bunun insanlar üzerindeki etkileri de gözle görülüyor. Genç kızların ergenliğe erken girmelerinde bu hormonlu meyvelerin etkisi oldukça yüksek.

Haberin Devamı

Turfandadan uzak durun

Kışın tüketilen turfanda sebze ve meyvelerde hormon kullanımı daha yaygın. Hormon kalıntılarının insan sağlığı açısından bilinen zararları, baş ağrısı, yorgunluk, uykusuzluk, alerjik deri reaksiyonları, egzama, kadınlarda düzensiz adet görme, obezite, ergenliğe erken girme, tümoral oluşumlar, depresyon, kalp-damar rahatsızlıkları.

Hemen hemen tüm sebze ve meyvelerde hormon kullanımı, genel olarak 15 Ekim - 15 Mayıs tarihleri arasındadır. Bu nedenle turfanda sebze ve meyve tüketiminden kaçınmak, zor olsa da en kestirme tedbirdir.

Anne sütünde bile kimyasal var

Tarım koruma ilaçlarının tüm dünyada yaygın ve sorumsuzca kullanılması neticesinde bu ilaç kalıntılarının bulaşmadığı gıda maddesi, neredeyse yok denecek kadar az. Bugün günlük sebze ve meyveler, çay, kakao, bal, baharat gibi çok çeşitli gıda maddelerine bu kalıntılar bulaşmış durumda. Diğer taraftan bu ilaç kalıntıları, yemlere de bulaşarak hayvanların etine, sütüne, yumurtasına az miktarda da olsa geçiyor. Hatta anne sütünde bile artık bu kalıntılara rastlanabiliyor.

Haberin Devamı

Gıdaları daha uzun süre dayanıklı kılmak ve arzu edilen lezzet, görünüm ve yapıya kavuşturmak için katılan maddelere deniyor. Konserveler, reçeller, jöleler, marmelatlar, çikolatalar, şekerlemeler, bisküviler, sakızlar, kakao tozları, süt tozları, peynirler, sucuk, sosis, salam gibi et ürünleri, kolalı-kolasız meşrubatlar, dondurma ve hatta bebek mamaları bile bu katkı maddelerinden nasibini almış durumda...

Meyve ve sebzeleri sirkeli su ile temizleyin

Pazar yerinde satılan meyve ve sebzeler de risk içerebilir, mutlaka gıda mühendisleri çalıştıran merkezlerden tarım ürünü satın alın. Meyve ve sebzeleri önce akan suda temizleyin. Durgun suda kalıntıların giderilmesi mümkün değil. Yıkadıktan sonra en az 5 dakika süreyle meyve ve sebzelerin sirkeli ya da kalıntı çözücü madde içeren suda bekletin ve mümkünse sebze meyveleri soyarak yiyin.

Her süt, süt gibi ak değil

Haberin Devamı

Bunun nedeni ise zararlı bakterilerin süte çok kolay bulaşması. Bu sebeple içme sütü alırken pastörize ve UHT sütler tercih etmek ve açık sütü de mümkün olduğunca tercih etmemek ve eğer tüketilecekse de az bir kabarım kaynatmadan içmemek gerekiyor. Süt ürünleri içerisinde zararlı mikroorganizmalar açısından en tehlikesiz olanı yoğurt; en risk taşıyanlar ise taze peynirler ve çiğ kremalar.

Sucuk ve pastırmalar artık boyalı

Hayvanlardan insanlara et ile geçen 100’den fazla hastalık etkeni var. Aralarında tüberküloz, bruselloz, kuduz ve şarbonun da bulunduğu bu hastalıklar Türkiye’de hala yaygın.

Araştırmalara göre Türkiye’de sucuk, sosis, salam, pastırma gibi et ürünleri normalden fazla miktarda nitrat ve nitrit ile kullanılması yasak sentetik boyalar katılıyor. Bu maddeler de Türkleri sağlığından ediyor, bağışık sistemlerini düşürüyor.

Domatese pamuk ilacı

Domates ülkemizde en çok tüketilen ürün, ticareti de çok yapıldığı için kontrolsüz ve aşırır tarım ilaçları kullanma vakalarına sıkça rastlanıyor. Pamukta kullanılan tarım ilacını domatese sıkan milyonlarca üretici var ülkemizde.

Haberin Devamı

Salatalığın kabuğunu soymadan yemeyin

Uzmanlar en büyük tehlikenin salatalıkta olduğunu belirtiyor. Çünkü halk deyimiyle hıyara çok fazla ilaç atılıyor. Hem böcek ilacı hem de hastalık ilacı. Mutlaka yiyeceksek kabuğunu soymadan yemek gerekiyor.

