Gazete Vatan Logo

Evet mi hayır mı? İşte madde madde o paket

Türkiye 23 gün sonra anayasa değişikliği için sandık başına gidiyor

Siyasi liderler miting meydanlarında sert sözlerle birbirlerini suçluyor. Televizyonlarda ise hararetli tartışlamalar yaşanıyor.

Ancak tüm bunlara rağmen vatandaşların çoğu 12 Eylül’de neyin oylanacağını bilmediğini söylüyor. VATAN 26 maddelik anayasa değişikliği paketine uzman görüşleriyle madde madde ışık tutuyor.

KADIN VE ÖZÜRLÜYE POZİTİF AYRIMCILIK

Madde 10 / Eski Hali

Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.

Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.

Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

Madde 10 / Yeni Hali

Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.

Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. “Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.”

“Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.”
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.

Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

Çiğdem Aydın (KA-DER Başkanı): Değişiklik iyi ama eksik

Bizim olumlu ayrımcılık diye ifade ettiğimiz talebin Anayasa’da yer almasından son derece memnunuz. Fakat bu maddeyi eksik buluyoruz. Çünkü pozitif ayrımcılığın ne olduğunun tanımlanmasını istiyoruz. Biliyoruz ki Anayasa biraz daha genel ifadelere dayalı bir metin. Mesela kadınlara kota konması gibi başka problemlerimiz de var. Pozitif ayrımcılığın en önemli uygulama alanlarından biri seçimlerdeki kadın kotası. Açıkçası değişikliğin bu haliyle kadınlara ne getireceği konusunda bir öngörümüz yok. Bizim beklediğimiz en büyük olumlu ayrımcılık kadınların istihdamda, siyasette, eğitimde eşit durumda olmasının sağlanması.

Yusuf Çelebi (Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Başkanı): Sınırlandırılmaması önemli

“Değişiklik özürlülerin de içinde yer aldığı dezavantajlı dediğimiz grup kadar herkese yararı olacaktır. Çünkü ülkemiz afet, deprem ve terör ülkesidir. İnsanlar sağlıklarında kimseye ihtiyaç duymaz. Ancak yaşlılık ya da bir kaza nedeniyle özürlü duruma geldikleri zaman sosyal devlet ne kadar bu işleri yapmak zorunda da olsa pozitif ayrımcılığa ihtiyaç duyulduğunu göreceklerdir. Yasanın içine teknolojinin bir bölümünü koyardınız yarın teknoloji ilerlediği zaman keşke şu da olsa denilirdi. O nedenle yasasının önü açık. Pozitif ayrımcılığın ne olacağı konusunda bir sınırlama konmamış. Ayrıca sınır koymakla bir kayba da uğrayabilirdik.

Av. Seda Akço (Tür. Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı Yön. Kur. Ü.): Çocuklar adına umut veriyor

“Herhangi bir konuda veya yasada ilk başta çocukların önceliği gözetilmelidir. Örneğin; Meclis’te bütçe hazırlanırken, kanun hazırlanırken veya ülkeyi ilgliendiren bir sorun tartışılırken ilk başta çocukların ihtiyaçları ve hakları öncelikli olmalıdır. Bu açıdan pozitif ayrımcılık geç alınmış bir karardır. Bu yeni madde zaten Türkiye’nin dahil olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde mevcuttu. Bu maddeyle bir anda her şeyi değiştirmesini beklemiyoruz. En azından devlet toplumun bakışaçısını değiştirmeli ve toplumun daha duyarlı olabilmesi için etkinlikler düzenlemelidir. Değiştirilen madde eksik olsada çocuklar adına umut veriyor.

‘FİŞLEMELER SİLİNSİN’ DENİLEBİLECEK

Madde 20 / Eski Hali

Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.

MillÓ güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar.

Madde 20 / Yeni Hali

Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.

MillÓ güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar.

Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.

