Gazete Vatan Logo

FED korkusu hortlamazsa dolardan para kazanılmaz

Çok değil Nisan'da dolar 1 milyon 315 bin lira seviyesindeydi. 18 Mayıs'ta 1 milyon 565 bin liraya çıktığında herkes bir anda "Yeni bir krize mi gidiyoruz" endişesine kapıldı. Ancak dolar yeniden 1 milyon 440 bin liraya çekilerek sürpriz yaptı, herkesin kafası karıştı. Yakın gelecekte doların alabileceği seyri yazarımız Prof. Dr. Salih Neftçi yorumladı

Döviz kurlarındaki son trend aynen enflasyon oranlarına benzedi. Enflasyondaki düşüş nasıl iki yıldır bütün beklentilerin altında gerçekleştiyse, döviz de bundan iki yıl önce kimsenin beklemediği seviyelere geriledi. Elbette korku dolu dönemler yaşanmadı değil. Irak savaşı sırasında siyasi gelişmeler dövizde birkaç günlük yükselişlere neden oldu. Ama döviz sonradan düşüş trendine yine geri döndü.

En büyük hareketlilik, geçtiğimiz Nisan 2004'te başlayan FED faiz artırımı korkusuyla yaşandı. Dövizde ciddi bir yükseliş görüldü. Kurlar şu an yeniden stabilize olmuşa benziyor. Peki son gelişmelerin anlamı ne? Döviz kurları konusunda ne gibi öngörüler yapılabilir?

Kur politikası ve dövizin trendi
Önce piyasaların nedense fazla dikkat etmediği bazı basit, ama yine de önemli saptamaları yapmak gerekiyor. İlişikteki birinci grafikte Dolar-TL kurunun son iki yıllık gidişatını görüyorsunuz. Dalgalanmalardan soyutlarsak bu grafik bize şu ilginç sonucu veriyor:

İki yıl öncesine kıyasla dolar TL karşısında ciddi biçimde değer yitirmiş. İki yıl önce 1 milyon 650 bin lira gibi bir ortalama civarında seyreden Dolar, bu aralar 1 milyon 450 bin lira gibi bir ortalama seviyeye oturmuş. "FED korkusundan" sonraki yükseliş de yine 1 milyon 450 bin lira seviyesine geri dönüşle sonuçlanmış. Yani Dolar-TL kurundan hareket edersek, "dövizin" son iki yılda TL karşısında yüzde 12.2 kadar gerilemiş olduğunu düşünebilirsiniz.

Sepete baktığınızda döviz aynı kalmış
Ancak bu doğru bir analiz değil. Çünkü aynı süre içinde çok ciddi parite hareketleri de yaşandı. Dövizden söz ederken Türkiye dış ticaretinde Dolar kadar önemli olan Euro'ya da bakmak gerekiyor. Bunu yaptığımızda durum değişiyor ve dövizin ortalama seviyesinin son iki yıl içinde gerilemediği, aksine sabit kaldığı görülüyor. Nitekim Dolar ve Euro'dan oluşturulan sepetin TL karşısındaki son iki yıllık performansını gösteren grafiğe bakın. Çok ilginç bir şey görüyorsunuz. İki yıl öncesine kıyasla TL döviz karşısında bugün hemen hemen aynı noktada. Son iki yıllık süre içinde TL'nin döviz karşısındaki nominal değeri sabit kalmış.

Elbette enflasyon Türkiye'de Amerika ve Avrupa'ya kıyasla çok yüksek seyrettiğinden bu durum TL'nin Euro ve Dolar karşısında reel bakımdan değer kazandığını gösteriyor. Ama o ayrı bir konu...

TL'nin döviz sepeti karşısındaki değerini gösteren üçüncü grafikte bir diğer ilginç bilgi daha var. Son FED faiz korkusundan hemen önce döviz TL karşısında en zayıf olduğu noktadaymış. Belki de bir FED korkusu olmasa bile döviz zaten kendiliğinden yukarı gidebilecekti... Ama bu akademik bir soru ve önemli olan Nisan ayında payroll datasının yükselmesi ile TL'nin döviz sepeti karşısında bir anda yüzde 16 kadar değer yitirmiş olması. Piyasaların yatışması ve FED korkusunun şimdilik atlatılması ile birlikte bu değer kaybının yüzde 7-8 kadarı geri alınmış durumda.

