Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 27. Dönem 2. Yasama Yılı’nın açılışı dolayısıyla TBMM’de milletvekillerine hitap etti. Erdoğan, şu mesajları verdi…
REFORMUN ADI: 16 Nisan halk oylaması, yönetim sistemimizi değiştirdiğimiz bir büyük reformun, bir büyük devrimin adıdır. Özellikle 2007 yılında yaşanan Cumhurbaşkanlığı seçimi krizi, artık yeni bir reformu, yeni bir değişimi kaçınılmaz hale getirmiştir. Bu krizi aşmak için başlatılan çalışmaların kapısı, yeni bir yönetim sistemine açılmıştır.
BAŞLARINI EZDİK: Sokakları karıştırarak halkı birbirine düşürmeye çalışanlara da fitneye fırsat vermedik. Terör örgütlerini kullanarak ülkemize diz çöktürmeye çalıştılar. PKK’sından DEAŞ’ına ve FETÖ’süne kadar hepsinin başını ezdik.
PARAMPARÇA ETTİK: Sınırlarımız boyunca terör koridoru oluşturmaya kalktılar, ardı ardına yaptığımız harekatlarla bu planı da paramparça ettik. Gece yarısı operasyonlarıyla ekonomimizi çökertmeye çalıştılar, Allah’ın izniyle bu saldırıyı da atlatma yolunda ilerliyoruz.
CUMHURBAŞKANI YETKİLİ: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, yasama, yürütme ve yargı organlarının görev alanlarını daha net bir şekilde belirledi. Yürütmenin tek muhatabı Cumhurbaşkanıdır. Milli iradenin önünde engel oluşturan sistem içindeki vesayet mekanizmaları ortadan kalktı. Böylece milletimiz, yetkiyi kime verdiğini ve gerektiğinde kimden hesap soracağını bilmektedir.
BİRLİKTE ÇALIŞMALIYIZ: Türkiye’nin önündeki sıkıntıları, ancak hep birlikte çalışılıp, omuz omuza verilirse aşılabilir. Yeni dönemin ruhu, birlikte çalışmayı, birlikte inşayı, birlikte başarmayı gerektiriyor.
MEVZİ KAYBEDİYOR: Irak’ta ve Suriye’de ciddi etkinlik kazanan terör örgütleri, her geçen gün mevzi kaybetmektedir. Terör örgütlerinin yeşermesine zemin hazırlayan şartlar büyük ölçüde ortadan kalkmıştır. Temennimiz, ülkedeki PKK varlığının da aynı şekilde ortadan kaldırılmasıdır.
n KANDİL VE SİNCAR: Türkiye olarak, PKK’nın Irak’ta faaliyet gösterdiği yerlerin önemli bir bölümünü kontrol altına aldık. Hedefimiz, çıban başı olarak gördüğümüz Kandil’i ve yeni Kandil olma yolunda ilerleyen Sincar’ı bölücü terör örgütünden tamamen temizlemektir.
SURİYE KRİZİ: Rejimin kendi halkına yönelik kanlı saldırıları yetmiyormuş gibi, bir de DEAŞ ve PYD-YPG denilen alçak örgütler, Suriye halkına musallat olmuştur. Ülkedeki istikrarsızlığı fırsat bulan güçler de vekalet savaşları yoluyla Suriye’yi parsellemek için adeta yarışa girmişlerdir.
n TERÖRDEN TEMİZLEDİK: Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatlarıyla, 4 bin metrekarelik alanı DEAŞ’lı ve PYD/YPG’li teröristlerden temizledik. Bu bölgelere, şu ana kadar 260 bin Suriyeli kardeşimiz geri döndü. İdlib’e de 60 bin Suriyeli döndü.
FIRAT’IN DOĞUSU: Bundan sonraki hedefimiz, Münbiç ve Fırat’ın doğusundaki bölgelerin, buraları işgal eden terör örgütünden temizlenerek güvenli hale getirilmesidir. İnşallah en yakın zamanda bunu da sağlayacağız.
PARA TALEP ETMEZ: Türkiye kimseden para talep etmez. Tüm çaba, uluslararası sermayenin ülkede yatırım yapmasını sağlamaktır. Her türlü güvenceyi veriyoruz.
KUDÜS KIRMIZI ÇİZGİMİZ: Kudüs meselesi, bizim de ümmetin de kırmızı çizgisidir. Kudüs’ün mahremiyetine halel getiren, Filistinli kardeşlerimizin temel hak ve özgürlüklerine saldırı anlamı taşıyan hiçbir davranışa, hiçbir emrivakiye müsamaha gösteremeyiz.
Erdoğan: Bahçeli’yle ittifakı görüşeceğiz
Başkan Erdoğan, Meclis’teki konuşmasının ardından TBMM Başkanı Binali Yıldırım ve MHP lideri Devlet Bahçeli’yle bir araya geldi. Davetin Yıldırım’dan geldiği, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun kendisine yapılan daveti kabul etmediği öğrenildi. Genel Kurul Başkanlık Divanı odasında gerçekleşen ve 30 dakika süren görüşmenin ardından Meclis’ten ayrılan Erdoğan, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bahçeli ile yerel seçimlerde ittifak yapılması konusunda bir görüşme olup olmadığı sorusuna ilişkin Erdoğan, “Bakalım önümüzdeki günlerde. Sayın Başkan ile zaten konuştuk. O da olumlu bakıyor. Önümüzdeki günlerde itttifak konusunu baş başa görüşeceğiz” dedi.