Prof. Dr. Veli Özer Özbek (Dokuz Eylül Üni. Hukuk Fak.): Beklentim olumlu olması

Telefon dinleme kayıtları kişisel veridir. Bu veriler pervasızca iddianameler arasına sıkıştırılmış ve herkesin bu verilere ulaşması “sağlanmış”tır. Halbuki CMK ve TCK hükümleri açıktır. Demek ki sorun hukuk kuralları ile giderilememektedir. Neden? Çünkü hangi yasada değişiklik yapılırsa yapılsın bu yasaları uygulayacak olanların söz konusu değişiklikleri özümsemesi ve uygulanması gereğine inanması gerekir. TCK zaten kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme, verileri yok etmemeyi suç haline getirilmiştir. Bu çerçevede yapılan ek olumludur ancak beklentimin olumlu olması kişisel verilerin korunması ile ilgili olarak getirilmiş olan TCK, CMK ve diğer yasal düzenlemelerin hayat bulmasına bağlıdır. Siyasi görüşü ne olursa olsun kimden geldiği belli olmayan ihbar mektupları ile telefonlar dinlenebiliyor, arama ya da tutuklama kararı verilebiliyor ise değişikliğin hiçbir değer taşımayacağını ifade etmek isterim.

Dr. Mustafa Akgünv (İnternet Teknolojileri Derneği Başkanı): AB kriterlerine uygun

20. Madde tek başına bana sorulsaydı evet diyeceğim maddelerden biri olur. Son yıllarda hem devlet tarafından hem de özel şirketler tarafından yaşanan bazı olaylar var ki bu kişisel verilerin kullanılmasına ilişkin mevzuatın olmaması. Anayasa düzeyinde bu şekilde güvence altına alınması beni son derece memnun etti. Yalnız bu hükümetten önce gündeme gelen “kişisel verilerin korunması hakkındaki kanun tasarısı” 10 yıldır parlamentoda bekletiliyor. Bu tasarı hala beklerken Anayasa değişikliğinin aniden gündeme gelmesi beni en fazla ütopik bir yaklaşım olarak mutlu eder. Düzenlemede terslik yok. Verilerin korunmasına yönelik düzgün düzenlemeler getiriyor ve değişiklikler AB kriterlerine uygun ilkeler. Örneğin MİT topladığı verileri siyasi amaçla hükümete veriyorsa bu suç. Ama şu anda bunu düzenleyen bir yasal düzenleme yok. Anayasa değişikliği bunu getiriyor ve kanunla düzenlemeyi sağlıyor.

VERGİ BORCU OLANA DA YURTDIŞI İZNİ

Madde 23 / Eski Hali

Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir. Yerleşme hürriyeti, suç işlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik
gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve kamu mallarını korumak; Seyahat
hürriyeti, suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini önlemek;

Amaçlarıyla kanunla sınırlanabilir. Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, vatandaşlık ödevi ya da ceza soruşturması veya kovuşturması sebebiyle sınırlanabilir. Vatandaş sınır dışı edilemez ve yurda girme hakkından yoksun bırakılamaz.

Madde 23 / Yeni Hali

Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir. Yerleşme hürriyeti, suç işlenmesini önlemek, sosyal ve ekonomik gelişmeyi sağlamak, sağlıklı ve düzenli kentleşmeyi gerçekleştirmek ve kamu mallarını korumak; Seyahat hürriyeti, suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini önlemek; Amaçlarıyla kanunla sınırlanabilir. Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti,
ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hâkim kararına bağlı olarak sınırlanabilir.

Vatandaş sınır dışı edilemez ve yurda girme hakkından yoksun bırakılamaz.

Murat Yalçıntaş (İTO Başkanı): İdari değil yargı kararı olacak

Olumlu bir adım. AİHM 2002’de eski maddeyi AİHS’ye aykırı bulmuştu. Buna göre yurtdışına çıkış idari bir karara bağlı olmayacak. Çünkü idari kararlar çok kolay bir şekilde ve genel olarak alınabiliyordu. Yani herhangi bir çerçevede vergi borcu olan herkesin yurtdışına çıkmasın yasaktır kararı alındığı zaman, bu karar herkesi bağlıyordu. Bu çok küçük bir vergi borcu dahi olsa herkesi açıkçası zor durumda bırakıyordu.

Prof. Dr. Süheyl Donay (İ.Ü. Hukuk Fak.): Madde AİHM’den alındı

Vergi cezası olanların haklarının kısıtlanması insan hak ve özgürlüklerine aykırıdır. AİHM sözleşmesinde, kişilerin yurt içinde veya yurt dışında seyehat edebilmelerinin yasaklanamayacağı belirtiliyor. Savaş, genel sağlık ve kamu düzeni haricinde birey haklarının kısıtlanamayacağı belirtilmiş. Bu nedenle, bu maddenin değiştirilmesinde fayda görüyorum. Mahkemeler dışında, olur olmaz makamlar bu konu hakkında karar veremeyecek.

