Gazete Vatan Logo

F35’lerin motoru İzmir’den

F35’lerin motorlarını yapacak fabrikanın temeli İzmir’de atıldı.

Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 8 ülke tarafından geliştirilen ve geleceğin savaş uçağı olarak gösterilen F35’lerin motorlarını yapacak fabrikanın temeli İzmir’de atıldı. Kale Grubu’nun yüzde 51, ABD’li Pratt&Whitney’in yüzde 49 ortak olduğu fabrika 2012 yılının ikinci çeyreğinde motor üretmeye başlayacak

Kale Grubu ile ABD merkezli Pratt&Whitney tarafından Ege Serbest Bölgesi’nde kurulan motor fabrikasının temeli dün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone’nin de katıldığı bir törenle atıldı. İlk etapta 700 kişinin çalışacağı fabrika 2012 yılının ilk çeyreğinde üretime hazır olacak. İkinci çeyrekten sonra da F-35’ler için ilk uçak motoru üretilecek.

ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, “Başkan Obama’nın dediği gibi hedefimiz, ülkelerimiz arasındaki ittifakı, halklar arasındaki dostluğu yenilemektir” dedi. Uçak Motoru Fabrikası’nın temel atma töreninde Türkçe konuşan Ricciardone, ABD ile Türkiye ticaret ilişkilerinin ne kadar parlak olduğunun bu yatırımla ortaya çıktığını, ABD Başkanı Obama’nın ziyaret ettiği ilk ülkelerden birinin Türkiye olduğunu söyledi.

ABD’nin Türkiye’ye verdiği öneme dikkati çeken Ricciardone, şöyle konuştu:

“Başkan Obama’nın dediği gibi hedefimiz, ülkelerimiz arasındaki ittifakı, halklar arasındaki dostluğu yenilemektir. Ticaret ilişkilerimiz de gün geçtikçe artıyor. En kısa zamanda ticaret ilişkilerimizin siyasi ve askeri ortaklığımız seviyesine ve gücüne ulaşmasını bekliyorum. Her iki ülke de bunun için çok hevesli ve kararlı. Bu ortaklık ilişkilerimizin yalnızca siyasi ve askeri boyuttan çıkarak, ticarette de ne kadar ilerliyor olduğunun bir göstergesidir. Umarım Pratt&Whitney diğer ABD’li firmalara örnek olacaktır.”

Kale Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Osman Okyay da, grup olarak milli ve çok uluslu üretilen bazı ürünlerin değişmez oyuncusu olduklarını, Milli Piyade Tüfeği’nin tasarımını Makine Kimya Endüstrisi ile birlikte yaptıklarını, Boeing, Airbus gibi dünyanın ileri gelen havacılık sektörlerine birinci seviye kritik gövde ve kanat parçaları ürettiklerini anlattı.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterine girmiş insansız hava araçlarını ürettiklerini dile getiren Osman Okyay, dünyanın önde gelen şirketlerinden Pratt&Whitney’in kendilerini seçmesinin manidar olduğunu söyledi.

Savunma sanayisinde dışa bağımlılığın tarihin en alt seviyelerine indiğini dile getiren Okyay, başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere bu konuda destek verenlere teşekkür etti.

Pratt&Whitney Başkan Yardımcısı David Galuska da F-35’in inanılmaz bir uçak olduğunu, bu uçağın üzerinde F-135 motorunun bulunduğunu, Türkiye gibi müttefiklerinin desteğini alamamaları halinde F-35’in bu noktaya gelemeyeceğini söyledi.

Galuska, ortak taarruz uçağı programının 8 ülkenin ortaklığıyla gerçekleştirildiğini, bu projenin uluslararası ortaklığın en önemli projelerinden biri olduğunu, Kale grubuyla yaptıkları işbirliğiyle bu ortaklığı pekiştirdiklerini dile getirdi.

5 yıl içinde 700 kişiye istihdam

Kale Grubu’nun yüzde 51 ve dünya havacılık sektöründe motor sanayisi devi olan Pratt&Whitney’in yüzde 49 ortaklığıyla kurulacak tesisin ilk etabı 60 milyon dolara mal olacak ve 2012’nin ikinci çeyreğinde faaliyete geçecek. Fabrika 20 bin metrekare kapalı alanda 5 yıl içerisinde 700 kişiye istihdam olanağı sağlayacak.

Kale Grubu, 1987 yılında Stringer projesi ile Savunma ve Havacılık sektörüne giriş yaptı. 2005 yılında F 35 projesinde bugün 200’ün üzerinde uçuş kritik gövde ve kanat parçası üretti. Sivil ticari havacılık alanında ise Boeing 737-747-777 ile yeni nesil uçağı 787’nin yapısal parçalarını ve Airbus 319-320-321 uçaklarının yakın tank parçalarını üretti.