Hukuksuzluk örneği
AB’YLE İLİŞKİLER: Avrupa Birliği tam üyelik sürecinde ülkemize yapılan haksızlıklar karşısında sessiz kalamazdık. Kimi Avrupa ülkelerinin Türkiye karşıtlığını bir iç politika malzemesi haline dönüştürmesi, sıkıntıların derinleşmesine ve yaygınlaşmasına sebep oldu. Avrupa ile yaşadığımız bu sıkıntılı süreci yavaş yavaş geride bırakıyoruz. Diyalog yolları yeniden açılmaya başladı. En büyük ticaret ortağımız olan böyle bir coğrafyaya sırtımızı dönmemiz söz konusu olamaz.
ABD’YLE İLİŞKİLER: Stratejik ortak olarak uzun bir geçmişe sahip olduğumuz ABD’deki mevcut yönetim, hiçbir mantıki, siyasi ve stratejik tutarlılığı olmayan bir şekilde Türkiye’yi hedef alması bizleri derinden üzdü. Ülkemizde darbe girişiminde bulunan terör örgütünün elebaşı ve pek çok mensubu, bu ülke tarafından korunup kollanmaktadır.
EKONOMİYE TAŞIDI: Bölücü terör örgütü ile iş birliğine giden Amerika, bu olumsuz tavrını ekonomik alana da taşımıştır. Örneğin Halkbank davası, eşi benzeri görülmemiş bir hukuksuzluk örneğidir.
ABD’nin bakış açışı değişecek
PAPAZ KRİZİ: Terör örgütleriyle karanlık ilişkileri sebebiyle yargılanan bir rahibi bahane ederek, ülkemize yaptırımlar uygulamaya kalkan bu çarpık anlayışla, hukukun sınırları içinde mücadele edeceğiz. ABD yönetiminin ülkemize yönelik yanlış bakış açısını düzelteceğine inanıyorum.
İLERLEME VAR: Arzu ettiğimiz seviyeye gelmemiş olsa da, ortak anlayışa ulaşma yolunda ilerleme kaydetmeye başladığımızı söyleyebiliriz. Kısa sürede aramızdaki meseleleri çözüp, Amerika ile yeniden siyasi ve ekonomik alanlarda stratejik ortaklık ruhuna uygun ilişkiler geliştirmeyi ümit ediyoruz.
Bize rağmen adım atılamaz
İRAN’A YAPTIRIM: İran’la gerek Suriye ve Irak politikalarında gerek diğer siyasi ve ekonomik konularda temas halindeyiz. Bölgenin geleceğiyle ilgili kararlarda İran’ın dışlanmamasına özel önem veriyoruz. İran’a yaptırım tehditlerinin adil olmadığını düşünüyoruz.
KAZAN KAZAN: Kıbrıs’ta ve Ege’de, Türkiye’ye rağmen hiçbir adım atılamayacağını buradan bir kez daha tekrarlamak istiyoruz. Bu bölgede bizi yok saymaya kalkışanlar, kendi varlıklarını da topyekun tehlikeye attıklarını çok iyi bilmelidirler. Bizim her konuda olduğu gibi Kıbrıs ve Ege konusunda da tercihimiz ‘kazan-kazan’ anlayışından yanadır.
Biraz sabır, en zoru geride kaldı
BİLİYORUZ: Kurdaki yükselişin yol açtığı belirsizlik ortamı yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Sanayicinin, tüccarın, esnaf ve sanatkarın, tarım sektörünün, ücretli kesimin, velhasıl milletin yaşadığı sıkıntıları çok iyi biliyoruz. Faizlerden, döviz kurundan bunalan, işini çevirmekte zorlanan herkesin yaşadıklarını yakından takip ediyoruz.
FARKINDAYIZ: Bankacılık sektörünün hareket alanının daralmasından kaynaklanan finans sıkışıklığının yol açtığı zincirleme sorunların öneminin ve aciliyetinin de farkındayız. Hiçbir sanayicimizi, tüccarımızı, çalışanımızı, vatandaşımızı vicdan ve ahlak yoksunu tefecilerin, fırsatçıların insafına terk etmeyeceğiz.
OMUZ OMUZA: Serbest piyasa ekonomisi kurallarından taviz vermeden, gereken her türlü tedbiri alıp uygulayacağız. Milletimizden biraz daha sabırlı olmasını, ülkesine ve yönetimine güvenmesini istiyorum. En zorunu geride bıraktık, bundan sonra her şey daha kolay olacak. Bugünleri milletimizle omuz omuza vererek aşacağız.
Endonezya’ya yardım
Erdoğan, Endonezya Cumhurbaşkanı Joko Widodo ile telefonda görüştü. Türkiye’nin deprem nedeniyle Endonezya’ya her türlü yardıma hazır olduğunu iletti.