Şu anki trendler ne?
Döviz piyasası bu aralar dört ayak üstünde duruyor... Birincisi mevsimlik döviz bolluğu. Turizm bu yıl her zamankinden de iyi, Atina'da olimpiyatlar var, bu da yöreye olan ilgiyi artırıyor.

İkinci önemli ayak, parite. Parite hareketleri bir yıldır her zamankinden çok daha sert. Bu nedenle bizim piyasadaki hareketlerin önemli bir kısmı da zaman zaman parite hareketlerinden kaynaklanıyor ve TL'deki gelişmelerle doğrudan bir ilgisi yok. Analiz yaparken zaten bu nedenle döviz sepetine bakılması gerekiyor.

Üçüncü neden Türkiye bankacılık sisteminin müzmin tutkunluğu... Dövizde açık pozisyon. Fazla uzağa gitmeye gerek yok. Dövizin yukarı gittiği günlerde Reuters'ı açın, TL-Dolar kotasyonlarına bakın. Hemen satış yönünde bazı bilinen Türk bankalarını göreceksiniz. Alım yönündekiler ise yabancı bankalar veya açık pozisyonları makul düzeyde olan Türk bankaları olacaktır. Dövizin yukarı gittiği günlerde bu Reuters sayfasını izlemek insana çok iyi bilgiler veriyor. (Ancak, yine de kriz öncesine kıyasla açık pozisyon çok daha kontrol altında ve fazla tedirginlik duymaya da gerek yok. Ayrıca Merkez Bankası da bu konuda duyarlı gidiyor.)

Dördüncü unsur
Geldik döviz piyasasındaki hareketleri açıklayan dördüncü ve son önemli ayağa... FED faiz artırımları. Bu önemli bir nokta çünkü uluslararası piyasalar bu konuda iğne üstünde oturuyor. Korkulan, FED'in ılımlı yaklaşımı bir kenara bırakıp agresif davranmak zorunda kalması. Bu da ancak ABD verilerinin "olumsuz" çıkması durumunda gerçekleşecek. Oysa veri dediğiniz bir aydan öbürüne normal hareketler gösterebilecek bir şey. Olumsuz hava koşulları, grevler, vs... gibi nedenlerden dolayı verilerin ani ve geçici sıçramalar göstermesi her zaman mümkün.

Bu olayın TL'nin değerim etkilemesi şu yolla gerçekleşiyor...

Uluslararası oyuncuların esas baktıkları veriler ABD enflasyon oranları ve ABD istihdam verileri. Eğer bunlar ani ve beklenmedik bir yükselme gösterirse, o zaman FED'in faiz artırmada agresif davranması gündeme geliyor. Yani dolar cinsi faizlerin hızla artmaya başlaması....

Oyuncular böyle bir durumda Türkiye benzeri emerging market kağıtlarının değer kaybedeceğini düşünüp hemen satışa geçiyorlar. Türkiye eurobondlarında faizler yükseliyor. Bu TL cinsi faizleri yükseltiyor. TL cinsi bonoların değer kaybetmesi gündeme gelince bazı oyuncular bono boşaltıp dövize geçiyorlar... Bu da dövize alım getiriyor ve TL'nin döviz karşısındaki değeri geriliyor.

Son veriler
Geçen hafta ve geçtiğimiz Salı günü açıklanan ABD verileri bu bakıma iyi çıktı. Amerika'da ekonominin sanıldığı kadar hızlı büyümediğini gösteren bazı ip uçları geldi. Geçici veya değil, önemli olan verilerin bu şekilde gelmiş olmasıydı ve bu da FED'in agresif olma şansını azalttı.

Sonunda bir iki gündür piyasalarda tanık olduğumuz olumlu hava ortaya çıkü. Kuşkusuz bunda Avrupa Birliği konusunun yavaş yavaş fiyatlara girmeye başlamasının da rolü vardı.

Bundan sonra döviz piyasasında gelişmeleri yine iki önemli unsur belirleyecek. Birincisi ABD verilerinin gidişatı. Eğer burada beklenmedik bir gelişme olursa döviz kurları Türkiye'de de oynayacak. İkinci önemli unsur da şu ana kadar TL kurlarını etkilemeyen bir şey... Türkiye'nin AB üyeliği. Buradan gelecek haberler iyi olursa, dövizin TL karşısında zayıflaması olasılığı yükselir.

Devamı

Haberin Devamı