Gazete Vatan Logo

Eski Başbakan’dan vahim açıklamalar

Mesut Yılmaz, Susurluk Raporu’ndan devlet sırrı olan bazı bölümlerin çıkarıldığını açıkladı: “Azerbaycan’da darbe girişimi, Yunanistan’a orman misillemesi gibi konular...” Yılmaz, Çiller’e de örtülü ödenek suçlaması yöneltti

ANKARA - Eski Başbakan Mesut Yılmaz’dan Tansu Çiller’e ‘örtülü ödenek’ suçlaması geldi. Çiller’in kendisine örtülü ödeneği nereye aktardığını söylemediğini söyleyen Yılmaz, “Çiller bana bu konunun üstüne giderseniz koalisyona bitiririm, dedi. Ben de bitsin, dedim. Bu son oldu” dedi. Yılmaz, Bir Gün gazetesinden Enver Aysever’e şu açıklamaları yaptı:

“Susurluk raporu yeterli değildir. Yargı gereğini yapmadı. Ciddi soruşturma olmalıydı. Bana intikal etmeyen bilgiler olduğunu düşünüyorum. Bu rapor bir ipucudur. Mucizevi değildir. Savcılığa yolladım. Devlet sırrı dışındaki tüm bilgiler raporda var. Devlet sırrı olanlar Azerbaycan’da darbe girişimi, Yunanistan’a orman misillemesi gibi konular. Faili meçhuller için engel yok. Elkatmış ve Çarkın doğru söylemiyor. Kişisel hesaplaşma için konuşuyor Ayhan Çarkın. Eymür’ün ifadesi 15 yıl geç alındı. Sürecin açığa çıkması için ümidimi kaybettim. Tüm yapılanlar göstermelik. Topal cinayetini cumhurbaşkanına ilettim. Cumhurbaşkanı iki mektup yazdı Erbakan’a. Fakat gereğini yapmadı Erbakan. Devlet idaresinde dokunulmazlık olmaz. Sorumsuzluk olmaz. 12 Eylül’den sonra yurtdışında eylem yapanlar çağrıldı. Bu kişiler suçluydu. Onlara görev verildi. MİT’te Kutlu Savaş tehdit edildi. Ülke menfaati için değil, suçların üstü örtülsün diye.”

“Tüm başbakanlar görev süreleri bittiğinde bu fondaki paranın nasıl ve nerede kullanıldığını yeni gelen başbakana iletir. Ben de bu bilgiyi aktardım, benden öncekiler de bana aktardılar. Erbakan, Ecevit ve Demirel’de böyle oldu. Bir tek Tansu Hanım dönemine yönelik bilgiyi paylaşmadı. Bu konunun üstüne giderseniz koalisyona bitiririm, dedi. Ben de bitsin, dedim. Bu son oldu.”

Yılmaz, eski özel harekatçı Çarkın’ın, “Ömer Lütfi Topal cinayeti’nin perde arkasını Mesut Yılmaz biliyor elinde belgeler var” iddiasına Radikal’de şu yanıtı vermişti: “Bende olup da devlette olmayan bir belge, bilgi yok. Herkes birbirine ‘kazık atmak’ için birtakım iddiaları ‘pehlivan tefrikası’ gibi ortaya döküyor. İddiaların bir kısmının üzerinde yargı ciddiyetle durmalı. Şahsen ben yargının bunu yaptığına şu ana kadar tanık olmadım. Bugüne dek elimdeki bütün bilgileri paylaştım, bundan sonra da üzerime düşeni yaparım.”

Tarık Ümit’le ilgili de, “Tarık Ümit konusunda elimde bilgi olsa yargıyla paylaşırdım” diyen Yılmaz, Topal’ın ölümüyle ilgili iddiaya da şu yanıtı verdi: “Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğlu’nun verdiği bilgileri, muhalefette olduğum dönemde, dönemin Cumhurbaşkanı’na (Süleyman Demirel) ilettim. Bu konuda bende olup yargıda olmayan tek bir bilgi yoktur” demişti.

“Nasıl istihbaratçısın?”

Yılmaz geçtiğimiz günlerde Radikal’e de benzeri bir açıklama yaparak, yargının bütün gerçekleri ortaya çıkarabileceğine işaret etmiş ve şunları da söylemişti: “Maalesef bütün bilgiler bende yok. Bende olup, devlette olmayan bir bilgi yok. Bazı ciddi konuların da gereği yapılmıyor. Eymür geldi. Eyüp (Aşık) Bey de vardı. Yeşil’i sorduk. ‘Öldüğünü tahmin ediyoruz’ dedi. Ben de ‘bu ne biçim şey, göreve almışsın, birlikte çalışmışsın, daha ölüp ölmediğini, öldüyse nasıl öldüğünü bilmiyorsun. Nasıl istihbaratçısın’ dedim. Bilgim bundan ibarettir.”

Azerbaycan darbesi

Susurluk Kazası’nın ardından ortaya dökülen kirli ilişkilerden biri de Azerbaycan’daki darbe girişimiyle ilgiliydi. İddiaya göre ‘derin devlet’ Azerbaycan’da Haydar Aliyev’e karşı bir darbe girişimini kışkırttı ve destekledi. Ancak dönemin Cumhurbaşkanı Demirel, darbe girişiminden Aliyev’i haberdar ederek önlem almasını sağladı. Aliyev daha sonra Türkiye’ye geldiğinde Meclis Genel Kurulu’na seslenmiş ve darbe destekçiliği konusunda serzenişte bulunmuştu.

Haberin Devamı