Gül: İhtisas gerektiren sofistike alanlara girdik Türkiye çok şey kazandı

Temel atma töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kale Grubu’nun Türkiye’de sanayinin kökleşmesine hizmet etmiş firmalardan biri olduğunu söyledi. Son yıllarda daha ileri teknoloji, ihtisas gerektiren, sofistike sanayi alanlarına girmelerinin Türkiye’ye çok şey kazandırdığını belirten Cumhurbaşkanı Gül, şöyle konuştu:

“Kurucusu İbrahim Bey (Bodur) şahsında Kale Grubu’nu tebrik ediyorum. Kale Grubu Türkiye’nin gerçek büyümesini temin eden büyük firmalardan birisidir. Savunma sanayi ise önem verdiğim bir alandır. Büyük bir ülke olarak, büyük bir coğraya ve ordusu olan Türkiye’ni savunma sanayisi de güçlü olması çok önemlidir. Savunma Sanayi Müşteşarlığı’nı yakından takip ediyorum. Başarıları ile gurur duyuyorum. TAI, ASELSAN, Makine Kimya Enstitüsü, gibi önemli kuruluşları ve şirketleri devamlı ziyaret ediyorum. İşleri yakından izliyorum. Özel sektörde de, savunma sanayiinde önemli gelişmeler görüyoruz. Kale Grubu’nun 2008 yılında havacılık sanayiinin açılışını yapmıştık. Şimdi de temel atıyoruz. Umarım kısa sürede bu tesisler bitecektir. Örnek alan şirketler çıkacaktır. Bunlar savunma sanayi yatırımları ama sadece askeri konular olarak görmemeli. Aynı zamanda ticari konulardır.”

Gül, tesisin hayırlı olmasını ve açılışını da birlikte yapmayı diledi. Törende, Kale Grubu Kurucusu İbrahim Bodur ve Pratt and Whintey Başkan Yardımcısı David Galuska Abdullah Gül’e plaket ve uçak maketi hediye etti.

Uçak gemisi de yapabiliriz

Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, Türkiye’nin milli savunma sanayiinde çok ilerleme kaydettiğinin altını çizerek, gelişen denizcilik sektörü ile elde edinilen kazanımlar sonucu, ihtiyaç olması halinde, kendi uçak gemisini yerli imkan ve kabiliyetleri ile yapabilecek güçte olduğunu söyledi.

“Tamamı yerli tersanelerde üretilen, dünya standartlarında birçok gemi projesi tamamlanmıştır veya tamamlanmaktadır” diye konuşan Bayar, Türkiye’nin uçak gemisi kapasitesi konusunda şunları söyledi:

“2016 yılı yerli katkı hedefleri doğrultusunda askeri gemilerde, sistemlerden alt sistemlere inildikçe artan yerlilik oranı hem sektörü geliştirmiş, hem de yerli kaynakların yurt içinde kalmasına imkan ve olanak sağlamıştır. Sonuç itibarıyla, gelişen denizcilik sektörü ile elde edinilen kazanımlar sonucu ihtiyaç olması halinde Türkiye kendi uçak gemisini ’Yerli imkan ve kabiliyetleri’ ile yapabilecek güçtedir. Burada önemli olan ‘Türkiye’nin bölgesel bir güç olabilme yolunda Uçak Gemisi yapabilme kapasitesi var mıdır?’ değil, ’Türkiye’nin bölgesel güç olması için uçak gemisine ihtiyacı var mıdır?’ sorusuna cevap aramak daha doğru olabilir.

Bayar, “F-35 ve A400 M projeleri takvimine uygun yürüyor mu bu projelerden F-35 projesinde Türkiye’nin istekleri karşılanmakta mıdır?” şeklindeki soruya ise şu yanıtı verdi:

“F-35 projesi geliştirme faaliyetlerinde yaşanan aksaklıklar nedeniyle, projenin geliştirme takvimi yaklaşık olarak 2 yıl uzatılmıştır. Üretim takviminde ise geliştirme fazındaki ilerlemeye paralel olarak çeşitli düzenlemelerin yapılması söz konusudur. A400M Projesi kapsamında ise, katılımcı tüm ülkeler tarafından onaylanan son değişiklik ile sözleşme takviminde bir öteleme yapılmıştır. Bu kapsamda Türkiye’ye Aralık 2009’da teslim edilmesi planlanan ilk uçağın teslimatı şu anda Eylül 2013 olarak planlanmıştır.

Haberin Devamı