İlaçlama armudun ithalatını durdurdu

İlaçlama nedeniyle birçok kez ihraç edilen armudun yurt dışından geri döndüğü kayıtlara geçmiş durumda. Bu ürünün daha sonra iç piyasada çok daha ucuz fiyata pazar yerlerinde satışa sunulduğu da bir gerçek.

Limonun kabuğunu iyice temizleyin

Kalıntılardan arıtılmayan limonu mutlaka yıkamak gerekiyor. Yıkanmadan sıkılan limonun kabuğundaki tarımsal ilaç salatalarınıza geçebiliyor.

Elma kurdu, elmanın kabuğunu yemiyor

Elmanın baş düşmanı iç kurdu, tarımsal ilaçlar nedeniyle elmanın kabuğunu asla yemez, tükürür. Bu ilaçlardan başta cilt etkileniyor. Deformasyonlar oluşabiliyor, gözlerde sorunlar ortaya çıkabiliyor. Tarım ilacı vücudunuzda karaciğerde yağ dokularında birikiyor.

Nitrat ve azot yeşilliği zehirliyor

Yeşilliklerin iyi görünmesi için nitratlı ya da azotlu suyu kullanılıyor. Ürün çok iyi büyüsün diye azotlu gübreler kullanılıyor ama insan sağlığını tehdit eden en büyük unsurlardan biri nitrat.

Tavuklarda çok fazla antibiyotik var

Türkiye’de antibiyotiklerin hayvanlarda tedavi amaçlı kullanımı dışında, büyümeyi hızlandırmak, hastalıkları önlemek amacıyla sürekli kullanılması yasaklanmıştır. Ancak, denetimler yeterli olmadığı için antibiyotiklerin bilinçsizce kullanımının yaygın olduğunu ortaya koyan araştırmalar vardır. Türkiye’de büyükbaş hayvanlarla ve tavuklar üzerinde yapılan araştırmalarda görülen yüzlerce bakterinin yüzde yetmişten fazlasının antibiyotiğe dirençli olduğu vurgulanmaktadır.

Et hem pahalı hem de hastalık yayıyor

Son bir yılda Türkiye’de et fiyatları yüzde 25 arttı. Yüksek fiyata orantılı olarak hayvan sayısı da hızla düşüyor. Peki, yediğimiz et ne derece sağlıklı? Örneğin buzağılarda aşırı hormon kullanıyorlar. 8 aylık dana küçücük olmalı, ama bir bakıyorsunuz koskocaman inek kadar oluyor. Kullanılan ilaç 8 ayda bu kadar büyütebiliyorsa bir danayı, mutlaka birtakım hormonal manipülasyonlar yapmak zorunda. Kurban Bayramları‘nda da hormonsuz hayvan yok. Hepsine büyüme hormonu veriyorlar. Hayvanlar şişiyor, pazara gönderiliyor.

Biberde tütün ilacı kullanılıyor

Rusya geçtiğimiz hafta Türkiye’den giden biberleri tarım ilacı nedeniyle geri gönderdi, çünkü çiftçiler bibere tütün ilacı kullanıyor.

Köy yumurtası sahteciliğine dikkat

Yumurtanın toptancıdan çıkışı 19 ile 21 kuruş arasında. Şimdi bazı uyanıklar bu ucuz yumurtaları alıyor, hayvan pisliğine ve samana bulayıp köy yumurtası diye satıyorlar. İşte gıda terörünün geldiği nokta! Lezzet açısından, serbest dolaşan ve doğal olarak beslenen tavukları tercih etmek gerekiyor.

Kimyasal kalıntılar nedeniyle de 1.5 milyon insan tarım ilaçlarından zehirleniyor, 30 bin kişi ise bu sebeple ölüyor.

TV’lerde satılan balların çoğu sahte

Türkiye, dünyanın en önemli bal üreticilerinden biri. Ama sahtecilik balda da fazlasıyla var. Arıya mısır şurubu verdiğinizde, şurubun içeriği gereği hemen kursağından geçiriyor ve hileli bal üretiyor. Nişasta, şekerkamışı, darı ve mahua bitkilerinin çiçekleri, şeker pekmezi, hidrol, parafin katılıyor, düşük nem içeren ballara su ekleniyor. TV’lerde pazarlanan balların çoğu sahte.