Fed dalgası yolda!
Amerikan Merkez Bankası’nın piyasaların merakla beklediği faiz artışı kararını büyük ihtimalle Eylül’de verecek. Faiz artışı sonrası Türkiye başta olmak üzere gelişmekte olan ülkeler ısınacak.
Piyasalar Amerikan Merkez Bankası’nın (Fed) ne zaman faiz arttıracağına kilitlenmiş durumda. 10 yıl aradan sonra ilk kez faiz artışına gitmesi beklenen Fed’in 2 gün süren Federal Açık Komite (FOMC) toplantısında vereceği sinyaller, küresel piyasaların geleceğine yön verecek. Fed’in büyük ihtimalle Eylül ayında faiz artışına gitmesi bekleniyor. Fed’in gelişmekte olan ülkeleri yakından ilgilendiren bu kararından sonra piyasalarda yeni bir dalga görülecek. Hükümet belirsizliği, IŞİD ve PKK operasyonlarıyla iyice gerilen yurt içi piyasaların, Fed’in faiz artışıyla daha da ısınması bekleniyor.
Bloomberg anketine katılan ekonomistlere göre, Eylül’de faizin artırılması ihtimali yüzde 50 seviyesinde. New York’taki UBS Securities LLC ABD ekonomisti Drew Matus, “Temmuz toplantısının önemli olmasının tek nedeni, Eylül’den hemen önce olması. Hikaye, politika yapıcıların bu durum hakkında ne kadar iletişime geçmek istediği ile ilgili” dedi.
Yellen sinyalleri vermeye başladı
Fed bu yılın başlarında Haziran 2006’dan bu yana gerçekleşecek ilk faiz artışı için toplantıdan toplantıya durumu değerlendirme kararı alırken, kararını açıklanacak verilere bağlamıştı. Barclays ekonomistleri Michael Gapen ve Rob Martin, Eylül ayına kadar açıklanacak olan istihdam, enflasyon ve ekonomik büyüme rakamları olduğundan Fed’in planlarını şimdiden güçlü bir dille açıklamaktan kaçınacağını düşünüyor. Ancak ekonomistler yazdıkları bir raporda Fed’in Haziran ayında ekonominin ılımlı bir şekilde güçlenmeye devam ettiği açıklamasını yenilemesi ve hatta çok az daha güçlendirmesi durumunda bile “Eylül’de faiz artışı için kapıları sonuna kadar açtığını” belirtiyor.
Fed Başkanı Janet Yellen, ekonomiye yönelik negatif bir şok olmadığı sürece faiz artışı için bu yılın uygun olacağını söyleyenler arasında yer alıyor.
Karnavalın sonu geliyor
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor’s’tan (S&P) Brezilya’nın yatırım yapılabilir ülke statüsünü kaybedebileceğine yönelik sinyal geldi. S&P, Brezilya’nın not görünümünü ‘durağan’dan ‘negatif’e çevirdi, ‘BBB-’ ile ‘yatırım yapılabilir’ son seviyede bulunan kredi notunu teyit etti.
S&P’den yapılan yazılı açıklamada, Brezilya’nın not görünümünün yolsuzluk olaylarının ekonomiye verdiği zarar nedeniyle ‘negatif’e çekildiği bildirildi. Açıklamada, Brezilya Cumhurbaşkanı Dilma Rousseff’in ikinci döneminde gerçekleştirilen siyasi düzenlemelere rağmen zor ekonomik şartlarla karşı karşıya olduğu belirtildi. S&P, şu uyarıları yaptı:
“Bazı politikacılara ve şirketlere yönelik yolsuzluk soruşturmalarının sayısı, Brezilya’nın mali ve ekonomik görünümünü olumsuz etkiliyor ve özellikle Kongre’nin, politikaları verimli şekilde uygulamasını riske atıyor. Not görünümünü, siyasi düzenlemelerin, değişken politika dinamikleri nedeniyle daha fazla zorlukla karşılaşması ve ekonominin eski büyüme hızına geri dönmesinin beklenenden uzun sürmesi olasılıklarının, 3’te 1’den yüksek olduğunu düşündüğümüz için negatife revize ettik.”
Finliler eurodan çıkmak istiyor
Finlandiya’da yaşanan ekonomik kriz nedeniyle ülkenin eurodan çıkması gerektiğini savunanların sayısı artıyor. Finlandiya eski Dışişleri Bakanı Paavo Vayrynen, ülkesinin, euroya devam edip etmemesine karar verilmesi için referanduma gidilmesi gerektiğini savundu. Eurodan çıkmak isteyen Finliler, komşu ülke İsveç’i örnek göstererek, halen kendi para birimini kullanan bu ülkede ekonomik kriz yaşanmadığına dikkati çekiyor.
Finlandiya’da Euro Bölgesi’nden çıkılmasını savunanlar konuyu referanduma götürmek için imza topluyor. Yasanın parlamentoda tartışılması için şimdiden 30 bin imza toplandı. Finlandiya yasalarına göre 50 bin imza toplanan yasa tasarıları parlamentoda görüşülebiliyor.
