Hayal değil, uzak gerçek

Dünya son çeyrek yüzyılda hızlı bir yakınlaşma yaşadı. Sonunda özellikle ekonomik açıdan nerede ise iç içe girdi. Moskova'da komünizmin çöküşü ile Kanada'dan Yeni Zelanda'ya, Şili'den Çin'e kadar ışık hızı ile akan ABD Doları, girip çıkmadığı kapı bırakmadı. Malların, paranın ve insanın sınır tanımaz olduğu bir dünya gerçeği ile karşı karşıyayız. Benim kuşağımın omurgası olan, "varlığım Türk varlığına armağan olsun" andı, torunlarımızın dilinde şimdi sanki hoş bir seda gibi.

Onlar 21. yüzyılda, başta en güçlü "ulus devletler" olmak üzere, ülkelerinin kendi boyutunu aşan "uluslararası sorunlarla" boğuştuğu bir dünyada yaşıyorlar. Küresel ekonomik bunalım, teröre karşı küresel mücadele ve küresel ısınma bu sorunların başında geliyor.

Şimdilerde artık, bir "Dünya Hükümeti" kurulmasının mümkün olduğunu düşünmeye ve konuşmaya başladılar. Son finansal krize karşı kapitalist ABD'nin, Avrupa Birliği'nin ve Japonya'nın, Komünist Çin'in merkez bankalarının ortak karar almaları ve uygulamaya koymaları bunun ilk işareti oldu.

Zaten bir süreden beri Avrupa Birliği 27 ülke için böyle bir "Kıta Hükümeti" kurmuş durumda. Yüksek mahkemesi, para birimi, geniş bir bürokrasisi ve hatta askeri güç kullanma yetkisi var.

2007'nin ilk aylarında başlayan ve üç aydır tırmanan parasal kriz, daha yıllarca sürecek küresel ekonomik bunalıma dönüştü. İngiltere Başbakanı Gordon Brown'ın ilk söylediğinde Almanya Başbakanı Merkel'in karşı çıktığı "birlikte önlem alma" önerisi, sonunda Beyaz Saray'da Başbakan Erdoğan'ın da katıldığı zirvede ortak düşünce haline geldi. İlk bakışta soyut bir sözleşme gibi gözükse de, küresel etki alanı içindeki bütün ülkelerin de, benzetmek gerekirse, dünya hükümetinin bu ortak kararına uymak zorunda kalacağını kimse yadsıyamaz.

Çünkü birincisi, ulus devletlerin karşı karşıya olduğu birçok önemli sorun, artık bütünüyle uluslararası nitelikte sorunlardır. İkincisi, ulaşım ve iletişimdeki akılları aşan gelişme dünyayı daha küçük bir yer haline getirdi. Üçüncüsü de, son bunalım, bu sürece ivme kazandırdı.

Genç kuşağın dilindeki bu "Dünya Hükümeti" aslında, bizim kuşağın "evrensel solculuk" özleminin yeniden adlandırılması mıdır, göreceğiz! Bu gidiş, insanoğlunun, "aşında ve işinde hakça bir düzene" doğru gidişse, dilerim hayal değil, gerçek olur.