Gazete Vatan Logo

Evladı yok ki beni anlasın

'Gözlerimin önünde ırzına geçip öldürdükleri kızımın çığlıkları kulaklarımdayken katilleri nasıl affederler?' Affı duyduğumda beynim uyuşuyor. Yine aynı korkuları yaşıyorum. 18.00'den sonra sokağa çıkamıyorum

Hanım Yeşilyurt, 20 yaşındaki kızı Serpil'le birlikte 4 yıl önce, Ümraniye'de bir yakınlarının kına gecesine gidiyordu. Gözü dönmüş 4 tinerci yollarını kesti. Ana-kız, tecavüzün ardından, öldürücü bıçak darbelerine hedef oldular. Serpil Yeşilyurt, olay yerinde hayatını kaybetti. Saldırganlar, 58 bıçak darbesi alan Hanım Yeşilyurt'un da öldüğünü sanarak kaçtı. Oysa o mucize eseri kurtulmuştu... Saldırıyı gerçekleştiren Savaş Tüblek, İsmail Ayvacıoğlu, Serdar Kaçmaz ve İsmail Çolak ise, yaş indirimiyle 36 yıla mahkum edildi. Aldıkları ceza, daha Yargıtay aşamasındayken af söylentileri yayılmaya başladı. Azılı katiller iptal edilen Af Yasası'yla her an çıkabilir. Hem de tartışmalı olan bir aftan yararlanarak, işte Hanım Yeşilyurt, bunu sindiremiyor. "Önce onlar, şimdi de devlet beni öldürüyor" diyerek Af Yasası'na isyan ediyor.

Çığlıklarını duyuyorum
Kızı Serpil'le birlikte yaşdığı korkunç anların bir an olsun gözünün önünden gitmediğini söyleyen Hanım Yeşilyurt, yaşadığı acıyı yutkunarak anlatıyor:
"Allah razı olsun, devlet yakaladı. Bize zarar veremeyecekler, diye sevinmiştim ki şimdi bana sormadan affediyor. Ben de devleti affetmem. Elim kırılaydı Ecevit'e oy vermeseydim. Ben sürekli korkularla yaşıyorum. O bunları bana yaşatanlara af çıkarıyor. Serpil'in son yaşadıkları, bir an olsun aklımdan çıkmıyor. Görebileceğim uzaklıkta, duyabileceğim mesafede kızımın ırzına geçip öldürdüler. 4 yıldır ne o çığlıklarını, ne o sesini, ne onlara yalvarmasını unutamıyorum. Bunları her gün yaşıyorum. Allah'ın her günü bizim evde ağlama, sızlama, hep var. Affı da duyunca komalık oluyoruz. Gel gör bizi... Gel mağdurunu gör nasıl yaşıyor, sonra af çıkar."

Hiçbir güvencem yok
"Ben mağdurum, devlet bana yardım etmesi gerekirken onlara ödül veriyor" diyen Hanım Yeşilyurt, tam düzelirken çıkan af söylentisiyle yeniden hastalandığını söylüyor:

"Kızım en güzel yıllarını toprağın altında geçiriyor. Onlar bir kişiyi değil, hepimizi öldürdü. Biraz düzeliyorum, bir af söylentisi her şeyi mahvediyor. Doktora düşüyorum. Affı her duyduğumda 'acaba' diyorum. Aynı korkuları yaşamaya başlıyorum. Acaba gelip öldürürler mi? Acaba öbür çocuğumu da mı? (23 yaşındaki Ş.Y) Acaba yine gelip bana saldırırlar mı? Uykudan uyanıyorum. Anlatamam... Tehditler, dövmeler... Zaten mahkemede de söylediler." Hanım Yeşilyurt, affa karşı olmadığını ama affın kapsamına karşı olduğunu da belirtiyor:

"Namusu için cinayet işleyenler var. Baklava çaldıkları için içerde çürüyenler var. Düşünceleri yüzünden yatanlar var. Onlara af gelsin. Ama bunlar... Ben bunları affetmiyorum. Devlet niye affediyor. Bana sordular mı? Ecevit evlat acısı nedir bilmiyor. Çünkü evladı yok."

Hanım Yeşilyurt, iki şey istiyor: "Onların idamını istiyorum. Zevk için kızımı öldürdüler.
İdam uygulanırsa en azından birazcık rahatlarım. En azından beni öldürmezler. Eminim gelip öldürecekler. Bari 36 yıl cezayı çeksinler. Af deyince beynim uyuşuyor, kafam duruyor." Diğer isteği ise imkansız: "Kızımı geri istiyorum. Onun en mutlu yıllarını istiyorum. Kim verebilir bunu bana? O en mutlu yıllarını toprağın altında geçiriyor. Ben kızımı geri istiyorum."

Avukat: "Devlet suç işliyor"
Yeşilyurt ailesinin avukatı Bilgin Kahraman da devletin suç işlediğini savunuyor: "İnfaz Yasası, zaten Af Yasası'dır. 5 yıl ceza alan 3 yıl yatar. Bu Rahşan Ecevit Yasası'dır. Bu adamı 2.5 senede çıkarıyorsan, bu kadının duygularını frenleyemezsin. Bu kadına bütün kötülükler yapılmıştır. Irzıma geçeni affedeceksin, sana küfredeni affetmeyeceksin. Bu adalet duygumu rencide ediyor. Eğer adalet buysa adaletsizlik nedir?"

Haberin Devamı