Prof. Ünal Tekinalp (Türk Ticaret Kanunu Kom. Baş.): Müspet bir adım

Bir kimse vergi borcunu ödememiş olabilir. Kendisine dava açılmış olabilir. Bir dava devam ederken cezai bir nitelik kazanması da kabul edilemez. Bir örnek vermek istiyorum. Yurt dışına kanser tedavisi görmek için çıkması gereken bir arkadaşım, şirketinin vergi borcu olduğu için, borçlu olarak görünüyor. Dolayısıyla hasta arkadaşım yurt dışına çıkamadı. Bu maddenin değişikliğini müspet bir adım olarak görüyorum.

Turgut Kazan (İstanbul Barosu Eski Başkanı) : Ama yargı da siyasallaşacak

Bu maddede değişikliğe gidilmesini faydalı görüyorum. Mahkemelerin kararıyla vergi kaçakcılarının veya vergi mağdurlarının durumunun belli olması daha mantıklı. Ancak yargı siyasallaştığı sürece mahkemeler hükümetin elinde olduğu sürece bu maddenin değişmesinin bir anlamı yok. Hükümet elindeki bir mahkeminin verdiği kararla başka bir kurumun vereceği karar arasında bir fark yok. Çünkü ikiside hükümetin emrinde.

ÇOCUĞA KİMSE ŞİDDET UYGULAYAMAZ

Madde 41 / Eski Hali

Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.

Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar.

Madde 41 Yeni Hali

Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.

Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar.

Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir.
Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.

Prof. Dr. Oğuz Polat (Çocuğun İstismardan Korunması Ve Rehabilitasyonu Derneği Başkanı): Özgür birey olduğu gözardı edilmiş

1989’da Türkiye’de Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzaladı. Onu referans yaparak bazı şeylerin düzeltilmesi amaçlanıyor. Burada çok temel iki eksik var. Çocuk için 4 temel ilke olan yaşama, geliştirme, koruma ve katılım hakları vardır. Yasada çocuğu sadece korumacı zihniyetle değerlendirilerek olaya yaklaşılmış. Çocuğun özgür bir birey olduğu yaklaşımı tamamen gözardı edilmiş. Yani devlet çocuğa koruması gereken bir varlıktan başka bir açıyla yaklaşmamış. Bu 4 temel ilkeden katılım ve koruma hakkına yer verilmiş. İkincisi Anayasa’da yer alması bakımından en fakiri ve hiçbir şey yapılmamış olan yaşama ve geliştirme boyutu yer almıyor. Halbuki çok temel ilkeler. Çocuğun geliştirilmesi yani eğitimi ile yaşaması yani sağlığı değişiklikte yer almalıydı. Çocuk haklarıyla ilgili ideal Anayasalar olan İskandinav Anayasaları çocuğu çok doğru değerlendirmiştir.

Tanzer Gezer (0-18 Çocuk Hakları İletişim Ağı Koordinatörü): Şiddeti önleyici ifade yok

Anayasa’da şiddete karşı korur diyor. Şiddete karşı korumakla şiddeti önlemek başka şeyler. Yasada şiddeti önleyici bir ifade yok. Anayasa doğası açısından önleyici olmalıdır. Koruma noktası kanunlarla belirtilir. Çocuk istismarı sadece şiddetten ibaret değil. Duygusal ve cinsel istismar da var. Bunun ötesinde çocukların iş hayatında ve fuhuş sektöründe sömürülmeleri de var. Çocuk istismarı şiddet demekle kısıtlanmış ve kavram yok sayılmış oluyor. Mesela madde bağımlığı gibi bir konuda kolluk güçlerinin önleyemediği bir suçtan bahsediyoruz. Anayasanın getirdiği güzel bir yenilik ise çocuğun ailenin bir ferdi olarak görülmesi. Aile ve çocuk hakları denilerek çocuk ilk defa bir birey olarak kabul ediliyor.

YARIN:

*Anayasa’nın çalışma hayatını etkileyen maddeleri masada.

*Sendikalar yapılan değişikliklere nasıl bakıyor? n Toplu sözleşme hakkı için kim ne diyor?

*Yapılan değişiklikler AB standartında mı?

*Grev yasağı Anayasa’ya mı giriyor?

Haberin Devamı